bugün
- sigara içmenin insana verdiği zevk8
- icardi190527
- hamas bir terör örgütüdür15
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- futbolcu ismiyle nick almak12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü13
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım15
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
entry'ler (659)
bir kaç yıl önce gereksiz bir konuda birbirimize hakaretler ettiğimiz, yetinmeyip özel mesajlarla bu çocukça davranışları sürdürdüğümüz yazar.
bir kaç yıl sonra geçen haftanın beğenilen entrylerini okurken, kızı için ameliyathane kapısında haykıra haykıra ağlayarak bekleyişinin, oğlumun ameliyatı sırasında çaresice geçirdiğim dört saatlik süreyle bire bir örtüştüğünü gördüğüm yazar.
hayat garip,
bir kaç yıl önce yan yana olsanız ettiği laflar için kan revan kavga edebileceğiniz bir insan için bir kaç yıl sonra dua ettirebiliyor, yaşamayan bilmez, acaba nesi var? acaba yapabileceğim bir şey olur mu ki? diye düşündürebiliyor.
hayat gerçekten çok garip.
bir kaç yıl sonra geçen haftanın beğenilen entrylerini okurken, kızı için ameliyathane kapısında haykıra haykıra ağlayarak bekleyişinin, oğlumun ameliyatı sırasında çaresice geçirdiğim dört saatlik süreyle bire bir örtüştüğünü gördüğüm yazar.
hayat garip,
bir kaç yıl önce yan yana olsanız ettiği laflar için kan revan kavga edebileceğiniz bir insan için bir kaç yıl sonra dua ettirebiliyor, yaşamayan bilmez, acaba nesi var? acaba yapabileceğim bir şey olur mu ki? diye düşündürebiliyor.
hayat gerçekten çok garip.
(#19138043) numaralı entarisiyle satürnlü olduğumu iddia eden yazar.
şöylece cevap hakkımızı kullanalım.
sayın dünyalı sözlük yazarı;
elbetteki toplumsal olaylar hakkında herkes yorum yapabilir. örnek olayda olduğu gibi tecavüz konusunda toplumsal olarak birşeyler karalamak, yada münhasıran tecavüze uğrayan kızı için imza toplayan adam hakkında yorum yapıp düşüncesini paylaşmak yada tartışmak herkesin en doğal hakkıdır;
ancak iş sanığın neden salıverildiği noktasında yorum yapıp dava dosyasıyla belirlenebilir hale gelince, durum herkesin vakıf olduğu bilgiler eşiğini aşar ve teknik bilgiyi gerektiren bir hal alır - ki burada teknik bilgi de hukuki olarak sahip olunsa dahi - ancak ve ancak dava dosyasında yer alan sebep ve sonuçlarla sınırlıdır.
sizin örneğinizden hareket edecek olursak:
hıncal uluç vari davranır ve her konuda bilgi sahbi olduğunuzu düşünür ve yorum yapmaya kalkarsanız komik durumua düşebilirsiniz. zira futbol örneğinizde olduğu gibi bir furbol müsabakasını seyreden herkes maç hakkında yorum yapabilir; ama ofsaytın ne olduğunu bilmeden yan hakemin neden bayrak kalırdığını anlmanız ve yorumlamanız mümkün değildir.
ezcümle anlatılmak istenen toplumsal olaylar hakkında yorum yapıp yapmamak değil, teknik bilgiyi gerektiren ve her iki tarafın dinlenmesini şart koşan konularda bilgi sahibi olunmadan atıp tutmamak gerekliliğidir.
şöylece cevap hakkımızı kullanalım.
sayın dünyalı sözlük yazarı;
elbetteki toplumsal olaylar hakkında herkes yorum yapabilir. örnek olayda olduğu gibi tecavüz konusunda toplumsal olarak birşeyler karalamak, yada münhasıran tecavüze uğrayan kızı için imza toplayan adam hakkında yorum yapıp düşüncesini paylaşmak yada tartışmak herkesin en doğal hakkıdır;
ancak iş sanığın neden salıverildiği noktasında yorum yapıp dava dosyasıyla belirlenebilir hale gelince, durum herkesin vakıf olduğu bilgiler eşiğini aşar ve teknik bilgiyi gerektiren bir hal alır - ki burada teknik bilgi de hukuki olarak sahip olunsa dahi - ancak ve ancak dava dosyasında yer alan sebep ve sonuçlarla sınırlıdır.
sizin örneğinizden hareket edecek olursak:
hıncal uluç vari davranır ve her konuda bilgi sahbi olduğunuzu düşünür ve yorum yapmaya kalkarsanız komik durumua düşebilirsiniz. zira futbol örneğinizde olduğu gibi bir furbol müsabakasını seyreden herkes maç hakkında yorum yapabilir; ama ofsaytın ne olduğunu bilmeden yan hakemin neden bayrak kalırdığını anlmanız ve yorumlamanız mümkün değildir.
ezcümle anlatılmak istenen toplumsal olaylar hakkında yorum yapıp yapmamak değil, teknik bilgiyi gerektiren ve her iki tarafın dinlenmesini şart koşan konularda bilgi sahibi olunmadan atıp tutmamak gerekliliğidir.
