bugün

cem uzan ın oy aldığı bir ülkede yaşamak

sanıyorum zaman gazetesinin bir reklamını görmüştüm, şöyle bir şeydi;

''biz ne zaman ayrı düştük?'' ve aynı tema ile bir diğer slogan ''kafa kafaya mı vericez, kafa kafaya mı gelicez ?''

işte ayrı düştüğümüz zaman bu. öyle bir zamandayız ki, artık birbirimize tahammülümüz yok. kendi içimizde birbirimize düştük. sevmiyoruz birbirimizi.

bu ülkeyi sevdiğini söyleyen, bu ülkenin iyiliğini isteyen ülkücü gidip bu ülkenin iyiliğini isteyen, bu ülkeyi ileri götürmeyi hedefleyen solcuyu dövüyor.

üniversite kampüsünde sevgilisi ile ele ele dolaşan genç sayak yiyor. şaçını uzatan, küpe takan taciz ediliyor, dövülüyor.

sevmiyor kimse birbirini, sevgisizleştik. sevmiyor aynı ülkede, aynı havayı, aynı tarihi paylaştığı kız kardeşini, erkek kardeşini, babasını, oğlunu, kızını.

öyle bir günde yaşıyoruz ki ''sen neden o partiye oy verdin gerizekalı?'' diyen biri gelip sizden utandığını nefret ettiğini söylüyor. neden?

neden kaldıramıyoruz herkesin istediği gibi düşünebilme, davranabilme hakkını. neden herkesi kendimiz gibi olsun istiyoruz? neden doymuyoruz?

bunların hepsini geçtim. bu tahammülsüzlüğümüz nasıl bu noktaya geldi? 5 vakit namaz kılana
yobaz, doğulu herkese kürt diyoruz. bölünme korkumuz değil mi zaten bizi bölen, kutuplaştıran? aman kürtler tehlikeli, aman irtica tehlikesi var diye diye oluşturmadık mı aramızdaki bu engelleri?

ana haber bültenlerini artık izleyemeyen bir insanım ben. magazinsel içerikten dolayı da değil. içim kaldırmıyor. bu ülkenin polisine saldıran milliyetçi, bu ülkenin polisine saldıran solcu mu olur? üç kuruş para için ölen insanlarımızı görmekten bıktım. ardından ''selülitler nasıl engellenir'' tarzı haberlerin verilmesi ise aslında bu duruma olan ilgimizdir bizim. o yüzden eleştirmiyorum. çünkü zaten toplum olarak bakışımız bu. ''aa gencecik çocuk ölmüş'' dedikten sonra antalya'da hala denize giren bikinili kızları görüp
rahatlıyoruz.

içimizde büyüyen bir nefret var. bu artık çok bariz. duygusuzlaşıyoruz. çok kolay kavga ediyoruz. insan insana vurabilir mi? insan insana kıyabilir mi? bu korkunç düşünce tüylerimi zaten yeterince ürpertirken biz bunu doğallaştırıyoruz ve günlük yaşamımıza normalmişçesine sokmaya çalışıyoruz.

ve ben bizim ne zaman ayrı düştüğümüzü düşünmekten sıkıldım. sanıyorum artık hepimizin bir şekilde ayrı düştüğümüzü farketmemiz gerekiyor. ben şimdilik bu hoşgörüsüzlüğe sadece üzülebiliyorum. elimden daha fazlası da gelmez zaten.