bugün
- steven s power law13
- ups boobs beni favladı'ne yapmalıyım13
- okula gitmeden yüzlük karne alan afgan ve suriler17
- islamı tartışamamak9
- knowledge13
- evlenmeyenlerin seks yapmadan ölüp gitmesi11
- geniş kalçalı kadın ahlaklıdır18
- salda gölü'nün son hali11
- arda güler12
- arap olmak8
- atatürk kafir cumhuriyetini ilan etti11
- sözlükteki elit yazarlar18
- 18 haziran 2024 türkiye gürcistan maçı36
- ben bu yazıyı sana yazdım10
- memati1923'ün gelişiyle başlayan süreç14
- anın görüntüsü22
- rus sovyet düşmanı amerikancı kemalistler11
- kocam boşalacağı esnada geliyorum bacanak dedi16
- pegasus ta çalışan türk düşmanı keko8
- diamond tema39
- kimsenin saraca'nın doğum gününü kutlamaması21
- diyanetin türkleri araplara şikayet etmesi10
- kabataş yalanı9
- içsel yolculuk enerji frekans 69 bin lira19
- sözlüğün en iyi iki kadın yazarı15
- vladimir putin11
- diamond tema için yakalama kararı17
- türkiyeyi mülteci kampına dönüştüren abd14
- babalar günü14
- millet öğle yemeğine çıkarken yeni uyanan tipler9
- true bir martı olsa olacaklar9
- thusneldaa12
- saraca silsüpüroğlu15
- diamond tema'nın arnavutluğa kaçması9
- özge özacar'ın memeleri12
- gideon reid morgan jj15
- ülkesi savaştayken başka ülkede keyif süren kansız9
- çinliler her şeyi üretebiliyor türklerin neyi var23
- ne zaman evleneceksin diye soran akraba11
- oktay kaynarca'nın türkiyeliyim açıklaması22
- kayseri de atatürk heykeline baltalı saldırı13
- abber'ın ruh hastası olması26
- sevgiliyle aynı evde yaşamak8
- sözlükteki 11 yaşında yazar olması19
- buralarda dinsiz denen bir tarzan varmış17
- ne hissediyorsun8
- larisalisa12
- kurban eti dağıtmak mecburi mi12
Ben geldik sen ne yaptınız o parayı.
bu cümleleri kuruyorsan aman dikkat.
bu cümleleri kuruyorsan aman dikkat.
açılın gençler ben musluk tamircisiyim!
öncelikle en belirgin özellik kişinin gerçeği ayırt etme yetisini kaybetmesidir. açalım uğurcuğum; kişi hayal dünyasında yaşar, kimsenin görmediği kişileri görür, hayali arkadaşlar edinir, onlarla yanındalarmış gibi konuşur, gaipten sesler duyar vs.
bir başka belirleyici özellik stereotipikjest ve mimikler ile konuşmalardır. Mesela; sürekli eliyle aynı hareketi yapama, sürekli "ananlara selam söyle" gibi belli bir kalıbı kullanma gibi. mesela geçen biriyle karşılaştım, adama "selamun alyeküm" dedi, "aleyküm selam" dedim. "selamımı alsana lan!" dedi. devam ettim. baktım sokaktan geçen hemen herkese, selamını alsın almasın aynı tepkiyi veriyor "selamun aleyküm-selamımı alsana lan!"
duygulanımda küntlük de görülür. yani hissetse bile etrafına hissettiremez. paranoidler aşırı şüphecidir. sürekli birilerinin kendilerini takip ettiğini, eşinin başkalarıyla alemden aleme aktığını, aldattığını, komşularının arkasından konuştuklarını vesaire söylerler. bu şüphe onları yer bitirir. en tehlikelisi de sanırım bunlardır. iş cinayete kadar gidebilir.
velhasıl-ı kelam; Allah kimseyi öyle bir dertle imtihan etmesin.