herkesin bir cumhuriyet savcısı, herkesin - dava dosyasını sanki görmüş gibi hüküm kurabilecek seviyede - bir ağır ceza mahkemesi başkanı olduğunu gördüğümüz konudur.
burada asıp kesen arkadaşlar evet tecavüz (bkz: cinsel istismar) bir insanlık suçudur, hele hele (bkz: çocuğun cinsel istismarı) en ağır şekilde cezalandırılması gereken bir suç türüdür; ancak hanginiz yukarıdaki dava dosyasını incelediniz? hanginiz delilleri gördünüz? babanın imza kampanyasında yazdıklarından başka hanginiz konu hakkında bilgi sahibi? kaçınız (bkz: reşit olmayanla cinsel ilişki) ile cinsel istismar yada çocuğun cinsel istismarı suçlarının farklarını, maddi manevi unsurlarını biliyor?
bunları bilmeden atıp tutmanın, hakimleri savcıları suçlamanın tek bir tanımı var o da bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaktır
yine burada asıp kesen arkadaşlar ,bırakın 15 - 18 arası yaş aralığını, reşit olan kız arkadaşınızla, sözlünüzle, nişanlınızla güzel ve şehvetli bir gece geçirmenizin akabinde şiddetli bir ayrılık sürecinde; intikam, ailelerin bunu duyması sonucu korku, duyulması neticesi toplumsal baskı vs. nedeniyle kız arkadaşınızın şikayeti durumunda, cinsel istismar suçlamasıyla pat diye kendinizi savcının karşısında bulacağınızı, siz bu arada istediğiniz kadar inkar edin ağlayın sızlayın olayın ayırt edilmesinin olayın iki kişi arasında olması, delillerin azlığı vs. nedeniyle son derece zor olduğunu, bir de tanık bulunması durumunda dava açılırsa (ki kuvvetle muhtemeldir) tecavüzcü damgasını şap diye yiyeceğinizi biliyor musunuz?
Kaldıki yukarıdaki olayda sanık hakkında Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan dava açılmış, sanık 9 gün tutuklu kalmış, akabinde yapılan itiraz neticesi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış. yani beraat etmiş, tecavüz kanıtlanmış da serbest bırakılmış değil. dava halen sürmekte ve sanık suçlu bulunursa gerekli cezayı zaten alacak.
http://www.iha.com.tr/bab...alet-arayisi-269563-haber
babayı kızına bu denli sahip çıktığı, sanığı öldürmeye kalkmadığı için tebrik etmek gerekir.
ama asıp kesmeden önce hiç birimiz dava dosyasını bilemeyeceğimizden hüküm veremeyiz.
bırakın da kararı mahkeme versin.
burada asıp kesen arkadaşlar evet tecavüz (bkz: cinsel istismar) bir insanlık suçudur, hele hele (bkz: çocuğun cinsel istismarı) en ağır şekilde cezalandırılması gereken bir suç türüdür; ancak hanginiz yukarıdaki dava dosyasını incelediniz? hanginiz delilleri gördünüz? babanın imza kampanyasında yazdıklarından başka hanginiz konu hakkında bilgi sahibi? kaçınız (bkz: reşit olmayanla cinsel ilişki) ile cinsel istismar yada çocuğun cinsel istismarı suçlarının farklarını, maddi manevi unsurlarını biliyor?
bunları bilmeden atıp tutmanın, hakimleri savcıları suçlamanın tek bir tanımı var o da bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaktır
yine burada asıp kesen arkadaşlar ,bırakın 15 - 18 arası yaş aralığını, reşit olan kız arkadaşınızla, sözlünüzle, nişanlınızla güzel ve şehvetli bir gece geçirmenizin akabinde şiddetli bir ayrılık sürecinde; intikam, ailelerin bunu duyması sonucu korku, duyulması neticesi toplumsal baskı vs. nedeniyle kız arkadaşınızın şikayeti durumunda, cinsel istismar suçlamasıyla pat diye kendinizi savcının karşısında bulacağınızı, siz bu arada istediğiniz kadar inkar edin ağlayın sızlayın olayın ayırt edilmesinin olayın iki kişi arasında olması, delillerin azlığı vs. nedeniyle son derece zor olduğunu, bir de tanık bulunması durumunda dava açılırsa (ki kuvvetle muhtemeldir) tecavüzcü damgasını şap diye yiyeceğinizi biliyor musunuz?
Kaldıki yukarıdaki olayda sanık hakkında Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan dava açılmış, sanık 9 gün tutuklu kalmış, akabinde yapılan itiraz neticesi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış. yani beraat etmiş, tecavüz kanıtlanmış da serbest bırakılmış değil. dava halen sürmekte ve sanık suçlu bulunursa gerekli cezayı zaten alacak.
http://www.iha.com.tr/bab...alet-arayisi-269563-haber
babayı kızına bu denli sahip çıktığı, sanığı öldürmeye kalkmadığı için tebrik etmek gerekir.
ama asıp kesmeden önce hiç birimiz dava dosyasını bilemeyeceğimizden hüküm veremeyiz.
bırakın da kararı mahkeme versin.
Fakültede ders sırasında her nasıl olduysa söz müslüm gürses'ten açıldı.
