bugün

kumral ada mavi tuna

--spoiler--

-ben buradan denize balıklama atlar, yüzer gelirim! dedi aras. sesinde kafa tutan, meydan okuyan bir ton vardı ki, meydan zaten tamamen onundu. "sen yaparsın arascım!" dedi gururla ada.

aras, ada'nın yanağından bir makas aldı. ada cilveyle gülümsedi ve ağbim denize doğru koştu. kör uçuşu balıklama atladı.

TAK! diye bir ses duyduk. o kadar. başka hiçbir şey duymadık. TAK! sert bir cismin başka bir sert cisme sertçe çarpma sesi. hepsi o kadar. bir daha aras olmadı. aras atladı ve bitti.

on sekiz yaşında hiç acı çekmeden gitmişti aras. ada günlerce hastanede kaldı. elimde aras'ın tişörtüyle kalmıştım.

o gece kuzguncuk uyumadı. o gece aras'la birlikte benim de bir parçam gitmiş, tümden yok olmuştu. o gece hepimiz bir şeyler yitirmiştik. geleceğimizden bir parça, umutlarımız ve neşemizden kocaman bir parça. o geceden sonra hiçbir şey bir daha eskisi kadar güzel olmadı. hiçbir şey.

ah aras, ah böyle nereye?

son yıllarda sık sık gördüğüm bir düş var ve sanki benim hikayemi tam özetliyor. düşümde aras’ı camdan yapılmış bir kutu içinde görüyorum. sırt üstü yatmış, uyuyor. öyle yakışıklı ve genç ki... ah onu tanımlayamam. bunu ancak aras’ı tanımış, o güzellikte yanan dikkafalı erkeksi ateşi görmüş olanlar anlayabilirler.

ürkütmemeye çalışarak içinde yattığı camdan kutunun çevresinde dolanıyorum. güzel burnunu, etli dudaklarını, uzun bacaklarını ve uzun parmaklı ellerini süzüyorum. bir kadının erkeksi güzellikten yayılan o inanılmaz çekimle sarsılışının on katı heyecanlanıyorum. hayır yirmi, yok yüz katı! sonra onun da beni beğenip heyecanlanmasını arzu ediyorum. sanki o beni tanıdığı ve bundan sonra tanıyacağı bütün öbür kadınlardan daha fazla beğenmezse dünya duracak. o beni beğenmezse öleceğim. o bana hayran olmazsa ben yok olacağım. kadınlar aşık olduklarına bütün işlevlerini böyle yitirirler ya hani.. aras uyanıyor. aras bana bakıyor. gözlerinde bana baktığında bir tek benden gizleyemediği hayranlık. tanrım, aras bana hayran, o bana hala hayran!

sonra...

taş kesilmiş kalakalıyorum. onu, o ilkgençlik aşkımı camdan bir tabuta on yedi yaşımda hapsetmiş, öylece seyrediyorum. kederden delirerek. ter içinde uyanıyorum yüzlerce kere. sabah ezanı okunuyor, ben ağlıyorum.

ah aras, ah, nereye?-

--spoiler--

18 yaşımın en güzel kitabı. kumral ada mavi tuna.