öncelikle en belirgin özellik kişinin gerçeği ayırt etme yetisini kaybetmesidir. açalım uğurcuğum; kişi hayal dünyasında yaşar, kimsenin görmediği kişileri görür, hayali arkadaşlar edinir, onlarla yanındalarmış gibi konuşur, gaipten sesler duyar vs.
bir başka belirleyici özellik stereotipikjest ve mimikler ile konuşmalardır. Mesela; sürekli eliyle aynı hareketi yapama, sürekli "ananlara selam söyle" gibi belli bir kalıbı kullanma gibi. mesela geçen biriyle karşılaştım, adama "selamun alyeküm" dedi, "aleyküm selam" dedim. "selamımı alsana lan!" dedi. devam ettim. baktım sokaktan geçen hemen herkese, selamını alsın almasın aynı tepkiyi veriyor "selamun aleyküm-selamımı alsana lan!"
duygulanımda küntlük de görülür. yani hissetse bile etrafına hissettiremez. paranoidler aşırı şüphecidir. sürekli birilerinin kendilerini takip ettiğini, eşinin başkalarıyla alemden aleme aktığını, aldattığını, komşularının arkasından konuştuklarını vesaire söylerler. bu şüphe onları yer bitirir. en tehlikelisi de sanırım bunlardır. iş cinayete kadar gidebilir.
velhasıl-ı kelam; Allah kimseyi öyle bir dertle imtihan etmesin.
basit konu. sorarsın anlarsın. mesela biz değiliz.
bölge bölge değişiklik gözlenebilir. mesela bizim buralarda anasını babasını kesince anlaşılıyor.
bir de şöyle birşey var;
buraya kadar şizofrenlerin, bütün zıtlıklarıyla birlikte bu gerçekliği bizim yaşadığımızdan daha da acıtıcı bir şekilde yaşamış olmaları gerekir.. bu insanlar gerçekliği başından beri yanlış algılamış değil (başlangıçta gerçeğe ilişkin herşeyi bilmiş olmaları gerekir) daha çok tam da gerçeğe fazla yakın oldukları için sözde bir insani bütünleme aldatmacasına katılmak ellerinden gelmez.. ancak kendi iç yaşamlarıyla bağlantı içinde kalma çabaları sonucu hastalanırlar.. kendi içlerindekini algılamak zorunda kalmamak için gerçekliğe kaçan diğerleridir; "sağlıklı" olanlardır.. daha derin bir anlamda, şizofren, bütünlüğünü koruma ihtiyacıyla hareket ederken, "normal" olan kişinin ihtiyacı ise, yarılmadır..
bize dayatılan gerçeklikle kendi iç dünyaları arasındaki zıtlıkların gerilimini kaldıramadıkları için "normal" davranışın görüntüsü arkasına saklanan insanların bir süre sonra gerçek duyguları kalmaz.. bunun yerine duyguların ne olduğuna dair düşüncelerle donanırlar, duygularla deneyimleri gerçekleşmez.. kendi duygularının yerine yapıştırma duygular sergilerler ve kendi gerçek duygularını yok ederler.. varsaydıkları kimliklerinin görüntüsü ne kadar "sağlıklı"ysa bu manevrayı gerçekleştirmekte o kadar başarılı olurlar.. amaçları kendi benlerini ifade etmek değil de, başkalarını davranışlarında, düşüncelerinde ve hissettiklerinde tutarlı olduklarına inandırmak olduğu için; bu bir manevradır..
benim, aramızdaki gerçek deliler olarak göstereceğim insanlar işte bunlardır.. bu insanlar, kendi içlerindeki karmaşa, öfke ve boşlukla yüzleşemediklerinden hepimiz için tehlike yaratırlar..
şizofren, kendisi için çelişkili ve acı verici yaşantılarla dolu bir dünyada, gerçek sevginin geçerliliğine dayanan odaksal duygu çekirdeğini korurken, deliliği gizleyenler için, ezici iç karmaşalarına ve iç yıkımlarına karşı tek direniş yolu iktidar peşinde koşmaktır.. boşluğun kendi iç boşlukları olduğunu kabul etmek zorunda kalmamak için çevrelerinde boşluk ve yıkım yaratırlar.. şizofrenin ikilemi, kendi iç çekirdeğini saklayarak korumaya çalışmasındadır.. benlik, ancak canlı bir alışveriş içinde yaşayabileceğinden bu başarısızlığa uğramaya mahkumdur ve bu yüzden şizofren, bu girişiminin bedelini çoğunlukla akıl, mantık ve iletişimini tümüyle yitirerek öder.. başka bir deyişle dünyanın ona yaptığını, o kendi kendine yapar.. çevresindeki insanları, içine düştüğü bu durum nedeniyle suçluluk duymalarından korumak için artık sevilesi biri olmak istemez..
kendi iç durumlarına dair bilgiden kaçmak isteyenler -ki biz onları normal insanlar olarak tanımlarız - ise, çevresindekileri de kendi "düzen"lerine ve dolayısıyla kendi kendileriyle ilişki kurma biçimlerine uymaya zorlarlar..
