bugün

sözlük yazarlarının itirafları

Çoğu insan artık hesaplı kitaplı yaklaşıyor etrafındakilere. “Ben böyle yaparsam, o da böyle yapar. Ben bunu söylersem, o ağzıma sıçar.” mantığıyla belirliyorlar karşılarındakilere olan tavırlarını. Ama bir ben böyle değilim sanırım.

Biri benim hayatımdaysa -ister dostum olsun, ister ailem, ister sevgilim- ve ben de o insana gerçekten değer veriyorsam, önemsiyor ve seviyorsam onu içimden geleni yaparım. Ağzıma geleni de söyler, durduk yere sarılıp öpebilirim de… Bundan hiç gocunmadım bu kadar zaman. Bundan sonra da gocunacağımı zannetmiyorum.

içimden gelir; iyi ki varsın mesajı atarım, elini tutarım, sarılırım, sevdiğimi söylerim, şarkılar şiirler yollarım, ona itafen yazılar yazarım, hediye alır sürprizler yaparım, çiçek alırım, şımartırım.

Ben hayatımda önem verip sevdiğim insanlar için pek çok şey yaparım. Ben pek çok şey yaparım da, onlar anlamazlar bunu. Şaşırır, bocalarlar. Çünkü hepsi hesap kitap peşinde. Bir satranç oyunu gibi yönetirler ilişkilerini de. Duyguları yüzünden belki de o kadar kırılmışlar ki, her şeyi mantık düzeyine oturtup yaşamaya alışmış hepsi. Halbuki bu dünya üzerinde ve bu zamanda belki de en değerli olan şey, bize kalan en değerli şeydir duygular. Hele ki bu kadar çok pislik varken… insanoğlunun duyguları bu kadar kirletilip, bu denli sömürülürken… Ben biliyorum duyguların kıymetini, duygularımın kıymetini. Ve bunları hayatımda önemli olan insanlara göstermekten de hiç çekinmedim bu kadar zaman. Şu anda da, sevgimi çok gösteriyorum diye bir insanı kaybedebilirim. Çünkü "rol yaptığımı" düşünüyormuş! * Öküz olsak ayrı kabahat, sevgimizi göstersek ayrı kabahat! ama Hesap kitapla yaşamam ben ilişkilerimi, gelişine yaşarım. Nasıl hissediyorsam öyleyim. Seviyorsam; sarılırım, öperim, söylerim. Kızmışsam; bağırırım, söylenirim. Üzülmüşsem; somurturum, ağlarım. Mutluysam; havalara uçar, şarkılar açar, dans ederim. Birini üzdüysem de, hata yaptıysam da böyleyim. Affettirmek için çok çabalar, çok şey yaparım. Bir sorun olduğunda da böyleyim; çözmek için çabalarım. Onu da anlarım, empati kurarım. Mutlaka bir çözüm bulurum. Yapacağım en son şeydir kestirip atmak.

Ve hayatımdan giden insanlardan sonra, arkamı dönüp baktığımda da hep şunu derim: “Ben ona gereken önemi, gereken değeri verdim; söyledim, gösterdim, yaşattım. Ama o gitti mi? Varsın gitsin. Ben rahatım.” Uzun zaman sonra geriye dönüp baktığımda da: “Benim içim çok rahat! Ben gerekeni yaptım, varsın o düşünsün.” diyeceğim. Kalanlara da, hayatıma yeni girip değerimi hak eden insanlara da aynı önemi, aynı değeri ve aynı şeyleri yaşatmaya devam edeceğim. Ta ki ölene kadar… Ve bundan da hiçbir zaman pişman olmadım, olmayacağım.