bugün

din derslerinde yalnızca islamın öğretilmesi

ülkedeki çoğunluk gibi, klasik bir devlet lisesinden mezun oldum. ve şöyle söyleyebilirim ki liseye kadar gördüğümüz din eğitiminde tüm dinlere yer verildi. okulumun diğer okullardan bir farkı yok. fakat bu noktada sanırım hoca faktörü de öne çıkıyor. ne mutlu ki öğrenim boyunca 4 farklı din hocasından ders aldık. hepsi de mükemmeldiler.ve ne sorulursa sorulsun eşit hakta cevaplamaya çlışıyorlardı. tamam geneli için söylemek pek doğru olmayabilir. yani her meslekte farklı kişi tipleri mevcuttur. belki de benim şansımdır dediğim gibi.

fakat değinmek istediğim bir diğer nokta, bizim avrupa ve diğer hristiyan ülkelerden ayrıldığımız çok önemli bir husus var. çoğunluğunu katoliklerin oluşturduğu hristiyan ülke camiasının yine çok büyük kısmının(dikkat edin çok büyük bir kısmı diyorum) anayasalarında laiklik terimi bulunmamaktadır. bunun yerine resmi lider yapıları millete aktarılarak kiliseden ayrılmışlardır. ancak eğitim konusunda böyle bir konu tam olarak bulunmamaktadır. tıpkı bizdeki imam hatip liselerinin benzerleri onlarda da var. fakat onlardan mezun olunca sadece papaz, rahip, peder * olmaları gibi kısıtları yoktur. bu nokta da laik olmadıklarının göstergesidir. bununla birlikte inanılmaz iyi din eğitimi vermektedirler.

bizim okullarda okutulan din konusunda biraz dar kaldığımızı düşünüyorum. yani çoğu okuldaki arkadaşlarımdan duyduklarıma göre sadece dua ezberlemek, namaz kılmayı öğrenmek gibi fonksiyonlar yapılıyor ki bunların da temeline inilmiyordu. genel olarak yaptığım araştırmalar ve kendi birikimim doğrultusunda söyleyebilirim ki ahlak, islam temeli, değişmez yapılar(dua, namaz şekli) iyi anlatılmaya çalışılıyor; fakat eksik olarak anlatılıyor. hele ki 1517-1924 arasında yüzyıllarca islamın bayraktarlığını yapan bir ülkede. yani konu sadece islama odalanıyor. halbuki konu bu kadar basit değildir. bu sürede halifelik etkileri vs gibi konular genelde tarih derslerinde ve orada da kısıtlı olarak anlatılıyor.

şüphesiz inanın ya da inanmayın kitaplar arasında en demokratik(neye göre, kime göre?) kitabın bizimkisi olduğu düşünülürse bunlara bağlı anlatılacak çok şey olduğundan adım gibi eminim.

ama bu konu özellikle türk topraklarında hassas bir konudur. bu doğrultuda defalarca düşünülmesi ve konunun tekrar tekrar işlenmesi gereklidir. ve geniş kapsamlı, bol bilgi ve anlatım içerikli olarak zenginleştirilmelidir.