Hoca:
- bu adamın nesini severler anlamam, bir kişi çıkıp hayata dair güzel bir şarkısını söylesin üç gün o şarkıyı dinleyeciğim. diye bir laf etti.
anfinin en arka sıralarından suskunluğuyla bilinen bir arkadaş ayağa kalktı, yavaş adımlarla kürsüye yürüdü.
kalemi eline alıp tahtaya şunları yazarak hiç bir laf etmeden yerine uturdu.
Sev bütün insanları say bütün insanları,
Kin gütme unut gitsin geçmişte olanları,
Dürüst ol insancıl ol düşün öbür dünyayı,
Bir karıncayı bile incitme sakın evlat.
henüz beyin ölümü gerçekleşmemiştir.
Hoca:
- bu adamın nesini severler anlamam, bir kişi çıkıp hayata dair güzel bir şarkısını söylesin üç gün o şarkıyı dinleyeciğim. diye bir laf etti.
anfinin en arka sıralarından suskunluğuyla bilinen bir arkadaş ayağa kalktı, yavaş adımlarla kürsüye yürüdü.
kalemi eline alıp tahtaya şunları yazarak hiç bir laf etmeden yerine uturdu.
Sev bütün insanları say bütün insanları,
Kin gütme unut gitsin geçmişte olanları,
Dürüst ol insancıl ol düşün öbür dünyayı,
Bir karıncayı bile incitme sakın evlat.
henüz beyin ölümü gerçekleşmemiştir.
Doğrusu şu şekildedir.
Haczedilen malların muhafaza altına alınması, yada yediemin olarak mal sahibine bırakılması.
Haczedilen malların muhafaza altına alınması, yada yediemin olarak mal sahibine bırakılması.
samsun değildir.
aşağıda yazılanları iyi okuyunuz.
--spoiler--
TBMM Şiddet Araştırma Komisyonu Uzmanı Adem Solak'ın, 2 yıl süren bir çalışmanın ardından, adliye kayıtları baz alınarak hazırladığı türkiyenin suç haritası raporunda yer alan 'cinsel suçlarla' ilgili verilere göre 2010'da Türkiye'de 12 bin 863 cinsel içerikli suç işlenmiş. (adem solak, türkiye'nin suç haritası, hegem yayınları, 2012)
Samsun'da durum ne?
Samsun valiliği'nin 2011 yılında hazırladığı samsun ili suç haritası ve analizi raporuna göre 2010 yılında samsunda işlenen cinsel suçların sayısı toplamda 358. aynı rapora göre bu sayı 2009'da 325.
http://www.samsun.gov.tr/...asi_ve_On_Analiz_2011.pdf
raporun samsun'da cinsel suçlarla ilgili istatistiği: http://galeri.uludagsozluk.com/r/268424/+
Görüldüğü üzere 2010'da türkiyede işlenen 12.863 (onikibin sekizyüz altmış üç) cinsel içerikli suçun yalnızca 358'i (üçyüz elli sekiz) samsun'da işlenmiş.
Nüfusa göre oranlama yapıldığında ise yine TBMM Şiddet Araştırma Komisyonu raporuna göre en çok cinsel içerikli suçun işlendiği iller şöyle sıralanmış: Sinop (yüzde 6.93) Bartın (6.26.), Zonguldak (5.73), Ordu (5.26), Edirne (5.22), Yozgat (5.15), Çankırı ( 4.83), Samsun (4.59), Bilecik (4.58), Kocaeli ( 4.43)
--spoiler--
hala daha samsun'u tecavüzcü ilan edecek olan varsa, herşeyi bir kenera bırakır ve öyle göte böyle yarrak mantığıyla, tüm samsun'un tecavüzüne uğramasını gönülden temenni ederim.
aşağıda yazılanları iyi okuyunuz.
--spoiler--
TBMM Şiddet Araştırma Komisyonu Uzmanı Adem Solak'ın, 2 yıl süren bir çalışmanın ardından, adliye kayıtları baz alınarak hazırladığı türkiyenin suç haritası raporunda yer alan 'cinsel suçlarla' ilgili verilere göre 2010'da Türkiye'de 12 bin 863 cinsel içerikli suç işlenmiş. (adem solak, türkiye'nin suç haritası, hegem yayınları, 2012)
Samsun'da durum ne?
Samsun valiliği'nin 2011 yılında hazırladığı samsun ili suç haritası ve analizi raporuna göre 2010 yılında samsunda işlenen cinsel suçların sayısı toplamda 358. aynı rapora göre bu sayı 2009'da 325.
http://www.samsun.gov.tr/...asi_ve_On_Analiz_2011.pdf
raporun samsun'da cinsel suçlarla ilgili istatistiği: http://galeri.uludagsozluk.com/r/268424/+
Görüldüğü üzere 2010'da türkiyede işlenen 12.863 (onikibin sekizyüz altmış üç) cinsel içerikli suçun yalnızca 358'i (üçyüz elli sekiz) samsun'da işlenmiş.
