bugün

entry'ler (1611)

yenibiris com la yaşanan ilginç olay

dün itibariyle yaşanan akıllara zarar durum. şimdi efendim bu aralar iş arama sürecindeyim ve malumunuz bu süreçte insan telefonu her çaldığında hafif bir kalp çarpıntısı yaşıyor. öncelikle şunu belirteyim bulunduğum yerde bazen telefonum açık olduğu halde çekmediği için telesekretere bağlanıyor ve akabinde arayan numara telefonuma mesaj olarak geliyor. dün de böyle bir durum yaşadım ve telesekreter servisini aradım. ki asıl bomba burada başlıyor. telesekreteri aradığımda br kadının içli içli "ölmedeennn mezaaaraaa koydduularrr beniii." diye söylediği şarkıyı dinledim. bir süre bir arkadaşım şaka yapıyor falan sandım. sonra arayan numarayı tuşladığımda karşıma yenibiris.com çıktı. yani öyle profesyoneller ki sağolsunlar çalışanları görüşme için aradığı sırada türkü söyleyebiliyor. hatta telesekretere bağlandığının dahi farkına varamayabiliyor. ulan bari neşeli bir şeyler söyleseydiniz. insanı daha da umutsuzluğa sürüklüyorsunuz.

anal hazırlığı için kıçına fırça sokan sözlük kızı

(bkz: )at yalanı sikeyim inanani

ben bu yazıyı ölen köpeğime yazdım

köpeğinizin vefat edişinin üzerinden 1 hafta geçmesine rağmen yüreğin kavrulması durumu.

Benim minik yavrum tam 1 hafta geçti senin vefatının üzerinden. tıpkı bu akşamki gibi soğuk yağmurlu bir akşamda bir araba çarptı sana. sonra göz yaşlarımız döküldü cansız bedeninin üzerine. öyle çok göz yaşı döktüm ki gidişinin ardından artık ağlamaya da korkuyorum. bir başladı mı dinmiyor çünkü gözümün yaşı. bugün yani gidişinin ardından 1 hafta geçmişken arabaya bindim ve ne yaparsam yapayım seni ne kadar özlediğimi hatırladım yine. arabaya bindim demiştim ya hani o anda dedim ki içimden: "şimdi radyoyu açsam ve çıkan ilk şarkı senin bana hissettirmek istediklerin olsa." dedim. sonra radyoyu açtım ve ömrümde ilk defa duyduğum bir şarkı çalmaya başladı. sözleri aşağı yukarı şöyleydi "bu aşk böyle biter mi sandın elveda demeden." işte bir başkasına anlatsam delirdiğimi sanacak bir sürü saçma şey yapıyorum. seni çok özlüyorum miniğim. hayatımın 6 senesi boyunca benim hayatımı güzelleştirendin sen. seni hala çok seviyorum minik bebeğim..

ben bu yazıyı köpeğime yazdım

benim canım miniğim bugün hiç ağlamadım. çünkü ağlamaya başlayınca tutamıyorum kendimi devamı geliyor perişan oluyorum. güzel yavrum, kokusunu özlediğim mutlu musun oralarda? sen de özledin mi bizi bizim seni özlediğimiz kadar? oralarda sakın kedilere sataşma olur mu? çok korkarsın kedilerden.. bir de kendini kurbaga sanıp sinekleri ağzınla yakalamaya çalışma benim güzel yavrum..

benbunlarikimseyeanlatmadim

alışmaya çalışan yazar.

(bkz: dostlar sağolsun)

ben bu yazıyı köpeğime yazdım

Benim canim yavrum Hala konusamiyorum insanlarla senin hakkında. Kelimeler bogazima diziliyor. Hala gözümün yaşı akıyor dinmemecesine. Rastgele gördüğüm köpek resimlerine dahi bakamiyorum. Dün akşam babam eve geldiğinde hep olduğu gibi "Bekle, ayaklarını silicem"demesini bekledim. Demedi. .Bir ara pati seslerini duymayi umdum. Olmadı. .Herkes senin hakkında konusuyor. Çok üzüldü herkes gidişine.Videolarini izliyorum, fotograflarina bakıyorum. Seni çok özlüyorum. Yüreğimin sizisi ne zaman geçer ya da geçer mi bilmiyorum. Seni aradan kaç yil geçerse geçsin ömrümün sonuna kadar yaşarken olduğu gibi hep tüm kalbimle sevmeye devam edicem. Aklımdan hayalin, gözlerimin önünden yüzün hiç silinmeyecek. Benim güzel yüzlü oğlum, minigim..Yağmurla ilk tanışmanda gökyüzüne bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıp sapsal sapsal suratıma bakışın, sıcak bir yaz gününde seni dusakabinin içinde bulup kahkahalara bogulmam. .Tüm bu anılar hep hafızamda benim güzel yavrum. .Orda mutlu ol emi. Sen bizim uzulmelerimize, aglamalarimiza bakma sakın hep sana ozlemimizden. .Tekrar buluşan kadar kendine iyi bak benim güzel yavrum. .

