bugün

entry'ler (81)

insanı en çok yoran şey

Neyin yorulmaya değer olduğuna karar verme sorumluluğu.

a single man

Bir daha izlemek istemeyeceğiniz kadar güzel filmdir. Bir kez daha yaşanamayacak kadar gerçek.

en kötü din

umutsuzluk dini.

öpüşen iki erkek görmekten rahatsız olanlar

rahatsızlar çünkü.

derdini sikeyim diyen psikolog

içinden diyordur inşallah.

aşkın nur yengi

en güzel sitem eden kadınlardandır.

eskileri düşünmek

yeni olan kucaklanabilirse ancak huzurla yapılabilendir. yeniye itimadınız yoksa geçmişi de hatırlamak istemezsiniz; zira anı bitip an’a geri döndüğünüzde yaşayacağınız burukluğu hafifletecek bir şeyiniz de kalmamıştır.

insan özünde iyi midir kötü müdür

yale üniversitesi tarafından yürütülen şu orijinal çalışmadan bilgi edinilebilir:

[http://youtu.be/Z4eGJq0rjw0]

sevilen şiirin en vurucu cümlesi

şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
taşınacak suyu göster, kırılacak odunu
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?

daha önce olmayan biriyle yeniden denemek

Oldurmak isteyen yüreğin en güzel aldanışıdır. Ama aldanıştır.

hayatınızı hangi yönetmen yönetiyor

Kendi hayatımda figüran olduğum için çok da umursamadığım, bağımsız film meraklısı yönetmen.

sözlük yazarlarının itirafları

Acil psikiyatri polikliniğin önünde oturan bir adam var. Köşede kalmış bir bankta, içeri girip girmemekte tereddüt ediyor.

Saatlerdir orada, arada telefonu çalıyor, içeri girip bir saate kalmadan geri çıkıyor.

Hıçkırıkları duyulmasın diye dudaklarını ısırıyor. Morarıyor. içeri girerken kan çanağı gözlerini saklayacak diye başı hep eğik.

Acilin nöbetçi doktoru.

gecenin şarkısı

gece zifiri karanlıktan kan kırmızıya çalıyor, naşide göktürk veda ediyor.

gece de, şarkı da onun olsun bu gece.

ışıklar içinde yatsın.

naşide göktürk- kan kırmızı

sözlük yazarlarının itirafları

birlikte gittiğimiz film vizyondan kalkmamışken henüz, o unuttu sözlük.

hayata dair acı veren detaylar

bipolar da demişler. "işin çok zor" da demişler.

sormamışlar pek.

onaltısından gün almış.

annesi ikinci evliliğini yapıp şehir dışına taşınmış on yıl kadar önce.

çocukluğuna dair birçok şeyi silmiş, ama o esnada aklından geçenler durmuş hep bir köşede.

"annem küpelerine yer buldu, götürdü kamyonda, bir tek ben kaldım, kamyonda yer olmadığı için"

sözlük yazarlarının itirafları

"kapatma yüzünü" dedi diyor gözyaşlarını silmesi için uzattığım mendile uzanırken.

"kapatma, yoksa daha sert vururum"

bir kadın düşünün şimdi, iki küçük kızından başka kimsesi olmayan.

öyle dayaklar yemiş ki kocasından; katilinden merhamet bekler olmuş.

belki gerçekten daha yumuşak vurur demiş.

o an hayalini kurabildiği tek şey canını daha az yakacak bir yumruk.

ellerini aralayıp açmış yüzünü.

dört dikiş atılmış dudağına, kocası sızdıktan sonra gittiği acilde.

köpek gibi büyütülmüş çocuk

"trauma never recovers. wanes, but never disappears"

gecenin sözü

cam güzeli kızlardır gözleri aynalı
baktıkları mekan içinde sırrolur
nergis akşamları cam sicimi yağmur
güneş dağıtıyorlar gözlük taşıyalı
bazı akşamları ayışığı bulunur

hüzne büründüler mi buğulu billur
koyu çay karanlığı keder ağdalı
gül yaprağı sevinç kırağı yansımalı
gönülleri sırça köşk çabucak soğur
öyle olur olmaz sokulmamalı

cam güzeli kızlardır gizlice tasalı
buzullar ülkesinde buz gibi durur
dağıttığı ışıktan sanki yorulmuştur
sanki birer hayal yansımaya bağlı
güneş batınca eriyip kaybolur

sözlük yazarlarının itirafları

sigarayı bırakma kararı aldım bugün. sonra on yıl daha fazla yaşama korkusu zehir gibi acıttı yüreğimi.

sözlük yazarlarının itirafları

32 hafta olmuş istanbul'a taşınalı ve bu mesleğe başlayalı.

ben artık birşeyler söyleme ihtiyacı hissediyorum.

32 hafta boyunca sabahtan akşama kadar insanların dertlerini dinlemekten, mutsuz insanlar görmekten, empati kurmaya çalışmaktan, medet bekleyen gözlerle bakıldığı zaman omzuma çöken yükten, çözüm önerileri bulmaya çalışmaktan, önerilerim kabul görmeyince ya da işe yaramayınca ümitsizliğe kapılmamak için kendimi zorlamaya çalışmaktan, zor vakalar karşısında hissettiğim yetersizlikten, insanların yüzlerini, davranışlarındaki üstü örtülü anlamları okumaya çalışmaktan, analiz etmekten, akşamları eve gelip uyuyup yemek yeyip müzik dinleyerek günü bitirmekten, okuduğum kitaplardan, kendimle ilgili verdiğim uğraştan, her ürkmüş bir çocuk gördüğümde kendi geçmişimle ilgili yaşadığım flashback'lerden, kendi geçmişimi daha iyi okuyabildikçe daha çok canımın yanmasından, yalnızlığımın perçinlenmesinden, sürekli tetikte olmaktan, davranışlarımı kontrol etmekten, sevilmemiş olmaktan, sevmemiş olmaktan, siktiğimin hornetinde konuşmaktan;

yoruldum.