Nüfusa göre oranlama yapıldığında ise yine TBMM Şiddet Araştırma Komisyonu raporuna göre en çok cinsel içerikli suçun işlendiği iller şöyle sıralanmış: Sinop (yüzde 6.93) Bartın (6.26.), Zonguldak (5.73), Ordu (5.26), Edirne (5.22), Yozgat (5.15), Çankırı ( 4.83), Samsun (4.59), Bilecik (4.58), Kocaeli ( 4.43)
--spoiler--
hala daha samsun'u tecavüzcü ilan edecek olan varsa, herşeyi bir kenera bırakır ve öyle göte böyle yarrak mantığıyla, tüm samsun'un tecavüzüne uğramasını gönülden temenni ederim.
en başından itibaren dikkatle seyredip ince örülmüş senaryoda hiç bir gedik olmamasına hayran kalmışken aklımda soru işareti yaratan bir mantık hatasına sonlara doğru rastladığımı düşündüren harika yapımdır.
yalnız şu konuda biri beni aydınlatırsa sevinirim.
--spoiler--
Malum tren soygunu sahnesinde kahramanlarımız metilaminin hangi vagonda olduğunu soygundan saatler önce lydia'nın telefouyla öğreneceklerdi. ancak saygundan bir gün önce köprünün altına düzeneği yerleştirdiler. e peki Nasıl olduda metilaminin olduğu vagon tam da köprünün olduğu yere denk heldi?
--spoiler--
yalnız şu konuda biri beni aydınlatırsa sevinirim.
--spoiler--
Malum tren soygunu sahnesinde kahramanlarımız metilaminin hangi vagonda olduğunu soygundan saatler önce lydia'nın telefouyla öğreneceklerdi. ancak saygundan bir gün önce köprünün altına düzeneği yerleştirdiler. e peki Nasıl olduda metilaminin olduğu vagon tam da köprünün olduğu yere denk heldi?
--spoiler--
mezun olduktan sonra yaşanan göt korkusundan sonra iki tane kıçı kırık soru için telaşlanan aklımı sikeyim dedirten heyecandır.
Şehir efsanesimidir değil midir bilinmez ama samsun'da yaşanmadığı kesindir.
http://www.uludagsozluk.com/e/6481242/
http://www.uludagsozluk.com/e/6481242/
Somutlaştırınca daha iyi anlaşılacak konudur.
Dinsiz Japonlar.
--spoiler--
Deprem gününden bu yana Japonlar, 48 milyon dolardan fazla nakit parayı ve içlerinde toplam olarak 30 milyon dolar para bulunan binlerce kasayı yetkililere teslim etti. Böylece, deprem ve ardından gelen tsunamide kaybedilen 78 milyon dolar felaket mağdurlarına iade edilebilecek.
--spoiler--
Müslümanlığı kimseye bırakmayan yurdum insanı.
--spoiler--
17 Ağustos depreminde Yalova'da bir erin enkazda bulup gömdüğü 300 bin doları bir yarbay ile emekli astsubay paylaştı. Deprem yağmasını yarbayın servetindeki artış ortaya çıkardı.
--spoiler--
Bunlar münferit birer örnektir.
Genel bir kanı edinmek için ise deprem sonrası japonyada yaşananlarla ülkemizde yaşananlara bakmak yeterlidir.
şimdi Dinin ahlaka etkisi açısından kendimize şu soruyu soralım;
yeri geldiğinde olayı abartıp dünyanın en büyük seks organizasyonunu düzenleyen japonlar mı ahlaklı, yoksa dini diyaneti kimseye bırakmayan islam ahlak ve faziletiyle yoğrulmuş bizler mi?
Dinsiz Japonlar.
--spoiler--
Deprem gününden bu yana Japonlar, 48 milyon dolardan fazla nakit parayı ve içlerinde toplam olarak 30 milyon dolar para bulunan binlerce kasayı yetkililere teslim etti. Böylece, deprem ve ardından gelen tsunamide kaybedilen 78 milyon dolar felaket mağdurlarına iade edilebilecek.
--spoiler--
Müslümanlığı kimseye bırakmayan yurdum insanı.
--spoiler--
17 Ağustos depreminde Yalova'da bir erin enkazda bulup gömdüğü 300 bin doları bir yarbay ile emekli astsubay paylaştı. Deprem yağmasını yarbayın servetindeki artış ortaya çıkardı.
--spoiler--
Bunlar münferit birer örnektir.
Genel bir kanı edinmek için ise deprem sonrası japonyada yaşananlarla ülkemizde yaşananlara bakmak yeterlidir.
şimdi Dinin ahlaka etkisi açısından kendimize şu soruyu soralım;
yeri geldiğinde olayı abartıp dünyanın en büyük seks organizasyonunu düzenleyen japonlar mı ahlaklı, yoksa dini diyaneti kimseye bırakmayan islam ahlak ve faziletiyle yoğrulmuş bizler mi?
dünyanın en iyi takımlarından birine karşı çift forvet maça çıkma basiretini gösteren, penaltısı verilmeyen, üç topu direkten dönen ve yine dünyanın en üst seviyesinde bir ligde oynayan bir takıma karşı ezilmeyen bir takımı ancak alkışlamak gerekir.
