bugün

entry'ler (579)

josey wales

the outlaw josey wales'in kahramanı.

the outlaw josey wales

josey wales'in insanı tükürmeye iten filmi. (köpeğe tükürüp durması dışında.)

born of hope

orta dünya meraklıların dikkatini çekiyordur. kanmayın abicim! shit valla! harcadığım bir saate yazık.

pişmanım kızak çeken köpek gibi.

hakkı devrim

"günlerin getirdiği" izlencesinde birkaç kez "resim çekmek" diyerek türkçe katilliğine soyunan türkçe savunucusu.

kınadım gitti.

muz sesleri

sitesi: http://www.muzsesleri.com/

'Aslında sen de Ortadoğulusun' başlıklı ntvmsnbc haberi:

http://www.ntvmsnbc.com/id/25041059/

zam biya

yılmaz özdil'in (06.01.09) hürriyet gazetesi'ndeki köşe yazısı.

Açıklamalar munta'zam...

Benzine okkalı zam yapılıyor.

"Azıcık" diyorlar.

Mazota kocaman zam yapılıyor.

"Ufacık" diyorlar.

Köprüye yüklü zam yapılıyor.

"Minicik" diyorlar.

Sigaraya kalın kalın zam yapılıyor.

"incecik" diyorlar.

içkiye irikıyım zam yapılıyor.

"Küçücük" diyorlar.

Elektriğe sert zam yapılıyor.

"Yumuşacık" diyorlar.

Doğalgaza ağır zam yapılıyor.

"Hafifçecik" diyorlar.

Suya büyük zam yapılıyor.

"Minnacık" diyorlar.

Otobüse vapura zam yapılıyor.

"Birazcık" diyorlar.

*

E benden günah gitti...

Memura zamcık yapıldı.

*

Emekliye hüz'zam.

*

(Adam, patronun odasına hışımla dalmış, "Maaşıma zam istiyorum" demiş... Patron "Neden sana durup dururken zam yapayım ki?" diye sorunca,"Valla siz bilirsiniz, peşimde üç büyük şirket var" demiş, "TEDAŞ, iSKi, iGDAŞ!"

*

Bu ni'zam inti'zamla bakarsak...

Muaz'zam bi yıl olacak.

Muaz'zam.

http://www.hurriyet.com.t.../13392046.asp?yazarid=249

mikrotik

MikrotikLs firması tarafından geliştirilen Yönlendirici işletim Sistemidir (RouterOS). Çekirdeği Linux üzerine inşa edilmiş, güvenlik sunucusu olarak da kullanılabilinen bir işletim sistemidir.

ayrıntılı bilgi sayfaları:

http://mikrotiktr.blogspot.com
http://www.mikrotik.com.tr
http://www.oguzhan.info

5 parmak

özgün adı "5 fingers" olan, Joseph L. Mankiewicz'in yönetmenliğini yaptığı 1952 filmi.

iki de oscar'ı vardır. imdb puanı 7.8'dir.

(bkz: çiçero)

çiçero

yılmaz özdil'in (25.12.2009) hürriyet gazetesi'ndeki köşe yazısı. (çok ilginç bilgiler.)

ilyas...

Asıl adı, Elyesa'ydı.

Kosova doğumlu.

Arnavut.

Türk vatandaşı.

*

Sene, 1943.

Dünya savaşıyor.

Yer, Ankara.

*

Çankaya Köşkü'ne komşu ingiliz Büyükelçiliği'nde uşak olarak işe başladı ilyas... Büyükelçi Sir Hugessen'a banyoda sırtını keseleyecek kadar yakındı. Ama aslında, nefret ediyordu ingilizlerden; babasının ölümünden sorumlu tutuyordu onları... Bi gün, Almanya Büyükelçiliği Müsteşarı Jenke'nin kapısını çaldı, "Özel ve gizli bilgilere ulaşabiliyorum, isterseniz satarım, fotoğraf çekerim, rulo başına 20 bin sterlin alırım" dedi. Müsteşar, konuyu Büyükelçi Von Papen'e açtı, Papen vaziyeti Berlin'e bildirdi, 29 Ekim 1943 gecesi, Cumhuriyet Bayramı törenlerinden dönüşünde, Berlin'in cevabı gelmişti: "Deneyin..."

