bugün

ilkokul aşkları

dansa davet günleri.. umutsuz aşkların başlangıcı.

kız çok güzel sırma saçları bin bir emekle örülmüş gibi, hem yakalığı bile diğerlerinden farklı. bu öğlen beslenme dersinde sanki bana da baktı, geçen günde kalem açma bahanesiyle yanıma gelmemiş miydi ki?
.
ya dansa davet dedikleri bir oyun var. ama ben çok utanıyorum ya oynayamam ki. ben kızarırım, utanırım ya hem dalgada geçerler benimle, oynayamam ki ben! bu tenefüs top oynamasam(top: kimi zaman ezilmiş kola kutusu, kimi zaman irice bir taş) dansa davet oynasam belki o zaman daha yakın oluruz zeynep'le. hadi bi cesaret..
.
ve gelir o gün, kızarmalar, utanmalar, çevreye kaçamak bakışlar eşliğinde oyun durumuna geçilir, sıra sıra dizilinir. benim sıra ne umurum da. zeynep tek sıra halinde karşımda, ne güzel duruyor hem bugün farklı kordelasıda var kesin benim için bu, bana bir şekilde mesaj gönderiyor olmalı. ne mutluyum. hem hiç aklıma gelmiyor top oynamak...
ilk zeynep çıkar atağa ve gelir. bakar gözlerime, geçer yanımdan kağan'a el uzatır.. kağan sınıfın zenginlerinden ilk maymun desenli 'lcw' tişörtü onun üzerinde görmüştüm. zeynep ne kadar uysalsa kağan bir o kadar şımarık.. neden kaan'ı seçmişti ki?? lcw tişört içindi yoksa beni seviyordu o da. ben emindim. hem ben ona yardım da etmiştim matematik dersinde, kaan hiçbir şey yapmamıştı ki onun için...

zeynep'ler yine uysal,güzel.. kağan'lar yine bir o kadar şımarık...