12-16 Eylül 2012 tarihleri arasında Samsun'da yapılacak olan Ülkemizi Hacı Arap Yaman, Serdar Gümüş, Koray Kırman, Barış Cin ve Ahmet Arslan'ın temsil edeceği şampiyonadır.
http://www.bilardo.gov.tr/Default.aspx
http://www.bilardo.gov.tr/Default.aspx
bir kez daha boş yere ortalığın ayağa kaldırıldığı, Muhtemelen hiç ceza almayacak yada çok az bir cezayla tazyik edilecek olan bir genç için bir bardak suda fırtınalar koparılan haberdir.
bunun iki sebebi var.
birincisi boyalı basının haberi veriş şekli ve ilgi çekmesi için abartması,
ikincisi sözlüğümüzdeki çoğu yazar gibi okurların da okuduğunu işine geldiği gibi anlaması yada hiç anlayamaması.
tabi ikincisinde haberin veriliş şeklinin payı büyük; ancak bu okuduğumuzu düzgün anlamamıza engel değil.
bakınız burada oluşan suç iki poğaça ve iki meyve suyu çalmaktan ibaret değil. Ceza hukukunda her suç ayrı ayrı değerlendirilir ve ayrı müeyyidelere tabi tutulur.
buna göre haber doğru düzgün okunursa:
izinsiz bir konuta girlmiş, girilirken cam kırılıp mala zarar verilmiş ve kilit altındaki bir eşya çalınmış yani;
1 - konut dokunulmazlığını ihlal, (1-3 yıl arası hapis)
2 - nitelikli hırsızlık, (2.5-6.5 yıl arası hapis)
3 - mala zarar verme, (4 ay - 3 yıl arası hapis) şeklinde suç teşkil eden üç ayrı eylem var.
tabi bizim boyalı basın boş durmamış. haberi ilgi çeksin diye allamış pullamış, cezaların alt sınırlarını görmezden gelmiş ve üst sınırdan hesaplayarak iki poğaçaya 12 yıl hapis şeklinde vermiş. sorgulama yeteneği kıt olan okuyucu da doğal olarak habere itibar ederek feveran etmiş.
unutmamak gerekir ki yukarıdaki verilen maddelerin yanında ceza kanunumuzda birde 145.madde vardır. buna göre: hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
sonuç olarak: konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme şikayete tabi suçlardan olduğuna göre ve mekan sahibi de (habere göre) şikayetçi olmadığına göre bu hususlarda ceza tayin edilmeyecektir diye düşünüyorum.
nitelikli hırsızlık içinse takdir hakkı elbetteki hakimindir; ancak en kötü ihtimalle dahi çalınan malın değeri pek az olduğundan sanık çok az bir ceza alacaktır kanaatindeyim.
yani sakin olunuz, boşu boşuna kendinizi yıpratmayınız, ortalığı ayağa kaldırmayınız.
bunun iki sebebi var.
birincisi boyalı basının haberi veriş şekli ve ilgi çekmesi için abartması,
ikincisi sözlüğümüzdeki çoğu yazar gibi okurların da okuduğunu işine geldiği gibi anlaması yada hiç anlayamaması.
tabi ikincisinde haberin veriliş şeklinin payı büyük; ancak bu okuduğumuzu düzgün anlamamıza engel değil.
bakınız burada oluşan suç iki poğaça ve iki meyve suyu çalmaktan ibaret değil. Ceza hukukunda her suç ayrı ayrı değerlendirilir ve ayrı müeyyidelere tabi tutulur.
buna göre haber doğru düzgün okunursa:
izinsiz bir konuta girlmiş, girilirken cam kırılıp mala zarar verilmiş ve kilit altındaki bir eşya çalınmış yani;
1 - konut dokunulmazlığını ihlal, (1-3 yıl arası hapis)
2 - nitelikli hırsızlık, (2.5-6.5 yıl arası hapis)
3 - mala zarar verme, (4 ay - 3 yıl arası hapis) şeklinde suç teşkil eden üç ayrı eylem var.
tabi bizim boyalı basın boş durmamış. haberi ilgi çeksin diye allamış pullamış, cezaların alt sınırlarını görmezden gelmiş ve üst sınırdan hesaplayarak iki poğaçaya 12 yıl hapis şeklinde vermiş. sorgulama yeteneği kıt olan okuyucu da doğal olarak habere itibar ederek feveran etmiş.
unutmamak gerekir ki yukarıdaki verilen maddelerin yanında ceza kanunumuzda birde 145.madde vardır. buna göre: hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
sonuç olarak: konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme şikayete tabi suçlardan olduğuna göre ve mekan sahibi de (habere göre) şikayetçi olmadığına göre bu hususlarda ceza tayin edilmeyecektir diye düşünüyorum.
nitelikli hırsızlık içinse takdir hakkı elbetteki hakimindir; ancak en kötü ihtimalle dahi çalınan malın değeri pek az olduğundan sanık çok az bir ceza alacaktır kanaatindeyim.
yani sakin olunuz, boşu boşuna kendinizi yıpratmayınız, ortalığı ayağa kaldırmayınız.
bir insanın ticari zekası ahlaki değerlerle çatışmadığı sürece kıymet taşır.
survivor isimli yarışmada bir çok şey kurgu olabilir. en nihayetinde tv programlarının amacı daha çok izlenmekten ibaret. ama annesi beyin kanaması geçiren bir yarışmacıya, bu haberi kameralar önünde verip "cumartesi survivorda" şeklinde bir fragman hazırlamanın hiç bir ahlaki açıklaması olamaz.