*

Trafik başladı. ilyas ötüyor, parayı alıyordu. Doğru mu söylüyor, yalan mı, henüz belli değildi. Ocak 1944'te, "Sofya bombalanacak" dedi, "Hadi canım" dediler, Sofya bombalandı! ilyas kendini kanıtlamıştı... Güzel güzel konuştuğu için "Çiçero" kod adını verdiler ona.

*

O günlerde; Ankara'daki Alman Büyükelçiliği'nde Nele isimli bir kız çalışıyordu; sekreter... Babası Almanya'nın Sofya Konsolosu&'ydu. Savaş öncesinde liseyi ABD'de okuyan Nele, Nazilerden nefret ediyordu. ABD'de yaşamak istiyordu ama, Alman olduğu için imkânsızdı. Bir gün dişi iltihaplandı, hayatı değişti... Dişçi, Yahudi bir Alman'dı, laf lafı açtı, "istersen, seni Amerikalılarla tanıştırırım" dedi. Amerikalılar, 'Alman Büyükelçiliği'nde çalışan Amerikan sempatizanı sekreter'in üstüne atlamıştı doğal olarak... Buluştular.

*

'Rastgele' diye atılan olta, büyük bir balık yakalamıştı...

Çok büyük bir balık.

*

Çünkü, daha ilk randevuda şunları anlattı sekreter: "Sizden bir söz istiyorum, vereceğim bilgi işinize yararsa, lütfen bana sığınma hakkı verin... ingiliz Büyükelçiliği'nde bizimkilerin Çiçero dediği biri çalışıyor. Çiçero aradığında bizim elçilikte büyük hareketlilik oluyor, düşük rütbeli görevliler, sekreterler filan dışarı çıkarılıyor. Nazilerin
kulağı bu Çiçero."

*

Amerikalılar, derhal ingilizleri uyandırdı, tüm personel tek tek sorgulanıyordu. Çiçero enseleneceğini anlamıştı. Almanlara sığındı, istanbul üzerinden Almanya'ya kaçırıldı.

*

Tabii Naziler de uyanmıştı... Çiçero'yu kim ispiyonladı? Sorgu başlayınca, sekreter kız, Amerikalılara yalvardı: "Hayatım tehlikede..." Amerikalılar sözünü tutacaktı. Ancak, ciddi bir sorun vardı. Türkiye tarafsız ülkeydi. Köstebeğin ABD Büyükelçiliği'ne sığınması olacak iş değildi... Sekreter gizli bir eve yerleştirildi, bir hafta saklandı, sarı saçları siyaha boyandı. Naziler fıldır fıldır takipteydi, istanbul'a götürülmesi çok riskliydi. Karayoluyla izmir'e götürdüler, gemiyle Kıbrıs'a
geçip Mısır'a, savaş bittikten sonra ABD'ye...

*

ilyas, Münih'e yerleşti. Hayatının garantide olduğunu düşünüyordu. Ancak, Almanların kendisine ödediği 300 bin sterlinin, ingiliz ekonomisini batırmak için bastıkları sahte paralar olduğu anlaşıldı. Kazığı yemişti... Yalvar yakar, bir emekli maaşı bağlandı. Gece bekçiliği yapmaya başladı, 1970'te sefalet içinde öldü.

*

Hayatı film oldu ilyas'ın, Hollywood'da... Anılarını "I Was Cicero, Ben Çiçero'ydum" başlığıyla kaleme alıp, Stern Dergisi'ne satmıştı. Yönetmen Joseph Mankiewicz, bu anıları
'5 Fingers, 5 Parmak' ismiyle sinemaya uyarladı, 1952'de... ilyas rolünü, o dönemin efsane aktörü James Mason oynadı. ilyas'ın hayatı, biri yönetmen, iki Oscar aldı.

