bugün

entry'ler (59)

en talihsiz hayvan

salyangozdur, çok sıradan ve kısa bir hayatı vardır, kaderi kuruyarak ve ya ezilerek ölmektir.

yazar alımları 1 seneliğine kapatılsın kampanyası

nasılsa ben artık köprüyü geçtiğim için "olsa da olur olmasa da olur" dediğim kampanyadır, ama yine de yazar alımları durdurulmamalı en azından bayan yazarlar sürekli alınmalıdır.

intihar edip ölmemek

(bkz: kısmet)

run forrest run

(bkz: go diego go) çağrışım geliyorum demez.

bir erkeğin en sinirli olduğu an

sevgilisi yanındayken sevgilisinin herhangi bir yerden kız arkadaşını görmesinin akabinde birleşip fısır fısır aralarında sonsuzluğa uzanan bir diyaloğun başlaması ve erkeğin ekarte olması.

karnesinde hiç beş olmayan öğrenci

kusursuzluğa karşıdır, herzaman birazcık da olsa kusur ona insan olduğunu hatırlatır onun yaşam felsefesidir, "hatasız kul olmaz" sözünden ilham alıyordur. keynes, adam smith hayranıdır.

rumların rihanna nın kktc ye gelmesini engellemesi

"nedir arkadaş bu lobilerin bizimle alıp veremediği?" diye adamı sinir eden başka bir girişim, sabotaj. binlerce hatta milyonlarca rum işi gücü bırakmış aman türkler kendini göstermesin, aman adları duyulmasın rant sağlayamasın diye facebookta gruplar kuruyor. bu ne tür bir kindarlık ne tür bir millet düşmanlığıdır ey sözlük ahali?

en karizmatik çizgi film karakterleri

(bkz: roronoa zoro)

alain delon ne demek

sıla ve ozan doğulu sayesinde yeni gelen 90lı jenerasyonun merakını cezbedip insanlar arasında sormaya tereddüt etmedikleri sorudur. sokaklarda, cafelerde liseli genç gruplar arasında sık sık duyabilirsiniz.

eski sevgilinin arkadaş kalalım çağrısı

yaşanan güzel günlerin hatrına kabul edilir lakin arkadaş olarak hiçbir zaman görüşülmez.

duygu08

fake ya da değil, sözlüğü hareketlendirmeyi başarmış yazardır, takdiri hakedendir.

yalnız hissetmek

can sıkılıp da birileriyle konuşmak için msn'e girildiğinde online kimseyi bulamamanın akabinde hissedilecek olan duygudur, bu durum "hepiniz beraber partiye filan mı gittiniz?" diye sitem ettirir.

oyunun en güzel yerinde annenin eve çağırması

eve çıktıktan sonra da annenin ilk lafı; "hemen banyoya git elini yüzünü yıka gel yemek hazır" dır.

duygu08

sözlüğe hareketli bir giriş yapmış, yazıları ve nickiyle* sözlük ahalisinin dikkatini çekmiş bayan celebrity yazar.

(bkz: asl)

pendir

(bkz: pendik)

bigudi

tanıştığıma memnun olduğum beni hoş karşılamış yazardır, sıcak kanlı bir yapısı vardır, oturup saatlerce konuşulabilir kendisiyle.

aşk diye bir şey yoktur

aşk adına edebi eserler daima olacaktır, fakat hepsi hayalden ibarettir, zaten yunus emre, mevlana gibi önemli isimlerde aşkı daha manevi bir çatıda işlemiş aşktan bahsederken bir erkekle kadın arasındaki duygusal bağdan değil; vatan,toprak aşkından, allaha olan aşklarından bahsetmişlerdir.

mustbetoday

girdiği bir entry sayesinde beni ters köşeye yatıran yazar, arkadaş canlısı insan.

aşk diye bir şey yoktur

doğru olduğuna katıldığım bir önermedir. bunu anlamak için önce aşkın tanımına bakalım; bir insanı sürekli düşünmek, yanında olmasını istemek, onu "o" olduğu için sevmek, hayatının sonuna kadar ona yüksek sadakatle bağlı kalmak, gözü ondan başka kimseyi görmemek. aşk budur peki çevremizdeki insanlara baktığımızda bu duyguları ölümsüz bir şekilde yaşayıp yaşatabilen kaç kişi var? uzun süre evli kalmış ortayaş üstü çiftlerimiz bile eşini "aşık olduğu kişi" değil "hayat arkadaşı" olarak görüyor, tutku, istek, romantizm hiçbirşey kalmamış ve sadece hayat karşısında yükleri ve çeşitli görevleri paylaştığı kişi olarak görüyorlar.

Gençlerimize baktığımızda baştan seni seviyorum sana aşığım diyen kızlar herşeyi yerine oturtsanız ve her istediğini yapıp onun mutluluğu için ne kadar kendinizi parçalasanız dahi zamanla sizden mutlaka sıkılıp yeni arayışlar içine girmeye başlar. aşık kalabilme süresi maksimum 7 aydır. o zaman demekki aşk aslında gelip geçici bir hevestir, sadece yeni maceralar yaşama isteğidir. fakat çoğu edebi eserde "aşk" adına yazılmıştır, neden gelip geçici birşey için bu kadar eser verilsin ki? o zaman demekki aşk aynı zamanda insanın hayalini kurduğu sürekli öyle hissettirebilecek birinin varlığına inanmak istemektir, yani tamamen hayalperestliktir.

edit: 2.paragraftan itibaren sadece kızlardan bahsettim, erkeklerde aynı şekilde bıkar, cinsiyetle alakasızdır.

üniversiteyi kazanınca her şeyin bittiğini sanmak

rehber öğretmenlerin "üniversiteyi bir kazan sonra zaten rahatsın" yalanına kanmış dramatik ergen kişinin yanılgısıdır.