bugün

entry'ler (11)

televizyonu açık bırakarak uyumak

uyanıldığı zaman hiç uyumamış hissi yaratmasının yanı sıra, insanın kendini daha da yorgun hissetmesine neden olur. beynin patlayacakmış gibi ve acayip sinirli uyanırsın (en azından bende öyle oluyor).

interstellar

arkadaşın hadi sen film seç onu izleyelim demesiyle izlediğimiz ve sonrasında çok küfür yediğim filmdir. aldığı puana da hiç mi hiç şaşırmadım. izlemeden önce puanı hakkında hiç bir fikre sahip olmasam da kesin yüksek almıştır diyebileceğim bir filmdi çünkü film hakkında ne düşündüğüme dair hiçbir fikrim yok. ( nasıl bir cümleyse artık. o kadar boşum yani)

yeni tanışılan bir erkekte dikkat edilen ilk yer

dişlere bakarım. gülünce böyle bir aydınlanma geliyorsa tamamdır. bir de koluna bakarım saat var mı diye. o saat olacak arkadaş.

fitness

her yıl haziran ayında başlayıp ağustos ayında bitirdiğim aktivitedir. hiç bir zaman sevmedim, sevmeyeceğim de sanırım.

gecenin şarkısı

göksel- sen orda yoksun. yazarken bile insanın bağıra bağıra söyleyesi geliyor.

sadece karı kızın okuduğu boktan kitaplar

pucca günlük'ün kitaplarıdır. hiç birini okumadım ama boktan olduğuna dair bir ön yargım var.

birine uzun süreli küsmek

süre çok uzadığında yerini hissizliğe bırakır. ilk günlerde duyulan öfkeyle "bir daha asla konuşmam" lafı yerini "çokta önemli değil ya selam verse konuşurum yani" ye bırakır. aman 3 günlük dünya değil mi diye düşünmeye başlar insan. şu an uzun süredir konuşmadığım birkaç arkadaşıma karşı içinde bulunduğum durumdur.

the grand budapest hotel

böyle şeker hamuru gibi, çikolata gibi, pasta gibi bir filmdir.

düğüne gider gibi bakkala giden kız

bunu yapanların çoğu bu durumdan şikayetçi bir tavır sergilerler. bir arkadaşımla aramda geçen muhabbet aynen şöyledir;
- bugün de uyanamadım ya ne bulduysam giyip çıktım
- ayy ben bakkala bile makyaj yapıp giderim
- alla alla neden, ciddi misin?
- ne bileyim ya alışmışım keşke çıkabilsem ama olmuyo yani çıkamıyorum
- ..........

renkli göz

gözlerin ne kadar güzel lafından sonra lens mi sorusunun gelmesi farz olmuş durumdur. daha yaratıcı olun lütfen.

stajyer öğretmen

şu an içinde bulunduğum durumdur. geçen tuvalete gitmek isteyen bir öğrenciye neden, napcaksın diye saçma sorular sorduktan sonra öğretmen moduna girdiğimi farkettim. yakında kitabını unutan öğrenciye kendini de unutsaydın evladım demem umarım.