bugün

sevgilisiz hayat

gayet rahat hayattır efendim. 24 yaşına gelen ben, bazen gaza gelip bazı (bence haketmeyen) erkeklerin manitası olmuştur, her seferinde karın ağrılarıyla geçen cicim ayları evrelerinde acılar çekmiştir. bu erkeklere öyle körü körüne bağlanmıştır ki; şiir sevmezken bir sabah özdemir asaf şiirlerini sayıklayarak uyanmıştır, bir akşam içerken nazım hikmeti anmıştır, kısacası karakterini değiştirmiştir. iyi de yapmıştır.

eskiden bu durumu çok kafaya takıyordum, 'gerçek bir ilişkim olmalı artık, hep böyle kısa süreli nereye kadar!' modunda geziyordum ama bu durumun bana tek getirisi bol bol depresif müzikler oldu. evet çok fazla slow rock parçalar keşfettim, söylemem. dediğim gibi; parçalar!

hatta bu bünye birzamanlar ileri gidip matematiksel açıdan ilişki durumunu irdeledi;
yaptığım hesaplara göre; türkiye sınırlarında, tam anlamıyla uyuşabileceğim 110,4 erkek bulunmakta. 0,4 lüğü merak etmiyor değilim. henüz bu 110,4 erkeğin, 0,2777 si ile tanışmışım. yani 4/1 yol katettim hayat arkadaşımı bulmakta. yaptığım hesaplara göre; 34 yaşıma geldiğimde, paydayı 1 de tamamlayıp hayatımın anlamıyla tanışacağım, bu da 2022 yılının kasım ayına denk geliyor.

bir düşün bakalım ey yazar! yolda yürürken, kulağımda müzik; now playing: guns n' roses - november rain ve dakika geliyor, çanlar benim için çalıyor! paydayı tamlayacak 1'e yolda rastlıyorum. o gün bu entariyi editleyeceğim, meraklanma.

evet, hayat beni isviçreli bilim adamı yaptı.

yazarken düşündüm; ya o gün 0,4 ile tanışırsam? kim verecek bunun hesabını?