bugün

entry'ler (134)

sylvan

http://www.youtube.com/watch?v=Q4Da7ut-cAk şöyle bir introya sahip çok gaz çizgi film. 10-15 sene önce benim için game of thrones gibi bişeydi. şimdi kime sorduysam hiç izlemedim dedi. üzüldüm cidden

bisiklete binen erkek

bisiklete binerken seleyi dik konuma getiren trollerin can acısıyla sövdüğü erkektir aynı zamanda.

mobil internet paketi

ülkemizde avea, vodafone, turkcell aracılığı ile uygulamaya konulan paketlerdir. tabi ki yine ülkemizdeki her hizmette olduğu gibi müşteri memnuniyetine verilen önem en düşük seviyededir. her gsm firması ayrı ayrı bir sürü tarifeye sahiptir ve insan kendisine neyin geretiğini bilmediği sürece bu 3 firma tarafından sömürülmeye mahkumdur.

edit: gelelim ne istediğini bilen bir kişinin isyanına kulak verip ona yardım etmeye.

GSM iÇiN TARiFE ÖNERiSi LAZIM!

*Telefonla konuşmayı sevmem, o yüzden genelde çok çok az konuşurum (ayda anca 1 saat falan konuşuyorumdur)

*Mesaj yerine genelde whatsapp kullanıyorum, o yüzden mesaja da pek ihtiyacım yok(ayda 100-150 arası mesaj anca atıyorumdur)

*Esas ihtiyacım olan şey internet pakedi. Onda da 1GB yeterli oluyor.

*Şu anda Turkcell'in faturalı bi tarifesini kullanıyorum ve başta mehmet emin karamehmet olmak üzere bütün çalışanlarına tek tek sövmeyi kendime bir borç biliyorum. yukarıda yazan kıstasları göz önünde bulundurarak bana uygun bi tarife konusunda yardım etmenizi bekliyorum dostlar,romalılar.bir mesaj uzağınızdayım.

akıllı telefon

zilyon tane modeli olan ürün. ulan hepsi de birbirine benziyor. bi telefon alıcam şeker dükkanında ne yesem diye düşünen çocuk gibi oldum. çok anlamıyorum zaten, fanboyluktan uzağım, balataları yaktım yeminle. istediğim özellikler de 3g'si olsun,internete girsin,gps olsun, whatsapp olsun, facebook twitter olsun, ekran ve telefon yapısı olarak blackberry gibi olmasın iphone ya da samsung'unki gibi geniş ekranı dokunmatiği q klavyesi olsun falan. 600-800tl(max 900) de parayı gözden çıkardım. bilen eden fikir verebilecek sözlükçülere bi mesaj kadar yakınım.

the prestige

abd sinemasının en iyi yönetmenlerinden biri olan christopher nolan'ın güzel bir filmi.

--spoiler--

alfred borden'ın ikizi konusunda bi sikim anlamadığımı belirtmek isterim. tesla'nın makinesinden çıkma bi klon değil orası belli de, bu adam filme zaman sıralamasına göre ilk olarak borden'ın çocuğunun anasına, mühendisim o benim diye takdim etmesi sırasında ortaya çıkıyor. hatta borden ın manita bunu nası beslicez falan diyo( nedense aklıma asmayalım da besleyelim mi lafının bu filme şu anda ne kadar uyduğu geldi,tamam lan saçmaladım neyse). daha önce peruklu borden hiç bir yerde yok. hugh ile caine 'in yanına bi gün borden bi gün de kardeşi mi gidiyo yani noluyo? bi bilgi verin aydınlatın beni.