*

Sekreter Nele ise, savaştan sonra kimliği değiştirilerek, California'ya yerleştirildi. Garsonluk yaptığı, evlendiği, bir çocuğu olduğu iddia edildi. Sonrası bilinmiyor.

*

Demem o ki...

Ankara böyle bi yer.

*

istihbaratçıların savaş alanı.

*

Ve, şurası kabak gibi belli oldu ki, suikastçı diye yakalanan albayla binbaşı, Genelkurmay içindeki Çiçero'nun peşinde...

O halde ne yapmak lazım?

Ne yapıp edip, albayla binbaşıyı açığa çıkarmak lazım ki, Çiçero araziye uysun.

*

izleyelim bakalım, gazete manşetlerinden yazılan senaryoların Oscar'ını kim alacak...

http://www.hurriyet.com.t.../13302634.asp?yazarid=249

ismet inönü

(bkz: işte size devlet adamı fotoğrafı)

görsel

işte size devlet adamı fotoğrafı

yalçın doğan'ın (25.12.2009) hürriyet gazetesi'ndeki köşe yazısı.

okunmaya değer bir yazı, görülmeye değer bir fotoğraf:

http://www.hurriyet.com.t...r/13302576.asp?yazarid=91

ağzında lokma varken suikast yapılmaz

yılmaz özdil'in (23.12.2009) hürriyet gazetesi'ndeki köşe yazısı.

Suikast krokisi subayın ağzında.

Albay krokiyi çiğnerken basıldı.

Binbaşı krokiyi yutmaya çalıştı.

Isırırken kroki koptu.

Krokiyi boğazından çıkardılar.

Suikastçı krokiyi yedi.

*

Yersen...

*

"Valla biz vurduk" demelerine rağmen, şakır şakır asker vuranların PKK'lı olduğuna inanmıyorlar, suikastla suçlanan yarbaylar onuruna yediremeyip kendi kafasına sıkıyor... Bunlar hâlâ mahalleden geçen subayların peşinde.

*

Bakın, neymiş o suikastçının adı?

E.Y.B.

Olsa olsa, Embesil Yani Bu'nun kısaltılmış hali herhalde!

*

Çünkü, sanırsın, Mısır piramitlerinin gizemli dehlizlerinde yaşıyor Bülent Arınç, nerde oturduğu bilinmiyor... Halbuki, o mahalleye her gün önünde arkasında vaiyynn diye bağıran eskortlar, korumalarla geliyor, kapısının önünde de polis kulübesi var, anaokulundaki
çocuğa sor, aha şurası diye göstersin... Ama bizim albay suikastçı, elinde krokiyle
adres arıyor iyi mi!

*

(Kestane ağacına sırtını ver, 20 adım yürü, pastane var orda, dön ordan, ver sırtını pastaneye, 20 adım yürü, kestane ağacı göreceksin, arkasına sotalan filan.)

*

Üstelik, manifaturacıda Kalaşnikof var, sokağı tarıyor; bu arkadaş albay olmuş, suikast yapacak, tabancası bile yok.

*

Şöyle bi diyalog mesela...

- Kimi vurcaz komtanım?

- Arınç'ı.

- O kim?

*

Reflü olduk gari, her Allah'ın günü gazete mutfaklarına kurulan darbe marbe ziyafetlerini kimse yemiyor... N'aapsınlar, tatlı niyetine, mahalleden geçen subayları "Kroki yiyen suikastçı" diye servis etmeye başladılar... Yerseniz artık.

http://www.hurriyet.com.t.../13280485.asp?yazarid=249

acun ılıcalı nın sözlük yazarlarına zavallı demesi

acun ılıcalı'nın hürriyet kelebek'e verdiği röportajda kullandığı ifade.

iınternetteki sözlüklerde sizin için hiç iyi şeyler yazmıyorlar, bunu biliyor musunuz?

