bu zihniyetten nefret ediyorum. bazı istisnai insanlar mevcut olabilir, lakin ülkem bir norveç değil. para içide yüzmüyoruz. okuyabilmek için 16 yaşından beri çalışıyorum, fakat bunu kaldıramayıp eğitimini yarı yolda bırakan çok arkadaşım oldu. hayat 'ayy çok gozelll' dediğiniz şehirlerde yaşanmıyor sadece. sizin ananız 'ay bugünde mi pırasa' diye beğenmediğiniz yemekleri önünüze koyarken, sturbucksata arasında ki farkları bilmeden şekil yaparak kahveleri içerken, hala köyde çobanlık yapan erkek çocuklar , okula gittiği için babası tarafından sağlamca dövülen kızlar mevcut. Sen bilmesende mevcut. Bence tam tersi olmalı, lise mezunu ve üstü bütün insanlar sınava tabi tutulmalı. madonna markalı kürkü yanında 6 ay taşıyarak okuyunca kendini kültürlü zanneden, siyasi terminolojiyi çanta markası zanneden insanlar aşırı yarı cahillikten sandığa gönderilmemelidir.

Çimenler fillerle de güzel
Kalbin korkularıyla cesur
Firarlar yakalanmak için
ihanet aslında sadakatin tavrını sever
Elinde bir paslı makas
Kestikçe zaman uzuyor acının saçları
Hatırlayarak yaşamak boynumuzun borcu ama
Ölürdün unutmasan
Kaybederek çoğalırsın
Gözyaşının rahmeti can üstüne
Uzak bir deniz kıyısında
Kendi yara kabuklarını yar ederek kendine
Ah nice kez küseceksin
Gördüğünün zahmeti gönül üstüne
Uzak bir çigan masalında
Çayda kederli çıralar tüttürerek
Barışırsın ötekinle
Ki yalatır o
Sen tükürürsen..

her harfi bir hayat dersi niteliğindedir.

işim dolayısı ile son 5 seneyi yurtdışında yaşayarak geçiriyorum. bunun son seneside bütün türk erkeklerinin eli s.kinde geldiği ukrayna. hani özellikle kışları soğuk havanın verdiği rahatsızlık olsa gerek, kızların yazın giydiği kıyafetleri türkiyede ancak yatakta falan görebilirsiniz. yine de, bakmak istediğim zaman bakıyorum bakmak istemediğim zaman kafamı çevirip yürüyorum arkadaş. sizde yapın aynısını ve yürüyün gidin. demek ki, bakasınız var.

açık ve net söylüyorum, türkiyenin en büyük problemidir gazete ve okuyucu kitlesinin zihniyeti.

böyleleri sadece sana canayakın olmuyor canlar. böylesi herkeze canayakın olduğundan , ben sağlam bir boynuz yedim. yediğim boynuz yeterli gelmemiş olacak ki , affettim kendisini cana yakınlığına binaen. sonra aynı şahıs üzerinden tekrar boynuz atıldım. öyle çokta şeyetmeyin yani.

Yurtdışında yaşayan biriyim. Dolayısıyla karşılaştırma imkanım var, Türkiye'de toplu araçları şöförlerinin tehlikeli araç kullanmaları ile ilgili ciddi bir problem mevcut. Maalesef, ölenlere rahmet..

Şimdi 6 aydır ingilterede yaşayan ki, uzun süre daha yaşayacak gibi duran biri olarak kendimi yorum yapmaya ehil görmektedeyim..
Fizik: ne tarz kızlardan hoşlandığımızı göre, güzel bulup bulmamak size kalır.. Ama yurdum iyi aile çocuğu erkeklerinin (ben çok iyi bi aile çocuğuyumdur misal ) kesinlikle hayır diyemeyeceği, kısmen sarışına kaçan beyaz ten ve renkli göz!! Bazen de kısmen hafif kumrallık. Şahsen benden bu konuda puan alabiliyorlar!! Ancak, devamlı spor yapmalarına rağmen, balık Etleri eksik olmaz. Buda iyidir sonuç olarak..
Not: Bu tatil beldelerindeki kırolardan bahsetmiyorum, onlar için nefes alıp veren yada yakın bir zamana kadar nefes alıp vermiş herhangi biri bir dişi, yeterlidir.

Giyim kuşam: Öncelikle söyleyim ki, bu konuda Türk kızlarının eline su bile dökemezler.. Türk kızları, çok daha az makyaj, güzel bazı aksesuar kullanarak blue jean ve converse ile bile kendilerini olduklarından güzel gösterebilirler. ingiliz kızlar, suratlarına bir surat çıkacak kadar makyaj yapıp, kız mevsiminin ortasında giydikleri mini elbiselerle bile kendinlerimi olduklarından çirkin hale getirebilirler.. ingilizce tabir ile söyleyelim, büyük bir kısmı "rough" tur efendim
Not: Bu tatil beldelerindeki kırolardan bahsetmiyorum, onlar için nefes alıp veren yada yakın bir zamana kadar nefes alıp vermiş herhangi biri bir dişi, yeterlidir.