--spoiler--

duman

dün türkiye'nin en kral rock grubu olduklarına emin oldum. yıldız teknik üniversitesi bahar şenliklerinde ortalığın tozunu attırdılar. kaldı ki götü kalkık sanatçı klasikliğine alıştırıldığımız için anca 11de çıkar lan bunlar ne 9 buçuğu falan diyodum. 10 buçukta gittim festivale hatta diyodum bunlar çıkana kadar alandaki oyunlarla falan oyalanırım. bi baktım adamlar yardırıyo.

neticesinde yıldız konser maratonunun en güzel günü oldu benim açımdan. zerre trip yapmadan 2kere bis yaparak(ilkini bekliyodum da 2. baya sürpriz oldu), çok güzel bi akşam geçirmemi sağladılar. 2.5 saate yakın sahnede kaldılar. daha da kalırlardı da yoruldu adamlar da. takdirim cidden arttı. duman rullz bundan sonra.

evekitap com

http://www.evekitap.com/ adresinden ulaşabileceğiniz site. reklam ve tanıtım açısından çok güzel bir sistem izlediklerini düşünüyorum. son derece ucuz maliyetle çok iyi reklam yapıyorlar. ekşi'de görmüştüm ilk başta. sol framede başlığının yanında 120 sayısını görünce bu ne lan dedim ve baktım. iyi ki de bakmışım. böylesi kampanyaları oldum olası severim zaten. 2 taraf da kazançlı çıkıyor. daha sonra siteyi takip etmeye başladım. üye oldum falan. sağolsunlar her gün mail adresime güzel kampanyaları geliyor ve siteyi sürekli takip ediyorum.

az kitap olması dezavantaj gibi görünse de bünyesinde bulunan kitaplar kesinlikle dandik değil. yazıldıklarında son derece ilgi çeken,geniş kitlelerce ilgi çekmeyenleri de belli kesimler tarafından tapılasıca sevilen kitaplar.az ama öz anlayışları çok hoş bana kalırsa.

sitelerinin tasarımını da çok beğendiğimi söylemeliyim. burada da kendi yapılarına uygun bir tasarımı seçmişler. site son derece enerjik(iyi bir anlamda, sürekli sağdan soldan reklam falan fırlama durumu yok yani). seçenek ve butonlar da az ama öz, yormayacak şekilde, sade ve kullanışlı.

her gün yeni bir kampanyaları oluyor zaten. en son olarak da http://www.evekitap.com/b...apta-hediye-kitap-soleni/ linkinde görülebilecek olan hediye kitap şöleni'ni yapmışlar. detaylı bilgiler yukarıdaki linklerden temin edilebilir.

son olarak da herkesin 1.lik ödülünü istediği bu yarışmada, 2. lik ödülünü çok istediğimi belirtmek istiyorum.

çekiliş sonrası edit: 2.lik ödülünü geçtim yedek bile çıkmadı. kafam girsin

mission impossible ghost protocol

--spoiler--

film apple'ın bmw ile birlik olup, dünyayı kurtarmasını işliyor. tom cruise'un filmde küçük de olsa bir rolü var.

--spoiler--

ttnet

iyice eşşeğin amına su kaçırmıştır. 8mbit diye sattıkları internet 18kb indiriyo saniyede. bu ne lan? vereceğiniz hizmeti sikiyim sizin.

kaplan

amerika'da bu soyada sahip çok taşaklı bi aile var sanırım. california temelli olduklarını düşünüyorum, zira neredeyse tüm amerikan dizi ve filmlerinde kamera arkası ekipte bi adet kaplan bulunuyor.

ekleme:ekşiden baktım şimdi sanırım yahudi bi aileymiş. şaşırmadım.

ygritte in efendi adam yerine piç tercihi

game of thrones'da jon snow ile görebileceğimiz tercihtir. iğrenç bi espri olmaya adaydır.

birbirine benzeyen ünlüler

iskender paydaş: http://www.biletix.com/st...os/iskender_paydas_04.jpg
theon greyjoy: http://25.media.tumblr.co...hrubtqfU1qis07wo1_500.jpg

normalde bu tarz anket başlıklarından haz etmem fakat çok benziyolar lan.

