bugün

entry'ler (28)

namazda en çok okunan sureler

fatiha suresidir. evet.

sevmek mi zor sevılmemek mı

orhan gencebay veriyor cevabı ve ekliyor; ağlamak çok zor ağlayamamak çok zor.
evet.

http://www.youtube.com/watch?v=A2gY-am_sN0

bugün müjgan güzel bile değildi

ah müjgan ah'da nefes verir gibi bi çırpıda söyleyiverir sadri abimiz.
bugün müjgan güzel bile değildi!

bi garip insan

insan zaten gârib, bu dünya zindanında.

kasamızda 217 dolar kaldı

dış borçları yoksa, öpsünler başlarına koysunlar.

dinde yeri var

söylenen şeyi pekiştirmek maksadıyla, insanların ehemmiyet verdiği bir mecradan yakalamaktır.
insanların ekserisi dine önem verir ve yaptıkları/kaçındıkları şeylerin dinde yeri olup olmadığını sorgular.
islam dini için devam edersek, bu "dinde yeri var" işleri, fıkıh ile insanların ilgisine, algısına sunulur.

more

bildiğim ilk slim cigaradır kendisi.
dal dal satılırdı alt/üst geçitlerde.

köşeyi dönmek için yapılacaklar

burdan dümdüz gidiyorsun..

ya ne olacağıdı?
yürüyeceksin işte.

gönül bağı

çağrışaraktan...
(bkz: gönül dağı)*

charles bukowski

sabahın altısında köşedeki büfenin açılmasını dört gözle bekleyen yazar.
öyle de müptela imiş.

modena

pavarotti'nin memleketidir.

tüm yazarların iyiliği için dua etmek

faili meçhul olarak kayıtlara geçen ölümlere sahip yazarlar için de dua etmektir bir yerde.
kılıç vs kalem sonucunun vin'i kalem olsun diye niyazda bulunmaktır.

çellist

jordi savall vardı bi, Tous les Matins du Monde filminde de nağmelerini duyduğumuz, inletir, inlerken.

maria pomianowska

polonya'dan dünya'ya etnik müzik marifetiyle sesini duyuran ustadır.
kemanzenlik, çellistlik hep bu hanımefendide.
dinleyiniz efendim: http://www.youtube.com/watch?v=iq-q6AahHgg

ayasofya nın tekrar cami olması

"ayasofya'nın kültür varlıkları ve müzeler genel müdürlüğü bünyesinden alınıp, vakıflar genel müdürlüğü'ne devredilmesi bunun işaretiydi zaten." dediğimizdir. yaparlar.

tatar ramazan

hüseyin'in idam sahnesi kırpılarak yayınlanır televizyonda.
orada ahmet kaya bir ağıt yakar, yakar!

ortaçağ ı karanlık zannetmek

hanginiz söndürdüyse ışıkları açsın lütfen. bu bir şakaysa da hiç komik değil.

ayrılık kolyesi

"içinde yaramın kabuğu vardır" der delikanlı, "seninle ilk buluştuğumuz gün düşmüştüm hani, kanamıştı.." böylesi bir giriş sonrası verilir.
fotoğraf gibi baka baka eskitemezsin hem.
ne zaman baksan o kolyeye, kanarsın.

dolu

tarsimini yaptırmamış çiftçinin bağrında derin yaralar açandır. *

ilk maaşla iskender ısmarlama sözü

sözü ifa etme işi bursa'da yaşanmıyorsa eğer, çoğu zaman "iskendere benzeyen bir şey ısmarlama" eyleminin buruk tadı kalır damaklarda.