Sosyal ilişkiler: Bunu kızlar seviyesine indirgemenden, genel inceleyebiliriz. ingiliz'ler dünyanın hemen hemen en kibar insanlarıdır. Birinin ayağına basın, döner sizden özür diler. Sorduğunuz her soruya ilgi ile cevap verirler. Verdiğiniz herşeye karşılık kesinlikle teşekkür ederler.. Ben ingilizce de , bir restaurantta kaba hali ile Nasıl sipariş veriliyor , bilmiyorum!! Kabalık onlardan , o kadar uzakta.. Güleryüzlüdürler.. Bu sizde, bana asılıyor izlenimi sakın uyandırmasın, yolda gördüğü herhangi birine selam verirler.. Bu konuda pozitifiz yani..
Not: Bu tatil beldelerindeki kırolardan bahsetmiyorum, onlar için nefes alıp veren yada yakın bir zamana kadar nefes alıp vermiş herhangi biri bir dişi, yeterlidir.

Genel: ingiliz bir kızın hayatta iki büyük amacı vardır.. Serbestte ve zıbarıncaya kadar içki içmek, büyük gözükmek.. Tabi ingiltere'de hayat sanıldığı kadar kolay değildir, hani para düşünüldüğü gibi ağaçta dağıtılmıyor. Yani ingiltere'de ortalama bir hayat sürebilirsiniz, ama bunun bi tık üzerine çıkmak kolay değildir.. Dolayısıyla, orta tabakaingiliz aileleri(alt tabaka bir ingiliz aile yoktur, onlar genelde göçmendir) kızlarını erken yaşta çalışmaya gönderirler , 15-16 yaşında kızlar barlarda çalışmaya başlarken, bu bizim tatil belediyesindeki yengen vizesi ile buraya gelen Kürtler orada devreye girerler.. Pakistanlı ile senden benden müslüman, Iraklı Kürtlerde dağdakinden daha PKK'lı olan bu herifler bir anda Türk olup bu kızlara yazılmaya başlarlar.. ingiliz kız isin bu bir veli nimettir çünkü, bedavaya içki ısmarlayabileceği birini bulmuştur.. Yüzüne bakmaya kıyamayacağınız bu kızlar , bizim bu heriflerle öyle aktivasyonlar yaparlar ki, mideniz kaldırmaz.. Hani yanlız birşey var ki onu atlamayalım, yasal olarak kızın 16 yaşından büyük olması gerekir ki , buna genellikle dikkat ederler.. Hani işkenbeleri kaldırır yavşakların, ama yasadan korkarlar işte.. Tabi bu dediğim kırolarda büyük bi orana tekabül ederken ingiliz kızlara belli olmaz.. Bu tarz tiplere hatırı sayılır seviyede Yüz vermeyen miktar mevcuttur..

Sonuç: ingiliz kızları iyi, hoş ve güzeldirler.. Kibardırlar.. Ancak sonucunda ingilizdir, bütünüyle farklı bir kültürdür.. Bu sebeple şahsi kanaatim, arkadaş olarak iyi, ilişki olarak benim Meshebimin bi tık üzeridir efendiler..

3 ağustos cumartesi günü yapılan izmirde oturumuna katıldığım sınavdır. adettendir izlenimlerimi aktarayım..
öncelikle" oral exam" için bir öncesine randevu verdiler. çankayada bulunması zor olmayan adress eğitim merkezinde yarım saat önce hazır bulundum ve sadece kimlik kartı yetti. bana zor zorular geldiğini düşünmekteyim ki, konuşurken zorlanmasamda konu ile ilgili konuşacak şeyler bulmakta oldukça zorlandım. lakin genel için, heyecanlanmayın ve internetten birkaç speaking konusu falan bakıp videolar izleyin, çevrenizde inigilizce bilen kişi yoksa kendi kendinize konuşun. fazlasıyla katkısı olacaktır. ilk önce bir takım uyarılar yapıldıktan sonra sınavınız kendinizle ilgili bir kaç soru ile başlıyor. Benim için, Cep telefonu kullanmak ile ilgili sorularım kolay olsada, ismimin manası ve neden konulduğu ile ilgili soruları cevaplmakta fazlasıyla zorlandım. bu tarz benzer sorularla karşılaşacaksınız. daha sonra size bir topic verilecek ve onunla ilgili 2 dakika içinde bir şeyler konuşmanız istenecek. bana türkiye dışında bir ülke tanıttırdılar ki yurt dışına hayatı boyunca çıkmayan, coğrafyadan eksi netler çıkaran benim için fazlasıyla zor bir konuydu. daha sonra yine konuyla ilgili bir takım sorular verilerek speaking sınavınız son bulacak. şahsen ben son soruyu anlamadım, "I couldn't hear" dediğimde "thanks" denilip gönderildim. yemin ederim "siktir git" deseler bu kadar çok zoruma gitmezdi. sanırım karşımdaki bunak kadından kaynaklandı bütün olay.