beyaz şarap

yanında patlamış mısır da varsa film izlerken güzel oluyor arkadaş.

sarışın

yıllardır sarışın sevmiyorum diye bilirdim. ta ki son bikaç yıla kadar. daha sonra avustralyalı ve belli amerikan kadınlarını gördükçe anladım ki, ben sarışınlığı türklerde sevmiyormuşum. ve okyanus ötesindeki analar ne güzellikler doğuruyormuş.

ellen hollman

spartacus vengeance'ın saxa'sı. yengeniz diyip de bu güzel hanımefendiyi parselleyebilseydim, emin olun ki yapardım. ama ne yazık ki olmuyo öyle*

bir de foto verelim: http://www.imdb.com/media/rm3012999424/nm1712005

şahsen kendisi jennifer morrison ile yvonne strahovski karışımı ve vahşi ötesi bi seksapeliteye sahip.

idefix

48. kütüphane haftası vesilesiyle 26 mart-1 nisan arası sanal kitap fuarı yapacak olan site. 1200 katılımcı yayınevi, 110.000 kitap, %30-50 arası indirim olacakmış. ilgili sayfalar: http://www.idefix.com ve http://kutuphanehaftasi.org/ sömürülesi.

the hunger games

bayadır bekliyodum filmin gelmesini, haliyle ilk günden izlemeye gittim. spoilersız görüş olarak, kitabının çok daha iyi olduğunu söyleyebilirim. film ise kitabı okumayanların beğenebileceği, okuyup gidenlerin ise hayal kırıklığı yaşayabileceği türden olmuş. kitabın bazı yerleri filmde atılmış, kitapta olmayan bazı bölümler eklenmiş. ama genel olarak kitabı hayvanca kırpmaları gibi bi durum yok ortada. yani bi harry potter uyarlaması gibi kitabı yalama etmemişler. şimdi de gelelim spoilerlara

--spoiler--
1) genel olarak şehir görüntüleri ve panem halkının tipleri, kostümler makyajlar falan gayet güzeldi. yani en azından kitaptan okuduğum kadarıyla oluşan beklentimi karşıladı gayet de.

2)jennifer lawrence hayalimdeki katniss everdeen karakteri ile hiç alakalı değildi fakat oyunculuğu güzeldi. peeta ise tam beklediğim tipte bi cast seçimi olmuştu zaten. canlandıran eleman da güzel oynamış. ikisinin uyumunu beğendim.

3)seneca karakteri filmde daha baskın. kitapta olmayan ek sahneleri var ve güzel bir karakter olmuş. imajı falan hoştu.

4)effie trinket tip olarak bana aşırı derecede johnny depp'in oynadığı karakterlerden birini hatırlattı. hatta johnny effie'yi iyi oynarmış diye düşünmedim değil.

5)lenny kravitz reyiz'in cinna olarak sahnesi çok az fakat buna rağmen cinnaya gerçekten çok gitmiş. zaten cast ilk açıklandığında en beğendiğim eşleşme cinna-lenny'di. yüzümü kara çıkarmadı.

6)rue rolündeki minik zenci kızımızı evlat edinmek istiyorum. ne güzel ne şirin bişeysin sen bıcırık. kedi canını senin diyesim geldi.

7)kitapta olmayan sahneler vardı. haymitch'in seneca ile konuşması, oyunkurucuların odası ve yaptıkları müdahalelerin kontrol odasından görünüşü bence çok hoş detaylardı. filmde en beğendiğim ekleme de oyuncukurucu müdahalelerini görebilmem oldu zaten.

bunlar şimdilik aklıma gelen olumlu özellikler.olumsuz yönlerine gelirsek:

1) alaycı kuş iğnesini veren 12. mıntıka belediye başkanı'nın kızı yok filmde. katniss alaycı kuş, ya da orjinal adıyla mockingjay rozetini pazarda bi satıcı teyzeden alıyor. teyze hediye ediyor falan. bu durumu şahsen hiç beğenmedim. neticede diğer kitaplarda rozeti aldığı kızla duygusal ilişkisi falan baya hareketlerini etkiliyordu ve rozetin önemini arttırıyordu. bu açıdan olmamış diyorum.

