bugün

sarı kırmızı yeşil renkleri ile "sözde" tübanlarını takıp da meclis'e geldikleri zaman aynı şekilde konuşabilecek misiniz?

-eğer yine de bu konuyu desteklemeye devam ederim ise cevabınız, sınıfta çoktan kaldınız.

din'i siyasi imge olarak kullananlara karşı hiç mi bir kelime sözünüz yok?..

din üzerinden siyasetin anasını ağlatan zihniyetler ve bu zihniyetleri körü körüne destekleyenler yüzündendir bunca yasaklar.

türkiye'yi her boktan zamanlardan önce "baş örtüsü-türban" diye diye olanların önünü gizlemeye çalıştılar, hepsinde de sizin gibiler sayesinde başarılı oldular.

2002'de ki seçim konuşmasında bu problemi hemen çözüveriyorlardı ne oldu? zamana yaydılar.. neden?..

çünkü sizler gibi bu konu ısıtılıp ısıtılıp karşınıza koyulduğu zaman halen daha yiyebilecek midesi olanların %50'leri aştığını biliyorlar.

orada diyor ki seçim ile ilgili değişiklik yapacağız, alfabeye harfler koyacağız, andımız ı kaldıracağız, 11 seneden sonra halen bu paketten sadece başörtüsünü çekiyorsan, bil ki halen hiçbir şey anlamamışsın demektir.

yazık.
Biz herkes için demokrasiden yanayız. ancak ülkemizde doğru bir muhalefet yok. muhalefet olmak, yapılan herşeye itiraz etmek anlamını taşıyor bunlara göre.

muhalefet partisine destek veren seçmenin istekleri bu yüzden geri planda kalıyor ve duyulmuyor çünkü bu istekleri dile getirecek bir muhalefete sahip değiller. Muhalefet partileri millete korku pompalamakla mevcut . Yok ülke bölünüyor, yok pkk nın istekleri yerine getiriliyor, şeriat geliyor, irtica geliyor diye.