ertesi gün, ontur hotel de hazır bulunmamız istendi. form, kimlik, kimlik yerine geçebilecek ikinci belge ve iki tane fotoğrafla beraber. lakin anlamadığım konu, sınava internet başvurusu sırasında bir tane, formun üstüne iki tane resim koymamıza rağmen yarım saat boyunca "chisss" modunda tekrar resim çekilmemizdi. neyse ki sırada güzel bir kızla yaptığımız muhabbet açıkcası bu sürecin zevkli geçmesini sağladı. yanınızdaki eşyaları vestiyere bırakıp sınav salonuna geçiyorsunuz ve arkadan kalanların "chiss" demesini bekliyorsunuz. sınav saatinde yakışıklı bir abimiz bize bir takım uyarılar okudu ki bu abi resim çeken, speaking sınavında kimlik kontrolünu yapan vb. kısacası her işe koşan bir arkadaştı. daha sonra listening sınavı için hazır olundu. ses net ve anlışılır. eğer konsantre olursanız ilk iki parça kolay bir şekilde çözülüyor, ben bir gün önce aldığımız ciddi bir kaza haberinden dolayı konsantre olamadım ve kaçırdığım fazlasıyla cevap oldu. ayrıca yanımdaki kinetix marka ayakkabılı çocuğun, çaprazımdaki 18 yaşlarında oldukça güzel bir kızın bacaklarına bakma merakı yüzünden sık sık yerinden oynamasıda dikkatimi oldukça dağıttı. kalan iki parça soruların direkt cevabı verilmiyor, parçayı anlayıp çıkarım yapmanız gerekiyor ki bu biraz zor. daha sonra cevapları forma geçmek için 10 dk veriliyor ve listening bitiyor. üçüncü aşama; reading. 3 parça için bir saat veriliyor. test, matching, compare,true-false-not given gibi bölümle mevcut. kolay değil, zor değil, orta seviyenin biraz üstü. söylenecek fazla birşey yok, çalışırsanız ortalamanın biraz üstünde kelimee bilgiliniz varsa rahatlıkla yapabilirsiniz. daha sonra writing bölümü geliyor ki, bildiğiniz gibi biri metin diğeri grafik yorumu 250+150 kelimelik essaylar yazmanız isteniyor. ben ikisinide güzel, bol bağlaçlı, bor sorgulamalı yapmaya çalıştım. öğrenci ve öğretmenlerin gelecekdeki 50 sene sonraki ilişkileri ile ilgili bir konuydu sanırım. ve sonra sınav bitiyor.
tahminim; speaking:6.5 listening:5 reading:6 writing:7.5 overall:6.5 gibi bir sonuç beklemekteyim. girecek arkadaşlarada şimdiden başarılar dilerim...

Beşiktaş biryerden bulup transfermi etti diye düşündüğümdür. (bkz: ronaldo) (bkz: cisse)

Son yıllarda yaptığı yanlışlarla iyice zıvanadan çıkmış, kurumsal kimliğini aşırı ölçüde kaybetmiştir. En yaşatılan mağduriyet, ielts ye bir hafta kala denklik puanını değiştirilmiştir.

Fotokopidir efendim.

Bengünün tualette klip çektiğini sandığımdır.

irina shayktır efendim, görünce depresyona giriyorum bu bir insan diye.

Criminal minds izlerken profilcilere sempati duymam gerekirler, ben seri katillere sempati duyuyorum. Özellikle sonları ölüm olduğu bir kaç bölümde gözlerim doldu sözlük, nedendir bilinmez ama ara sıra cinnet geçirmekten korkmuyor değilim.

Mersinde de kadro dışı bırakıldıktan sonra, maç eksiğini kapatması için pazartesi günü akşam 23de yaptığımız halı saha maçına davet etmeyi düşündüğümüzdür.

Emre belezoğlunun tekrar fenerbahçeye gelmesi gibi birşeydir.

Halil sezainin incir reçelindeki yaşadığı aşk hayal edilmeden evine bırakılmalıdır.
Not:ben yaptım, oldu.

Tribünde bulunmaktan büyük zevk aldığım, sesimi kaybettiğim, yarın ki sunumu nasıl yapacağımı düşündüğüm maçtır.

Eski sevgilim faliyetlerine katıldığını öğrendiğim de, götü iyi kurtardık dediğim topluluk.

-Taş mı var orda? Pardon ablammış..
-Buse, kağıt, makas..
Not: zımpara kağıdı ile çizmek ister snmat tablet.