- Biliyorum... Ben reytingimi oraya yazı yazan bazı zavallıların yazdıklarıyla ölçüyorum. Ne kadar entry olursa, ben o gece programın reytingini iyi-kötü anlarım.

http://www.hurriyet.com.t...atti/13266582.asp?gid=222

(bkz: acun ılıcalı nın sözlük yazarlarına zavallı demesi)

hoşlanılan kıza ilk kez mesaj atmak

(bkz: ileti)

provokatör ile tanışalım

can dündar'ın (13.12.2009) milliyet gazetesi'ndeki köşe yazısı.

Aslında kendisini tanır gibiyiz. Uzaktan... Arada çıkagelir. 'Arada' dediğim, kendince gerekli gördüğü zamanlarda... Genellikle sular durulmaya, silahlar susmaya başladığında...
Bazen belinde bomba, bazen elinde roketatarla...
Çarşafla, cübbeyle veya poşuyla...
Meclis'te, otobüste, kampüste, cemevinde ya da dağ başında...
Bir çöp bidonuna bıraktığı ses bombasıyla ya da bir devriye pususuyla...
imzasını kanla atar.
Kurbanlar, cinayet mahalline celladının adını kanıyla yazar:
'Provokatör!'

|| devamı için: http://www.milliyet.com.t...ID=75&Date=13.12.2009

cümleten hayırlı açılımlar

yılmaz özdil'in (13.12.2009) hürriyet gazetesi'ndeki köşe yazısı.

Yunan açılımı yaptık.

Bankalar gitti.

Kıbrıs açılımı yaptık.

Rum AB'ye girdi.

Irak açılımı yaptık.

Çuval geçirdiler.

Arap açılımı yaptık.

iETT garajı gitti.

Lübnan açılımı yaptık.

Telekom gitti.

ingiliz açılımı yaptık.

Telsim gitti.

Gürcistan açılımı yaptık.

Rusya işgal etti.

Rus açılımı yaptık.

Boru döşediler.

iran açılımı yaptık.

Bi boru da ordan döşediler.

italyan açılımı yaptık.

Boruları onlar döşedi.

Çin açılımı yaptık.

Hızlı treni döşüyorlar.

Filistin açılımı yaptık.

Gazze'yi yerle bir ettiler.

israil açılımı yaptık.

Limanlar gitti.

Hindistan açılımı yaptık.

Bomba'y patladı.

Fransız açılımı yaptık.

Çimento fabrikaları gitti.

Soykırım kanunu geldi.

Afrika açılımı yaptık.

Sudanlı soykırımcı geldi.

Afganistan açılımı yaptık.

Eli verdik, kolu istiyorlar.

Almanya açılımı yaptık.

Çifte vatandaşlık gitti.

AB açılımı yaptık.

Giremeyeceğimiz kesinleşti.

Obama açılımı yaptık.

Ermeni kapısı gitti.

Ermeni açılımı yaptık.

Azerilerle papaz olduk.

isviçre açılımı yaptık.

Adamlar minareyi yasakladı.

Meksika açılımı yaptık.

Hepimiz gribiz.

*

Kürt açılımı yaptık.

Kürt partisi kapatıldı.

*

Vatandaş olarak rica ediyorum...

Gözünüzü seveyim açılım maçılım yapmayın artık, kurban olam yani.

http://www.hurriyet.com.t.../13185695.asp?yazarid=249

kadınların bir erkekte baktıkları ilk yer

237462378462378 kişi tarafından "elller" ve "ayakkabılar" olarak cevaplandırılmış başlık.

(bkz: anlamazdın)

baldızım

(bkz: aykızım)
(bkz: arzu gızım)

kendi nicki hakkında entry girdirme yolları

kernel amadeus'un yolundan gitmek.

the sorcerer s apprentice

türkçeye sihirbazın çırağı olarak çevrilen Jon Turteltaub filmi.