Bırakın ülke elden gidiyor safsatalarını 21. yüzyıldayız. Bunları hepsi boş korkular yersiz ifadeler. Millet uzaya çıktı biz hala ideoloji, rejim korkusu içersindeyiz. Bu işler köprü yapma, yol yapma demekle olmaz. Daha samimi isteklerde bulunun. Asgari ücret arttırılsın deyin, faizler düşürülsün deyin, bırakın boş işlerle uğraşmayı.
bu '' demokratikleşme ve başörtüsü'' görünümünde paketlenen ve servis edilen, sıvandığı pisliklerden, kurtulmaya çalışan, bir adam ve güruhu'nun böl,parçala taktiği ile sıvışmasıdır!
gerçek demokratikleşmeyi örten sahte bağlantılardan birisidir. çağdaş demokrasi gibi bir kaygısı olmayan radikal dinciliğin gelişmesinde demokrasinin kullanılmasının tipik bir örneğidir.
Son derece doğru bir açılımdır. Ohhh be. Dir şu bağnaz tutucu din düşmanlarının kurtuldu bunca insan. Yetti lan zulmünüz.
ak parti öncesi sadece belli bir kesime olan 'demokrasi' nihayet bugün tüm kesimlere ulaşmıştır.
bazı insanların iddia ettiğinin aksine ikisinin birbirine bir engeli yoktur.
Okula başörtümle girebiliyorsam tayyip sayesinde diyorsun ya !! Okula gidebiliyorsan ATATÜRK sayesinde bil istedim ...
Başı açık kadınlar kadar başı örtülü kadınlar da normal insanlardır. Eğer ki baş örtüsünü simge olarak kullanan kadınları dışlayacaksak, başı açıklığı siyasi simge olarak kullanan kadınları ne yapacağız?
Bırakın artık kadınların kıçıyla başıyla uğraşmayı. Dönün de kendi sığ hayatlarınızı kalıplara sokmaya çalışın.
Özgürlük dediginiz şeyi özgürlüğe karşı çıkarak savunmayın. Size öğretilenleri değil sizin düşündüğünüz şeyleri söyleme cesaretine sahip olun.
komik olan iki kelimenin bağlaçla bağlanması.
eğer birilerinin kafası kapanacak diye diğerleri de kapatılmaya çalışıyorsa buna demokrasi denir mi?
demokratikleşmenin yolu 'kadının kafasını kapatalım mı yoksa açalım mı'da gizli değildir.niçin illa kadını bu tarz söylemlerle ötekileştiriyorlar! namus kadının saçının telinde mi gizli....
üniversite ya da kamu kurumları için, böyle bir kural koymanın kendisi siyaseti ikincil bir doğulu-batılı/ halk- elitler ikiliğine sıkıştırmanın yollarından biri oldu. sürekli sağ partilerin değirmenine su taşımaktan da başka bir işe yaramadı. özellikle gerçekten laik bir devlet kurmanın hiç bir zaman bu "güya cumhuriyetçi" aydın ve politikacıların işine gelmediği düşünüldüğünde. Gelelim Akp'li devletlulara, onlar ise hala berkin elvan uyandı mı sorusuna, türbanlı kardeşlerimizin üniversiteye girmediğini biliyoruz diyecek kadar, şaşkın ve panik durumdalar http://www.odatv.com/vid_video.php?id=8CAA2 Aynı insanlar, öğrenci evleri ya da alkol gibi mevzularda kültürümüz, ahlakımız diye dayatmacı bir üsluba balıklama atlayacak kadar da dayatmacılar. iki cenahtan da özgürlükçü ve halkçı bir atılım gelmeyeceğini göstermesi itibariyle de çözücü ve evet bir anlamda daha işlevseldirler. bakalım bu türbanlı kardeşleriniz güvencesiz, insanlık dışı yaşama koşullarına baş kaldırırsa ne yapacaksınız? Tekel direnişinde ya da gezi'de olduğu gibi muhalif saflarda yer aldıklarında ne yapacaksınız? kemalistler 1930'larda, son moda ideolojik dürtülerle tek tip insan yetiştirmeye çalıştılar. peki bunun islami versiyonunu bugün yaptığını zannedecek kadar zafer sarhoşu bu arkadaslar, bunun ters tepmeye mahkum olduğunu görebilecek mi bakalım.
Dünyada "bir şeyleri kapatarak" açıldığını iddia eden tek siyasi iktidara sahip olarak çok şanslıyızdır.
(bkz: ters mıknatıslanma)

demokratik bir ülkede, demokrasiyi içselleştirmiş bir toplumda kadınlar bir yasağı özgürlük olarak görmezler. böyle bir yasak empoze edilip de büyüdüklerinde saç gösterme yasağıinanç özgürlüğü sanmaları sağlanmaz. islam ve diğer ibrahimi dinlerin hepsi kadını sarıp sarmalayarak erkeğin ona bakmasını engelleme yoluna gitmiştir. yani erkeğin siki kalkmasın diye kadın kapatılmıştır. bunu softa ve yobazlarda açık açık görebilirsiniz. mümkün oldukça kadını evin dışına bile çıkartmıyorlar. bu kadını toplumsal yaşantıdan uzak tutan, hiçbir şey görmemesine ve öğrenmemesine neden olan bir davranıştır. başbuğ atatürk'ün de dediği gibi; erkeğin ilerleyip kadının geri kaldığı bir toplum ilerleyemez. erkek ve kadın birbirini bütünleyen iki cinstir. bunları birbirinden ayrı yaşamlara mahkûm edip, birbirlerini tanımaz ederseniz o toplum içten içe çürür. ortaya cinselliklerini baskılar nedeniyle yaşayamayan insanların sapıklıkları çıkar.
Kendi açtığı başlığı takrar gündeme getirme çabasıdır.

Eskidi artık bu tartışmalar. mini etekli, dekolteli bayanlar, erkeklerden ilgi görmüyor diye, huzursuz olan kız başlıkları gibi algılıyorum artık.
Olaya bişeyleri kapatarak açıldığını zannetme sığlığında bakan denyoları da görmüş olduk.
Başörtüsü takmamayı tercih edenle takmayı tercih eden arasında fark olduğunu idda eden bu denyolarla demokratikleşme konuşmak abestir.