bugün

öğretmenin cetvelle dövmesi

sınıf öğretmenlerinin kalitesizliğinden kaynaklanan durum. evet kalitesizler. arada ilkokulun yanından geçerken filan görüyorum, kadın sadece sıraya girmedikleri için çocuğun kafasına vura vura itiyor çocuğu. ilkokuldayken aşırı uslu bir çocuk olmama rağmen suçsuz yere kendi sınıf öğretmenim dışında 2-3 defa tokat yemişliğim vardır. ama diğerlerinin yediklerinin yanında hiç tabi bu. tabi bir de ailemin önemi var ki, bana bağırsa bile öğretmen giderlerdi hemen okula. neden giderlerdi, çünkü bana haksız yere böyle yaptı derdim. annem babam bir tokat bile atmamışken, zaten o insanların bana attığı tokatlar hala hatrımda. görsem suratlarına tükürürüm.

anımı paylaşayım bir de başlığı görünce celallendim:
bizim sınıfta bir çocuk vardı, babası almanya'da annesiyle ayrıydı filan. çocuğun ilgileneni yok tabi pek. bir iki defa hırslığa karışır gibi olmuştu adı, ama bir türlü hani kimse gidip "sen hırssızsın" diyemedi çocuğa.
bir gün öğretmenimizin* dolma kalemi kayboldu. aradı taradı bulamadı. "sen aldın di mi!?" diye bu çocuğa girişti. "Vallaha almadım, alsam neden söylemiyim, hırsız değilim ben!" diye bağırdıkça arkadaş, o cani "şey" tekmeledi çocuğu. tekmeleyerek dışarı atıyordu ki, sınıfın kapısı çalındı, içeriye nöbetçi öğrenci girdi ve "bu sizinmiş sanırım öğretmenim, koridorda buldum" diyerek o dolma kalemi masanın üstüne koydu. çocuk yerde kıvranırken "söylemiştim, ben almamıştım" diye ağladı.

hayatı boyunca öğretmeni tarafından el üstünde tutulmuş, diğer öğrencilerden bariz bir şekilde ayrılmışımdır. ayrım yapılmıştır. sıra dayağı atıldığında, benim elime ve benim gibi olan bir arkadaşımın eline "daha yavaş" vurulmuştur.* sonuç: o kadını gördüğüm her yerde kafa çeviriyorum. bana dokunmayan bin yıl yaşasın mümkünse, ama sürüne sürüne.