2)avoxların adı bile geçmiyor. mockingjayli sahneler olmasına karşın nedir ne boka yararlar açıklanmamış. kitabı okumayanlar ne olduğunu anlayamıyor tabi.

3)kitapta katniss karakterinin 1. tekil şahıs anlatımı ve düşünceleri hikayeyi götürdüğü için, filmde bu durumu yansıtmak pek kolay olmamış. araya sıkıştırılan tanım ve bilgi replikleri ile kotarılmaya çalışılmış ama birazcık eksik geldi bana.

4)muttalar çok sikik olmuş. şahsen baya uğraşılmış kurtadamdan hallice hayvanlar bekliyodum fakat çıka çıka bikaç tane sikko pitbullumsu hayvan çıktı. ve bu hayvanlar ölü haraçlar değillerdi, onların gözlerine sahip değillerdi, o yüzden boktan olmuş baya bu sahneler.

5)cornucopia harbiden dandik olmuş ya. hatta dandik ötesi. hiç beğenmedim.

6)karakter derinliği konusunda sorun var gibime geldi. haymitch nedir ne değildir anlatılmamış, gale tam olarak nedir falan hiç belirtilmemiş, zaten 2 3 tane sahnesi var gale'in onda da karakteri hakkında bişey anlaşılmıyor.

7)en büyük eleştiri olarak ise caps lock on--- abicim dövüş sahnelerinin öldürmelerin mına koymuşsunuz afedersiniz, 18+ ile vizyona girmesin diye o kadar softlaştırılmış ki yaralanmalar ve ölmeler, resmen hayal kırıklığına uğradım. en çok merak ettiğim sahneler zaten dövüş sahneleriydi. the tournament tarzı katliam görüntüleri bekliyordum kitaptan ama onun yerine elemanın birinin handycam ile koşarken ayran çalkalama hareketini kameraya uygulaması gibiydi dövüş sahneleri. çok üzdü. ---caps lock off.

--spoiler--

özet olarak: güzel bir film olmuş. ama kitabın tam aynısını da beklemeyin. çok yüksek bi beklentiyle gitmezseniz keyif alacağınız bi yapım olur. gidilmesini tavsiye ederim harcanan zamana değer yani.

hunger games

(bkz: the hunger games)

antidepresan

bu türden hapların etkisi belirli bir süre geçtikten sonra çok azalıyor ya da bitiyor sanırım.

örneğin lustral'e başladıktan sonraki ilk 6 ayım ile sonrası arasında dağlar kadar fark var. hiçbir yan etkisine maruz kalmadan deli enerjik biriyken şu anda doctor house ruh halindeyim. kimseyi beğenmiyorum çevremdekileri salak buluyorum ve kendimi onlardan soyutluyorum. e ilk baştaki ruh haline dönmek de insanı sinir edebiliyor. merak ettiğim şey, acaba lustral'den başka bi antidepresana geçiş yapılırsa(lustral gibi sertralin temelli değil de başka bir alternatif örneğin cipram, faverin, cipralex) bana yeniden kaybolan yıllarımı verebilir mi? yani yeniden placebo olsun ya da olmasın bana o etkiyi verebilir mi? bir ocd muzdaribi olarak bilenlerin mesajlarını bekliyorum.

not: internet sitelerinden okuduğum kadarıyla antidepresan türevlerinin yan etkileri kadınlarda çok daha fazla çıkıyor. ayy lustral mı geberiyorum öldürdü beni ruh gibiydim falan diyen kızarkadaşlarım falan da var. demek ki kadın bünyesi daha çok etkileniyor diye düşündüm kendi kendime.

tumblr

(bkz: http://www.uludagsozluk.com/e/14781552/)