bugün

entry'ler (90)

ölüm

her an bi' an daha yaklaşıyoruz...

hayal et, öyle bi' koyuluk hayal et ki ruhunda var olsun...
hisset, o kadar koyu ki hareket edemiyorsun.
karanlık... tek bi' renk var, o da siyah ama her yer karanlık, göremiyorsun.
bi' ağrı gibi bedeninde, sıkışır göğsün, içine nefesinle beraber oksijen yerine kurum dolar gibi, hisset, toz kusuyorsun ağzından.
ölüm... o kadar soğuk gelir ki ilk başta kaynar su değmiş gibi tene... kemiklerin, iliklerin donar., çürür etlerin...
sorular sorulur...
düşünürsün...
yalnızlığa geceleri yalnız yatmak haricinde katlandın mı? .
sen hiç toprağın tadına baktın mı?
sahibi sensin toprağın..
sen artık topraksın...

77773366444777733888444999666777886

bölü sıfır, sonuç tanımsız.

10 aralık 2011 cumartesi edirneli yazarlar zirvesi

zamanında meslek olarak yapılan dalkavukluk günümüzde hobi olarak icra edilir oldu. iki lafı bir araya getiremeyen sözde laf ebeleri, sözlüğün anlamını kavrayamamış olacak ki, yazılı sanata dil uzatmışlar. dalkavukluklar kendisine çıkar amacı sağlamak isteyen sözde insanlarmış, sözlükte de amaçları dalga ile popüler olmak olmuş sanırım. bu arada evet zeki arkadaşım sayı arttı, dört, beş, altı kişi oldu. yapma artık o espriyi.

doğuş

erol büyükburcu saksı sanan doğuş... bu gece okandaymış.

ırkçılık fitnesinin ayrıştırıcı zihniyet mermileri

diyor ki;
" biz (nihat ve darkside)bundan tam 3 sene önce bir yola çıktık, dedik ki 'benim yurdumun koyunu bile başka bakıyor, benim yurdumun koyunu diğer koyunlara üstünlük kuruyor.' dolayısı ile bu ırkçılık, bu benim zihniyeti bizi bitiremez, şunu unutmayınız ki N.D. istenmeyen tüy gibidir, tam gitti dediğinizde geri gelir, bu sonu gelmez ehemmi konu zırvalıklara pabuç bırakmaz, bakınız, 20 senedir, tam 20 senedir ben bu camiyadayım, bu ayrıştırıcı zihniyet, tırnak içinde söylüyorum bakın, bu N.D'yi taşlama çabası, mermi olup yağsa da rüzgar olur savururum arkadaşlar. ben N.D.'yim. sonum başım yoktur kardeşim, beni halk var etti, halk yokeder. bırakın bu işleri yav, internet terörüne de son vereceğiz, bakanlarla görüşme halindeyiz, bu ırkçılık, bu taraf tutma, çabası ayrıştırıcı zihniyettin mermileridir."

işin aslı bunları kurup kurup bir kısmını söylüyor. boşlukları doldurmayı bize bırakıyor, bakın burası çok önemli, bizi düşünmeye sevk ediyor.

bu ırkçılık fitnelerinin ayrıştırıcı zihniyeti

diyor ki;
" biz (nihat ve darkside)bundan tam 3 sene önce bir yola çıktık, dedik ki 'benim yurdumun koyunu bile başka bakıyor, benim yurdumun koyunu diğer koyunlara üstünlük kuruyor.' dolayısı ile bu ırkçılık, bu benim zihniyeti bizi bitiremez, şunu unutmayınız ki N.D. istenmeyen tüy gibidir, tam gitti dediğinizde geri gelir, bu sonu gelmez ehemmi konu zırvalıklara pabuç bırakmaz, bakınız, 20 senedir, tam 20 senedir ben bu camiyadayım, bu ayrıştırıcı zihniyet, tırnak içinde söylüyorum bakın, bu N.D'yi taşlama çabası, mermi olup yağsa da rüzgar olur savururum arkadaşlar. ben N.D.'yim. sonum başım yoktur kardeşim, beni halk var etti, halk yokeder. bırakın bu işleri yav, internet terörüne de son vereceğiz, bakanlarla görüşme halindeyiz, bu ırkçılık, bu taraf tutma, çabası ayrıştırıcı zihniyettin mermileridir."

işin aslı bunları kurup kurup bir kısmını söylüyor. boşlukları doldurmayı bize bırakıyor, bakın burası çok önemli, bizi düşünmeye sevk ediyor.