http://video.haberturk.co...da-nihata-sok-haber/62242
survivor isimli yarışmada bir çok şey kurgu olabilir. en nihayetinde tv programlarının amacı daha çok izlenmekten ibaret. ama annesi beyin kanaması geçiren bir yarışmacıya, bu haberi kameralar önünde verip "cumartesi survivorda" şeklinde bir fragman hazırlamanın hiç bir ahlaki açıklaması olamaz.
http://video.haberturk.co...da-nihata-sok-haber/62242
doğru yazılışı için (bkz: dar ül harb)
2010'da türkiyede işlenen 12.863 (onikibin sekizyüz altmış üç) cinsel içerikli suçun yalnızca 358'i (üçyüz elli sekiz) samsun'da işlenmiş. bu sayı 2009'da 325.
Nüfusa göre oranlama yapıldığında ise TBMM Şiddet Araştırma Komisyonu raporuna göre en çok cinsel içerikli suçun işlendiği iller şöyle sıralanmış: Sinop (yüzde 6.93) Bartın (6.26.), Zonguldak (5.73), Ordu (5.26), Edirne (5.22), Yozgat (5.15), Çankırı ( 4.83), Samsun (4.59), Bilecik (4.58), Kocaeli ( 4.43)
(bkz: tecavüz haberlerinde samsun a uygulanan ayrımcılık/#15585515)
Nüfusa göre oranlama yapıldığında ise TBMM Şiddet Araştırma Komisyonu raporuna göre en çok cinsel içerikli suçun işlendiği iller şöyle sıralanmış: Sinop (yüzde 6.93) Bartın (6.26.), Zonguldak (5.73), Ordu (5.26), Edirne (5.22), Yozgat (5.15), Çankırı ( 4.83), Samsun (4.59), Bilecik (4.58), Kocaeli ( 4.43)
(bkz: tecavüz haberlerinde samsun a uygulanan ayrımcılık/#15585515)
son yıllarda iyice ayyuka çıkan ve boyalı türk basını tarafından tecavüz haberlerinde samsun'a uygulanan negatif ayrımcıktır.
hangi gazetenin 3. sayfasını açarsanız açın samsunla ilgili bir taciz, tecavüz haberiyle karşılaşmamak neredeyse mümkün değil.
bunun sonucunda insanlarda, sanki ülkemizde yaşanan cinsel içerikli suçların büyük çoğunluğu samsun'da işleniyormuş gibi saçma sapan bir intiba oluşmuş durumda.
buyurun bu ayrımcılığın ve halkı yanlış yönlendirmenin uludağ sözlük'de yer alan yansımalarına bir bakalım.
(bkz: tecavüz olaylarının çoğunun samsun da yaşanması)
(bkz: taciz haberlerinin sürekli samsun dan çıkması)
(bkz: samsun ve tecavüz vakaları)
(bkz: samsun insanının çarpık ilişki kompetanı olması)
e tabi bu abartılı haberlerin sonucu olarak ülkenin geri kalanı da Samsun hakkında farklı düşünüyor değil.
peki asıl durum nedir?
buyurun tamamı resmi rakamlara göre belirlenmiş verilere beraber bakalım.
TBMM Şiddet Araştırma Komisyonu Uzmanı Adem Solak'ın, 2 yıl süren bir çalışmanın ardından, adliye kayıtları baz alınarak hazırladığı türkiyenin suç haritası raporunda yer alan 'cinsel suçlarla' ilgili verilere göre 2010'da Türkiye'de 12 bin 863 cinsel içerikli suç işlenmiş. (adem solak, türkiye'nin suç haritası, hegem yayınları, 2012)
Samsun'da durum ne?
Samsun valiliği'nin 2011 yılında hazırladığı samsun ili suç haritası ve analizi raporuna göre 2010 yılında samsunda işlenen cinsel suçların sayısı toplamda 358. aynı rapora göre bu sayı 2009'da 325.
raporun tamamı pdf olarak: http://www.samsun.gov.tr/...asi_ve_On_Analiz_2011.pdf
raporun samsun'da cinsel suçlarla ilgili istatistiği: görsel
Görüldüğü üzere 2010'da türkiyede işlenen 12.863 (onikibin sekizyüz altmış üç) cinsel içerikli suçun yalnızca 358'i (üçyüz elli sekiz) samsun'da işlenmiş.
Nüfusa göre oranlama yapıldığında ise yine TBMM Şiddet Araştırma Komisyonu raporuna göre en çok cinsel içerikli suçun işlendiği iller şöyle sıralanmış: Sinop (yüzde 6.93) Bartın (6.26.), Zonguldak (5.73), Ordu (5.26), Edirne (5.22), Yozgat (5.15), Çankırı ( 4.83), Samsun (4.59), Bilecik (4.58), Kocaeli ( 4.43)
e peki arkadaş nedir bu samsun'a vurulmak istenen tecavüzcü şehir damgası?
neyin peşinde bu boyalı basın?
ben işin içinden çıkamadım; ama artık bu konuda açıkça kasıt olduğunu düşünmekle beraber sebebini de bulamadım.
hangi gazetenin 3. sayfasını açarsanız açın samsunla ilgili bir taciz, tecavüz haberiyle karşılaşmamak neredeyse mümkün değil.
bunun sonucunda insanlarda, sanki ülkemizde yaşanan cinsel içerikli suçların büyük çoğunluğu samsun'da işleniyormuş gibi saçma sapan bir intiba oluşmuş durumda.
buyurun bu ayrımcılığın ve halkı yanlış yönlendirmenin uludağ sözlük'de yer alan yansımalarına bir bakalım.