ben bu yazıyı köpeğime yazdım

Benim canim yavrum Seni kaybettikten sonra sadece 1 saat uyuyabildim.Uyandigimda kalbimin oyuldugunu hissederek. Seninle ilgili hiç "keske" lerim olmadı. Bir insan bir canlıyı ne kadar çok sevebilirse ben de seni o kadar çok sevdim. Tüm kalbimle. .6 sene boyunca kapıdan her girdiğimde sanki uzun zamandır gorusmemisiz gibi sevinçle bana kosusun ve benim her defasında seni sımsıkı sarıp öylece kalmam. Sen 6 sene boyunca benim hayatının ışığı oldun. Tam da yol ayrımına girip planlar yaparken bir anda avucumdan kayıp gittin. Ben tasindiktan sonra seni yanıma getirdiklerinde "Alisir mi acaba oralara? Sıkılır mi? Usur mu ?" leri düşünüp planlar yaparken sadece 1 saat içinde gidiverdin hayatimdan. Ömrümde ilk defa bu kadar çaresiz hissettim kendimi. Öldüğünü biliyordum ama gecenin karanlığında nefesim tikanana kadar koşup "Ölmedi.Veteriner iyileştirir.Birakmaz o beni" diye düşünüyordum. Buralar kötüydü zaten benim güzel yavrum. Sana çarpıp arkasına bakmayacak kadar kötü insanlarla hatta ağlayarak "olmemistir değil mi ?" diye sorduğumda tüm anlayissizligiyla : "sakin olun" diye çıkışabilecek kadar taş kalpli bir veterinerin ve bir sürü kötü insanın yaşadığı bi dünya. Bi şansım daha olsa söz sarildigimda huylanip hapsirmana neden olan saçlarımı keserdim. Yemeğini yedirdikten sonra o en nefret ettiğin şey olan ıslak mendille ağzını silmezdim.Benim canım yavrum oralarda mutlu ol. Ben seni yaşadığım sürece hep çok sevicem. Tekrar bulusursak eğer bir gün sana sımsıkı sarılıp kokunu içime cekicem. Söz suratimi yaladiginda bile kizmiycam. Hoşçakal benim guzel yüzlü bebegim..

ben bu yazıyı köpeğime yazdım

Ben bugun yavrumu kaybettim. Bütün Aksam yüzüme uzun uzun bakislarinin son bakışları olduğunu bilmeden yüzünü gözünü opuslerimin son opuslerim olduğunu bilemeden kaybettim onu.Benim bakmaya kiyamadigim yavruma bir vicdansiz çarpıp kaçtı. Nasıl alisirim, alisilir mi onun yokluğuna bilmiyorum.1 gün önceye dönmek istiyorum. Zamanı dondurmak. Otobüsten iner inmez üstüme atlayisini, kucagimdan inmeyisini görmek istiyorum tekrar. Onunla ilgili "Ne olur gitme" diye aglayislarimi değil de onu ilk kucağıma aldığım günü hatirlamak istiyorum. Ben bugun yavrumu kaybettim. Gomes imi, bakmaya kiyamadigimi, canimdan bir parcami. .Ona çarpıp kaçan şu saatte evinde uyurken belki benim gözümün yaşı dinmemecesine akıyor. 2008 e dönsem şimdi. Onu kucağıma aldigim ilk güne ya da çok değil bu sabaha donsem ama bu defa yatağıma atlayıp yanıma sokuldugunda "yavaş oğlum ya" diye soylenmesem.Bi şansım daha olsa.Belki fazladan 1 günüm, 1 saat im. . Sıkı sıkı sarilsam. Aslında çoktan gittigini kabul edemeyip basini oksayip "ne olur gitme Gomes " diyen ben olmasam.Bu defa dinlese beni gitmese. . Benim canim yavrum.Hayatimin 6 senesini oyle guzellestirdin ki simdi oturup "neden i niçin i nasıl alisirim? "i düşünmemi maruz gor. Ben bugun canımı, yavrumu kaybettim. Öpüp, kokladigim güzel yavrumu. .Kalbimin en güzel yerini. .

