bugün

elenmeden secilmeden universite hakki istemek

girdik de ne oldu, gireceksin de ne olacak peki? sorusunu sordurmaya yöneltmiyor değil hani insanı. zamanla bu tatlı rüyan bir kabusa dönüşecek ve keşke sınav olsaydıkta ben de kazanamasaydım deme noktasına bile sürüklenebileceksin. en azından sınavla girmeye hak kazanırsan hayal kırıklıklarıyla tanışman daha erken olur.(sonradan büyük bir kazanç olduğunu anlarsın) puanlar gelene kadar iyidir, hoştur herşey. ta ki tercihleri yapmana sıra gelene kadar. '-aaaa öğretmanlik yaz kızım; bayan mesleği hem, -olur mu hacııı yazsın yönetim bilişim gül gibi geçinir valla imanıma.' bu diyaloglar uzadıkça uzar ama işin ilginç olan tarafı şu ki sana hiç konuşma sırası gelmemektedir. öyle ya da böyle yapılır tercihler. sırada burs başvuruları vardır. derecen sağlam olabilir ama arkana söyle o da sağlam olsun; olmaz bu işler başka türlü çünkü! 'kı.ıma bile sokmam' dediğin para için saatlerce kuyruk beklemen gerektiği söylenebilir sana. hadi bunu da hallettin diyelim. şehir dışından geldiysen bi de söyle annene çok ağlamasın ağlayacağı günler çok yakında çünkü. ders aldığın yerle ilgisi olmayan bir yurda yönlendirilmekle karşı karşıya kalırsın! sıkıysa isyan et; kalabileceğin başka yerin yok ki... koz onların elinde çünkü, yavaş yavaş kimlik çatışması yaşamaya başlarsın. ailenin değerleriyle bulunduğun yerdeki değerler farklıdır. anlarsın ki kandırılmışsın bir kez daha ve sonu gelmeyecektir bunun. üstelik üniversite öğrencilerine geleceğin aydınları gözüyle bakılması gerektiğini düşünürken bir de bakmışsın potansiyel bir suçlu durumundasın. çünkü mobeseler seni izlemektedir 24 saat. üstelik bu olay senin yararınaymış gibi yansıtılmaktadır. hazır mısın bu ve benzeri olaylarla yüzyüze gelmeye? eğer hazırsan al bakalım pastadan(!) hakkını.hem bak meşhur olmak da cabası 4 bir yanın kamera; değil mi ama?