(bkz: tecavüz olaylarının çoğunun samsun da yaşanması)
(bkz: taciz haberlerinin sürekli samsun dan çıkması)
(bkz: samsun ve tecavüz vakaları)
(bkz: samsun insanının çarpık ilişki kompetanı olması)
e tabi bu abartılı haberlerin sonucu olarak ülkenin geri kalanı da Samsun hakkında farklı düşünüyor değil.
peki asıl durum nedir?
buyurun tamamı resmi rakamlara göre belirlenmiş verilere beraber bakalım.
TBMM Şiddet Araştırma Komisyonu Uzmanı Adem Solak'ın, 2 yıl süren bir çalışmanın ardından, adliye kayıtları baz alınarak hazırladığı türkiyenin suç haritası raporunda yer alan 'cinsel suçlarla' ilgili verilere göre 2010'da Türkiye'de 12 bin 863 cinsel içerikli suç işlenmiş. (adem solak, türkiye'nin suç haritası, hegem yayınları, 2012)
Samsun'da durum ne?
Samsun valiliği'nin 2011 yılında hazırladığı samsun ili suç haritası ve analizi raporuna göre 2010 yılında samsunda işlenen cinsel suçların sayısı toplamda 358. aynı rapora göre bu sayı 2009'da 325.
raporun tamamı pdf olarak: http://www.samsun.gov.tr/...asi_ve_On_Analiz_2011.pdf
raporun samsun'da cinsel suçlarla ilgili istatistiği: görsel
Görüldüğü üzere 2010'da türkiyede işlenen 12.863 (onikibin sekizyüz altmış üç) cinsel içerikli suçun yalnızca 358'i (üçyüz elli sekiz) samsun'da işlenmiş.
Nüfusa göre oranlama yapıldığında ise yine TBMM Şiddet Araştırma Komisyonu raporuna göre en çok cinsel içerikli suçun işlendiği iller şöyle sıralanmış: Sinop (yüzde 6.93) Bartın (6.26.), Zonguldak (5.73), Ordu (5.26), Edirne (5.22), Yozgat (5.15), Çankırı ( 4.83), Samsun (4.59), Bilecik (4.58), Kocaeli ( 4.43)
e peki arkadaş nedir bu samsun'a vurulmak istenen tecavüzcü şehir damgası?
neyin peşinde bu boyalı basın?
ben işin içinden çıkamadım; ama artık bu konuda açıkça kasıt olduğunu düşünmekle beraber sebebini de bulamadım.
Artvin'in Borçka ilçesine Bağlı Camili (macahel) Havzasıdır. havza ayrıca Türkiye'nin Tek Biyosfer Rezerv Alanıdır. bunun gibi Dünyadaki üç önemli arı ırkından 'Kafkas Arı' ırkının saflığı bozulmadan korunduğu tek yerdir. bu sebeple Tarım Bakanlığı'nca Gen Koruma Alanı ilan edilmiş durumdadır. Havzada, Türkiye'nin bilinen en yüksek şelalesi olan Maral Şelalesi de yer almaktadır.
kısacası gidiniz, görünüz.
pişman olmayacağınızı garanti ederim.
http://www.camili.gov.tr/
kısacası gidiniz, görünüz.
pişman olmayacağınızı garanti ederim.
http://www.camili.gov.tr/
halen daha 15 yaşında kızların evlendirilmesinden, pedofiliden, çocuk gelinlerden bahsedip, lisede okuyan herkesin evlenebileceğini zannedip saçmalayanları görünce bu sefer örneklerle açıklamaya çalışacağım konudur.
öncelikle ve tekraren türk medeni kanunu'na göre evlenme yaşı kaçtır bakalım.
--tmk m. 124.--
"Erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez.
Ancak, hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir."
--tmk m. 124.--
bu yaş sınırları dışında kalanlar ister lise talebesi olsun, ister yüksek lisans yapsın, isterse okumuyor olsun ev- le- ne- mez-ler. evlenemzler.
yani güzel kardeşim evlenme yaşı tahsille belirli değildir. evlenmeye yaşı lisede okumaya göre ayarlanmış da değildir. bir kez daha yazayım. 14, 15, 16, yaşındakiler çok istiyor olsalar da evlenemezler. 17 yaşında olağan üstü durumlarda hakim kararıyla, 18 yaşında ancak ana babası izin verirse evlenebilirler 18' dolduran bir türk vatandaşı reşit olduğundan zaten sorun yok.
şimdi gelelim lisede okuyanların evlenmesi meselesine. (bu konuyu sadece lisede okuyan kızlar olarak değil evlenme yaşına gelmiş her türk vatandaşı için aynı şekilde değerlendirin.)
