bugün

sosyalizm

bilimsel sosyalizm ve ütopik sosyalizm olarak ikiye ayrılır. ütopik sosyalistlere göre üretim araçları üzerindeki özel mülkiyet bir sorundur, fakat bundan doğan artı-değer nasıl sınıflandırılmalıdır, işte bunun açıklamasını yapamaz ütopik sosyalizm. çünkü ütopik sosyalizm olayı yalnızca bir ekonomik mücadele biçimi olarak görüp mücadelenin aslını kavrayamamaktadır. çünkü sorun sınıflı toplumların sorunudur. üretim araçlarının gelişmesini engelleyen her karşıtlık eskimeye mecburdur ve bu yüzden yıkılmaya. işte bilimsel sosyalistler bunun bir sınıf kavgası olduğunu söyleyerek mücadelenin ekonomik, siyasal ve ideolojik olması gerektiğini beliritir.

bilinç insanların maddi dünyalarını etkileyen bir kavramdır. üstyapı kavramı altyapıyı etkiler. fakat aynı şekilde altyapı kavramı yani maddi dünya da bilincimizi yani üstyapıyı etkiler. bu nedenle kapitalist toplumun bilincine göre yetiştirilen bireyler sosyalizm bir hayal olduğunu düşünürler. kendilerince haklı bir iddia fakat yanlış bir iddia. bunu bir örnekle vermek gerekirse rus devrimi sonrası lenin şöyle konuşmuştur; "Gerçekten de ülkemizde, devlet iktidarı işçi sınıfı tarafından kullanıldığı ve devlet bütün üretim araçlarını elinde bulundurduğu için, bize de nüfusu kooperatifler içinde bir araya getirmekten başka bir şey kalmıyor. Nüfus kooperatifler içinde en yüksek derecede toplanınca sosyalizm, eskiden haklı alaylara, gülümsemelere, sınıflar savaşımının, siyasal iktidar vb. için savaşımın zorunluluğuna pek haklı olarak inanan kimselerin küçümsemesine yol açan o sosyalizm, kendiliğinden gerçekleşiyor." (Lenin, Ekim Devrimi Dosyası, Sf. 618, Kooperatifçilik Üzerine) işte burada belirtildiği gibi devrimin ertesinde halkla beraber sosyalizm kendiliğinden kuruluyordu. fakat biliçli bir şekilde bunu yapmaktaydılar.