üretmiyor başka ülkelerin ürettiğini kullanıyoruz

aslında üretiyoruz ancak elin yabancı şirketi ürünün tasarımını yapıp, projesini çizip bize yolluyor, bizim emeğimiz en düşük ücretler ile üretiyor ve toplam kazançtan bizim payımıza düşen yüzde biri dahi aşamıyor bazen. en acısı da bizim işgücü piyasasında üretilen bu ürünleri yine kendi pazarımızda alıcılara sunuyor olmaları fakat yabancı sermaye olduğundan kaynaklar dolayısıyla kazançlar hep dışarı akıyor. serbestleşme, esnekleşme, yeni sosyal politikalar falan hep bizim gibi gelişmekte olan ülkelere zarar veriyor, bundan dolayı da işgücü piyasalarımız dahi bir bakıma dışa bağımlı hale geliyor. örneğin 100 dolarlık bir ürünün 40 doları; tasarım, proje yapanlara, 30 doları; kullanılacak girdilere, 20-25 doları; üretim maliyetlerine gidiyorsa ancak 1-2 doları bizim gibi emeğini kullanarak üretime katılan ülkelere kalıyor. hal böyle olunca kendin pişir kendin ye değil de kendin pişir onlar yesin oluyor. üretiyoruz ancak çok düşük yüzdelerle, paylarla, geri dönüşlerle devam ediyoruz.

sözlük yazarlarından şiirler

ben hayata dün başladım, kara bulutlar toplandığında,
ve tek bir acı ile yürüyemez oldum, o bulutlar yağmur olup yağınca,
lahzalarda yaşadım, artık bir ömürü nasıl doldururum,
ben uçsuz bucaklarda kaybolmuşum kendimi bırakıp sen olunca

güneş battı, karanlık şimdi,
yer gök senle dolsa yine,
gözlerimi kapattığımda gelsen de yeter,
mazidekiler ile yaşanmıyor,
düne hasret geçecek günler.

her adım biraz daha kısa geliyor,
sona yaklaşır gibiyim,
her an sen dolup, her anı senle yaşıyorum.
her adımda nefes alıp, her adımda sen doluyorum

bir ömür nasıl doldururdum sen gidince,
ben de tek bir dost edindim,
ateşledim gecenin karanlığına,
o bana yaklaştı ben sana.
bazen can almaz kurşunlar, hayat verir sadece.

üşengeçlikten doğan ilginç davranışlar

akşama nasılsa yeniden yatacağım deyip dört beş ay yatağını toplamamak.

en sıkı kiralık katil cümleleri

benim derdim seninle değil, sadece silahıma çok yakın duruyorsun.

sabri sarıoğlu na sorulacak tek soru

ciddi misin?

6 aylık komadan çıkıldığında ilk söylenecek sözler

inanmazsın, bi rüya gördüm, tam 6 ay komada kalmışım falan, olaylar olaylar.

bak şimdi

birinle bi film izlersin, o biri o filmi daha önceden izlemiştir, her fırsatta da "bak şimdi", "bak şimdi ne olacak?" der.

üniversite bölümlerinin tek cümlelik özeti

çeko: hiçbir zaman ne olduğunu tam olarak anlatamazsın.

-bölüm?
-çeko.
-he,hı? çeku?
-he çeku.

sözlük çarpması

uyku problemi ile başlar, uymak istemiyorum ile devam eder, lütfen 5 dakika daha ile sona erer.

uzun zaman önce açılan başlıkların güncel olması

adeta bir derstir. başlık nasıl açılır, nasıl güncel kılınır. bu ileti zamanla sözlükte kaybolacaktır.

gece evden gelen garip sesler

"beni seç, beni seç!"
(bkz: gaipten sesler)

sözlük yazarlarının sınavları

aslında girdiği entry bir sınavdır.

gece 3 te yapılabilecek şeyler

"saat 3 olmuş ya lan" diyerek yatmak.

eurotrip

matt damon'un "neden oynadım, neden, neden" dediği film olsa gerek.