bugün

bedenen ve ruhen çöktüğün andır.
(bkz: gazla gitsin)
hayatta ölmekten daha beter durumlarda olduğunu anladığınız andır.
kaybedecek başka bir şeyinin kalmadığı andır.
o andan itibaren yoksun. senin için tüm umutlar bitti. yeniden sevmek mi? inanmak mı? yanılmak için yalvaracaksın. karşındaki insanın vefasız olması mutlu edecek içten içe. biri sana sarıldığında ve gerçekten bağlandığında anlayacaksın ki... senin artık bir kalbin yok.
diğer her şeyin anlamsızlaştığı andır.
Böyle bir boşluğa düşmüş gibi olursun kendini bu fikre alıştırmaya başlarsın..
Ne şekilde kaybettiğine göre değişir. Tüm kavramların anlamını boşluğa bıraktığı an'dır.
bir yarın gitmiş gibi hissedersin ,kalbinde bir yara olarak hep kalır ve hiç bir zamanda iyileşmez ve artık durmadan çay içersin ,herksin yaptığı gibi edebiyatla kafayı bozarsın evinin balkonunda çayını yudumlarken gözlerin yaşarır filan.
hayatının anlamsızlaştığını düşündüğün andır.
dumur olduğun, hissizleştiğin, hayata hissiz yabancı kaldığın, zamanın çarkından çıkıp boşluğa konduğun andır.
9 aylik bi gurbetlik sonunda sen sevdigini bekleyip bulusma hayalleri kurarken onun arkadasinin sosyal medyadan ' ya o senden ayrilmak istiyomus' demesidir. O an yıkılır bir anlam veremezsin. Sevdiğine ulaşamazsin. Çünkü telefonunu bile kapatmıştır tek bir açıklama yapmadan.
elizabeth seni hiç terketmez.
yeni bir pc almayı gerektirir.
sevginin kaybedildiği an kadar acı vermez. kaybedilen sevgili bir ömür sevilebilir, ama sevgili yaşıyorken sevgiyse kaybedilen üzücü bir boşluk açılır insanın sinesinde.
Geleceğim, bekle dedi, gitti..
Ben beklemedim, o da gelmedi.
Ölüm gibi bir şey oldu..
Ama kimse ölmedi.

Özdemir Asaf
sevdiğin insanları kaybetmeye alıştığın zaman, hayatı önemsememeye başlıyorsun.
sevdiğini kaybettiğin an ölmek istediğin andır.
her şeyin eskisi olamayacağını gösterir.
Seneler,seneler evveldi;
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı,bileceksiniz
ismi Annabel Lee;
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekden başka beni.

O çocuk ben çocuk,memleketimiz
O deniz ülkesiydi,
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee;
Göklerde uçan melekler bile
Kıskanırdı bizi.

Bir gün işte bu yüzden göze geldi,
O deniz ülkesinde,
Üşüdü rüzgarından bir bulutun
Güzelim Annabel Lee;
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni,
Mezarı ordadır şimdi,
O deniz ülkesinde.

Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskandı bizi,
Evet!bu yüzden (şahidimdir herkes
Ve o deniz ülkesi)
Bir gece bulutun rüzgarından
Üşüdü gitti Annabel Lee.

Sevdadan yana ,kim olursa olsun,
Yaşça başca ileri
Geçemezlerdi bizi;
Ne yedi kat gökdeki melekler,
Ne deniz dibi cinleri,
Hiçbiri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee.

Ay gelip ışır hayalin eşirir
Güzelim Annabel Lee;
Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
Güzelim Annabel Lee;
Orda gecelerim,uzanır beklerim
Sevgilim,sevgilim,hayatım,gelinim
O azgın sahildeki,
Yattığın yerde seni .
birini sevdim onu kaybettim daha doğrusu o beni kaybetti sonradan anladım. sonra biri de çıktı geldi beni sevdi onu da ben kaybettim ve sevdiğimi kaybettikten sonra anladım. şimdi ben sevip sevilmeyişime mi yanayım, sevildiğim halde değer bilemeyişime mi ? sanırım sevdiğimi kaybettiğim anı da unutamam, beni seveni kaybettikten sonra sevdiğimi anladığım anı da unutamam, ikisi de farklı yaralar olarak kalacak içimde hep...
görsel

işte o an.
Gerçekten çok sevdiğim bir kuşumu kaybettim. Hemde ihmalim sonucu.
Dile kolay 3 sene de herşeyim olan bir kuşumu.
Her hareketimi ezberleyen, benimle arkadaş gibi olan kuşumu..
Arabanın içinde ihmalimiz yüzünden sıcaktan fenalaşıp ölen kuşumu.
Unutamıyorum.
O da bir sevdiğimdi.
Geldiğimde onu öyle görüp çok kötü ağlamıştım sokakta.
Bir insanı kaybetmiş kadar ağladım.
Haketmemişti bunu.
Düşündükçe üzülürüm..
güncel Önemli Başlıklar