bankada çalışan kadınların güzel olması

3 yıl bir banka deneyimi olan biri olarak katıldığım önerme. yalnız şöyle bir durum var işe alımlarda sigorta ve banka sektöründe dış görünüşünüze dikkat ediliyor gerçekten. bir de öyle bir ortam var ki ister istemez bakımlı olmak zorunda hissediyorsunuz kendinizi. ha yapılacak iş mi? değil tabii. allah yardımcıları olsun ne diyeyim.

benbunlarikimseyeanlatmadim

ben çoktan hoşbulmuştum yazarı. vay arkadaş ya.

benbunlarikimseyeanlatmadim

kendisi 5. nesil yazardır evet ve sadece kullanıcı adını değiştirmiştir.Eski kullanıcı adı:

(bkz: esens)

ecem 14 yaşında bazıları ona çocuk diyor

anayasaya göre "erginlik" 18 yaşında ya da evlilikle kazanılır. onun dışındaki yaş grubu "çocuktur" insan olun biraz be insan.

en romantik erkeklerin fenerbahçeli olması

(bkz: açılan başlığın sol frame den yavaş yavaş kayması)

iş görüşmesindeki tuhaf soru

Şube müdürü: -ama sen böyle nişanlı kızlar gibi oturma. (karşısında oturan personeli göstererek) :bak bu karı gibi canavar gibi olucaksın. tamam mı?

ben: -(hafif tırsarak) eee evet.

yazarlara göre kötü şarkısı olmayan şarkıcılar

(bkz: bülent ortaçgil)

cafelerdeki içeceğin yanında verilen kurabiyeler

nasıl bir ruh haline sahipsem başlığı " caferlerdeki içeceğin yanında verilen kurabiyeler" şeklinde okumama vesile olan.

(bkz: vurmayın öldüm)

en romantik erkeklerin fenerbahçeli olması

hem tecrübelerim hem de etrafımdaki arkadaşlarımdan da gördüğüm kadarıyla istisnaları da bir kenara bırakarak savunduğum önerme.

sahibinden com daki güldüren ilan

okurken gözümden yaşlar getiren ilan. nasıl bir ayrılık acısıysa artık..

http://www.sahibinden.com...e-aldanma-125486889/detay

Kaskı 14 şubatta hediye krizini atlatabilmek ve sürüş esnasında benim rahat edebilmem için kız arkadaşıma aldım..Lakin birkaç ay sonra kendisi anlam veremediğim bir sebepten ötürü ben konuyu bile anlamadan beni terk edince kask elimde kaldı.Hafta sonları motosikletimin arkasına bindiğinde saçları dağılmasın,makyajı bozulmasın, rüzgarda saçları ağzıma yüzüme gözüme girmesin,şuraya gidelim buraya gidelim diyemesin ve en önemlisi sesini duymayayım diye aldım..Kaza anında koruma amaçlı,yani kafa tasını ve beynini koruma amaçlı alınmış bir kask değildir.Kaskı alış amacım farklı olduğu için düşmeye ve çizilmeye karşı dayanıklı olup olmadığını bilmiyorum.Gönül isterdi'ki 1000 tl lik bir kask alıp hediye edeyim ama bu bile fazla diye düşünerek pahalı bir kaska çok para ödemek içimden gelmedi.. Çok şükür kask sadece 2 kez kullanıldı..12 şubatta alıp 2 gün evde beklettim ve 14 şubatta kendisine hediye olarak verdim..böylelikle 14 şubatta hediye telaşesini'de bu kask sayesinde aradan çıkarmış oldum.

Kaskın avantajlarından bahsedecek olursak ses yalıtımı tek kelimeyle,idare eder..iki kelime oldu ama sizde idare edin artık...Sürüş esnasında bağırıp çağırıp boş boş konuşsa bile o sesi duyup motivasyonunuz bozulmuyor.Yada duysanız bile "ne diyorsun anlamıyorum duyulmuyor,hee tamam" gibi el hareketleriyle durumu geçiştirebilir ve yolunuza devam edebilirsiniz..Tabii ettirirse...Ben öyle yapıyordum işe yarıyordu...Çene kısmında büyük bir havalandırması var.Niye bukadar büyük bir havalandırma koydular anlamadım..içeride çok konuştuğu için çene mekanizması çabuk soğusun diye olabilir.Hava soğutmalı yani.Üst bölümde'de iki adet havalandırma mevcut..Yani o havalandırma'dan içeri hava girse ne olur girmese ne.. Ama varmı ? var..

