bugün

ayrılık sevdaya dahil

bazen olası bir ayrılığı tahayyül etmeye çalışırsın bir sevda ihtimalinin içindeyken. hazırlıklı olmaya çalışmak de istersen, istersen melankoli düşkünlüğü, istersen de yalnızken de başının çaresine bakabildiğini hatırlama ihtiyacı. o ihtimalin daha ilk dönemeçte tipiye tutulduğu bi anda vuruverir bu his. ya da o dönemeç aşıldıktan sonraki en mutlu ve en sorunsuz anında yakalayıverir seni. huzur batmamalıdır oysa. ama daha önce, varlığı yoklukta bulmak zorunda bırakılmış bi insansan, sıyrılamazsın öyle kolay o korkulardan. kahretsin, ne zaman gitmemişsindir ki korkularının üstüne? ne zaman yüzleşmeden örtbas etmişsindir ki duygularını? kör cesaretini yitirmek istemeyen, ondan beslenen ve hep bu cesareti, gücü sebebiyle ilk adımını attığı güzelliklerin son adımını atmak da kendisine bırakılan bir insansan, bu kez o ayrılık anı gelip çatmadan provasını yapmaya başlar gönül. nasılsa gidecektir, nasılsa kalmayacaktır, ya da belki de istese de kalamayacaktır. ve bu kez, onu diğer gidenlerle aynı kefeye koymamak, onların ardından bu kırılganlıkla onlara zarar verdiğin gibi, ona da zarar vermemek adına, bağışıklığını hatırlamaya çalışırsın. o giderse, gitmek isterse tutmayacaksındır. en bırakmak istemediğin o olsa bile ve istesen bırakmayacak güce eriştiğin bi hale bürünebildiğin halde, olabildiğince özgür bırakıcaksındır o'nu. o'nun özgürlüğüne duyduğun saygı, kendi çekeceğin sızıya bedel olsa da.

bambaşka bi şekilde dahil oluverir o an ayrılık sevdaya. o'nun; kendi yekliğini, gün gelip de ikinizin yekliğine tercih edebileceği ihtimali kalbe düştüğünde...

senin yekliğin? sen; o'nun yekliğini de kattığın için ruhuna, çoğalırsın, kendine sığmaz, kendinden taşarsın. aşmanın sırrı budur.