--örnek--
şimdi çocuk 5 yaşında okula başladıysa 14 yaşında liseye devam edecek demektir. her nasılsa bu tembel genç sınıfta kaldı ve lise eğitimi sırasında 18 yaşını geçti, hatta 19 una merdiven dayadı. lise 2. sınıfa devam eden 19 yaşındaki tembel talebemiz 21 yaşında çok güzel bir kıza/çok yakışıklı bir erkeğe aşık oldu. birbirlerini çılgınlar gibi seven ikili evlenme kararı aldılar. evlenmelerinde hukuken bir sakınca var mı yok. hah işte eski yönetmelik diyorki sen lisede okuyorsun evlenirsen kaydını silerim. eğitim hayatın biter okuyamazsın. yeni yönetmelikde değişen sadece bu konudur. liseye devam ederken medeni kanundaki evlilik yaşına ulaşmış, evlenmesinde hukuken sakınca bulunmayan kişilerin evlenmeleri durumunda artık kayıtları silinmeyecek, okumaya devam edebilecekler.
--örnek--
yani liseye devam edenlerin evlenmelerine izin verilmesi falan söz konusu değil. lütfen gözünüzle okuyunuz. lisede olsun olmasın kanuni evlenme yaşında olmayan bir türk vatandaşı evlenemez.
evlilikde eğitimde kişiye sıkı sıkıya bağlı olan haklardandır, hiç kimse medeni hali nedeniyle eğitim hakkından mahrum bırakılamayacağı gibi eğitimi nedeniyle medeni haklarından da mahrum bırakılamaz. aksi eşitlik ilkesine aykırı olur.
daha nasıl anlatılır bilemiyorum son kez tekrarlıyorum.
liseye başladı diye bir kız yada bir erkek evlenme hakkı kazanmıyor. kanuni evlenme yaşına gelipte evliliğine engel hali yoksa ve evleniyorsa yeni yönetmelikle birlikte kaydı silinmiyor ve eğitim hayatına devam edebiliyor.
saymadan sövmeden milleti sapıklıkla suçlamadan, okumanız dileğiyle.
öncelikle ve tekraren türk medeni kanunu'na göre evlenme yaşı kaçtır bakalım.
--tmk m. 124.--
"Erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez.
Ancak, hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir."
--tmk m. 124.--
bu yaş sınırları dışında kalanlar ister lise talebesi olsun, ister yüksek lisans yapsın, isterse okumuyor olsun ev- le- ne- mez-ler. evlenemzler.
yani güzel kardeşim evlenme yaşı tahsille belirli değildir. evlenmeye yaşı lisede okumaya göre ayarlanmış da değildir. bir kez daha yazayım. 14, 15, 16, yaşındakiler çok istiyor olsalar da evlenemezler. 17 yaşında olağan üstü durumlarda hakim kararıyla, 18 yaşında ancak ana babası izin verirse evlenebilirler 18' dolduran bir türk vatandaşı reşit olduğundan zaten sorun yok.
şimdi gelelim lisede okuyanların evlenmesi meselesine. (bu konuyu sadece lisede okuyan kızlar olarak değil evlenme yaşına gelmiş her türk vatandaşı için aynı şekilde değerlendirin.)
--örnek--
şimdi çocuk 5 yaşında okula başladıysa 14 yaşında liseye devam edecek demektir. her nasılsa bu tembel genç sınıfta kaldı ve lise eğitimi sırasında 18 yaşını geçti, hatta 19 una merdiven dayadı. lise 2. sınıfa devam eden 19 yaşındaki tembel talebemiz 21 yaşında çok güzel bir kıza/çok yakışıklı bir erkeğe aşık oldu. birbirlerini çılgınlar gibi seven ikili evlenme kararı aldılar. evlenmelerinde hukuken bir sakınca var mı yok. hah işte eski yönetmelik diyorki sen lisede okuyorsun evlenirsen kaydını silerim. eğitim hayatın biter okuyamazsın. yeni yönetmelikde değişen sadece bu konudur. liseye devam ederken medeni kanundaki evlilik yaşına ulaşmış, evlenmesinde hukuken sakınca bulunmayan kişilerin evlenmeleri durumunda artık kayıtları silinmeyecek, okumaya devam edebilecekler.
--örnek--
yani liseye devam edenlerin evlenmelerine izin verilmesi falan söz konusu değil. lütfen gözünüzle okuyunuz. lisede olsun olmasın kanuni evlenme yaşında olmayan bir türk vatandaşı evlenemez.
evlilikde eğitimde kişiye sıkı sıkıya bağlı olan haklardandır, hiç kimse medeni hali nedeniyle eğitim hakkından mahrum bırakılamayacağı gibi eğitimi nedeniyle medeni haklarından da mahrum bırakılamaz. aksi eşitlik ilkesine aykırı olur.
daha nasıl anlatılır bilemiyorum son kez tekrarlıyorum.
liseye başladı diye bir kız yada bir erkek evlenme hakkı kazanmıyor. kanuni evlenme yaşına gelipte evliliğine engel hali yoksa ve evleniyorsa yeni yönetmelikle birlikte kaydı silinmiyor ve eğitim hayatına devam edebiliyor.
saymadan sövmeden milleti sapıklıkla suçlamadan, okumanız dileğiyle.