Kask şeffaf camlıdır ve camında en ufak çizik yoktur.Fakat cam şeffaf olunca kaskı taktığında gözleri burnu yanakları ve alnının bir kısmı görünüyordu..Bu kadar net görüleceğini bilsem siyah camlı alırdım...Neyse...Rüzgar almıyor diyordu .. Kullanmadığım için kendi görüşlerimi yazamıyorum ama o bildiğine demiyor. 200 ve üstü hızlarda rüzgar almaması imkansız.Sonuçta çok pahalı ve kaliteli kasklar bile rüzgar alabiliyor..iç süngerleri çıkarılıp yıkanabiliyor..Ben ona ait bir koku kalmasın diye yurt dışından bazı anti bakteriyel sıvılar bile getirtmeyi düşündüm fakat kargosu bile kasktan pahalı olunca üzülerek vazgeçtim..Satın almayı düşünen arkadaşların bulaşıcı hastalıklara karşı en az 3 kere daha iç süngerlerini üst üste yıkamasını hatta deterjanlı sıcak suda kısık ateşte 2 saat boyunca kaynatmalarını tavsiye ederim.Abartıyor diyeceksiniz,evet o kadarda değil..

Dez avantajlarından bahsedecek olursak ne yazık ki çene kayışı gayet sağlam..Eldiven yardımıyla elime ilk aldığımda düşme anında kafasından çıkar mı acaba diye düşündüm ama çıkacağını sanmıyorum.Asker palaskası gibi Maşallah.Dış kabuğu'da resimde görüldüğü üzere pembedir klasik bayan kaskı işte.Birde camının çok buğu yapması büyük bir dez avantaj..Uzun süre nefesini tutabilenler için problem olmayacaktır.Yola çıkış esnasında camın iç yüzeyine limon suyu sürülmesi felan öneriliyor ama etrafını görememesi daha avantajlıyken ne gerek varki bunlara ?

Ayrılmamızdan sonra kaskın içinde biri 33cm diğeri 39cm boyunda iki adet saç teli tespit ettim..Steril eldiven ve bir cımbız yardımı ile saç tellerini aleminyum folyo kağıda koyup güzelce sararak bantladım ve belediyeye ait tıbbi atık aracına teslim ettim.Sürüş esnasında kask takılıyken hapşırma-öksürme ihitimaline karşı yıkamacılar'da bulunan özel kimyasallarla dezenfekte ettirdim.Özel kimyasal lafındaki çokbilmişvarii yaklaşıma aldırmayın bildiğin 2 liralık fısfıs altı üstü..O konuda herhangi bir endişeniz olmasın,yani fiyat konusunda..ya 2 liradır ya 5...olsun yinede kaskın içindeki o anlam veremediğim koku artık yok.ilk aldığım günkü gibi kokmuyor tabi.nasıl sinmişse artık...

Fiyatıda gayet uygun(sayılır) ben 120 tl ye almıştım.Bana yaptığım temizlik ile beraber yenisinden daha pahalıya mal olduğunu bilmenizi isterim..Ayrılık esnasında kaskı ver demeye kalmadan "al be al senin 100 liralık kaskınamı kaldım" dediği için 110 tl ye veriyorum.Yani kaskın görünüşü çok güzel..Albenisi var ve "kaça aldı acaba" diye fiyatına baktırıyor..

Zaten sırf 200 liralık açıklama yaptım lütfen indirim teklif etmeyin..Bu arada kask tedbir açısından evde değil balkonda kutusunda duruyor.Evden çıkarılacağı zaman evin içinden geçirmek yerine balkondan iple aşşağıya sarkıtacağım..Görmek istemediğim için çıkarıp resimlerini çekemedim.Ama internetten resimlerini bulup ekledim..Kask birebir aynısıdır ve aynısı gönderilecektir..Ve kutusunda..Kısacası,"dışının ne önemi var abi..önemli olan içi güzel olsun" cümlesine inanıyorsanız almanızı tavsiye etmem.

Satın almayı düşünen arkadaşlar mesaj yoluyla bana ulaşabilir.zaman ayırıp ilgi gösterip mesaj atan herkese teşekkür ederim.Şimdiden yeni kullanıcısına hayırlı ve en önemlisi uğurlu olmasını dilerim.

beni kimsenin sevmemesi

"sev seni seveni hak ile yeksan olsa sevme seni sevmeyeni mısır a sultan olsa" adlı sözü akla getiren. ***

melis limes

şu başlığı açan arkadaşın yarım yamalak izlediği videolarla hakkında yorum yaptığı vlogger. ne avon u güzel kardeşim? kız abd de yaşıyor ve malumunuz orada da makyaj ürünleri gayet ucuz olduğu için bambaşka markalarda makyaj yapıyor. ayrıca kusursuz kusurlarım videosunda olduğu gibi inanılmaz içten, samimi bir şekilde anlatıyor meramını. velhesılı kelam seviyoruz kendisini de videolarını da.