bugün

yolda çarpışıp düşen kitapları toplarken tanışmak

Ilyas elinde siyah bi torbayla ilerlerken bir yandanda telefonunun zil sesini ayarlamaya calisiyodur. Yolda dilili, dülülülü seslerine adabte olmustur ve yurudugu sokagi cirkin nokia muzikleriyle polifoniğe bogmustur.
Eylem ise karsi istikametten, elinde dan brown' nun dijital kale ve ihanet noktasi kitaplari, kulaklikla muzik dinliyor ve kültürel kültürel etraftan kopuk mp4 ekraniyla ilgileniyor.

Ve bu iki karakter carpisma yasiyor..

Ilyas: yavas ulan ayii ( kafasini kaldirir ve taş bebek edayi farkeder ) pardon baci kiç ustu dustun acimadi ya?

Eylem: yavas olsana arkadaşim ya!

ilyas: gancigin dediyne helee! Ula sigir asil sen yavas ol!

Ilyasin siyah torbasi carpismayla elinden firlamis icindeki kuru soganlar yola savrulmustur. Dan brown'nun eserleriyse savrulmus, yuvarlanmis soganlara nazaran eylemin onune dustu.

Eylem: cok seviyesizsiniz beyfendi. Hangi dağdan geldiysen artik ayak uyduramamissin sehir hayatina.

Ilyas: sütluce dagindanim sekeroglan koyu sen kimlerdendi ( bir yandan soganlari toplar )

Eylem:...

Ilyas: buralimin?

Eylem:... (ustunu silkeler bu arada)

Ilyas: anangiller köyü yohmudurr?

Eylem: git beeee!

Eylem uzaklasir..

Ilyas: .mina godugum galtagaa.

Ilyasta elinde kuru sogani isira isira uzaklasir.

Ilyas: ohhh kütür kütür mubarek.