(bkz: arno gruen)
buraya kadar şizofrenlerin, bütün zıtlıklarıyla birlikte bu gerçekliği bizim yaşadığımızdan daha da acıtıcı bir şekilde yaşamış olmaları gerekir.. bu insanlar gerçekliği başından beri yanlış algılamış değil (başlangıçta gerçeğe ilişkin herşeyi bilmiş olmaları gerekir) daha çok tam da gerçeğe fazla yakın oldukları için sözde bir insani bütünleme aldatmacasına katılmak ellerinden gelmez.. ancak kendi iç yaşamlarıyla bağlantı içinde kalma çabaları sonucu hastalanırlar.. kendi içlerindekini algılamak zorunda kalmamak için gerçekliğe kaçan diğerleridir; "sağlıklı" olanlardır.. daha derin bir anlamda, şizofren, bütünlüğünü koruma ihtiyacıyla hareket ederken, "normal" olan kişinin ihtiyacı ise, yarılmadır..
bize dayatılan gerçeklikle kendi iç dünyaları arasındaki zıtlıkların gerilimini kaldıramadıkları için "normal" davranışın görüntüsü arkasına saklanan insanların bir süre sonra gerçek duyguları kalmaz.. bunun yerine duyguların ne olduğuna dair düşüncelerle donanırlar, duygularla deneyimleri gerçekleşmez.. kendi duygularının yerine yapıştırma duygular sergilerler ve kendi gerçek duygularını yok ederler.. varsaydıkları kimliklerinin görüntüsü ne kadar "sağlıklı"ysa bu manevrayı gerçekleştirmekte o kadar başarılı olurlar.. amaçları kendi benlerini ifade etmek değil de, başkalarını davranışlarında, düşüncelerinde ve hissettiklerinde tutarlı olduklarına inandırmak olduğu için; bu bir manevradır..
benim, aramızdaki gerçek deliler olarak göstereceğim insanlar işte bunlardır.. bu insanlar, kendi içlerindeki karmaşa, öfke ve boşlukla yüzleşemediklerinden hepimiz için tehlike yaratırlar..
şizofren, kendisi için çelişkili ve acı verici yaşantılarla dolu bir dünyada, gerçek sevginin geçerliliğine dayanan odaksal duygu çekirdeğini korurken, deliliği gizleyenler için, ezici iç karmaşalarına ve iç yıkımlarına karşı tek direniş yolu iktidar peşinde koşmaktır.. boşluğun kendi iç boşlukları olduğunu kabul etmek zorunda kalmamak için çevrelerinde boşluk ve yıkım yaratırlar.. şizofrenin ikilemi, kendi iç çekirdeğini saklayarak korumaya çalışmasındadır.. benlik, ancak canlı bir alışveriş içinde yaşayabileceğinden bu başarısızlığa uğramaya mahkumdur ve bu yüzden şizofren, bu girişiminin bedelini çoğunlukla akıl, mantık ve iletişimini tümüyle yitirerek öder.. başka bir deyişle dünyanın ona yaptığını, o kendi kendine yapar.. çevresindeki insanları, içine düştüğü bu durum nedeniyle suçluluk duymalarından korumak için artık sevilesi biri olmak istemez..
kendi iç durumlarına dair bilgiden kaçmak isteyenler -ki biz onları normal insanlar olarak tanımlarız - ise, çevresindekileri de kendi "düzen"lerine ve dolayısıyla kendi kendileriyle ilişki kurma biçimlerine uymaya zorlarlar..
(bkz: arno gruen)
kuluçka devresi bir ömür sürebilir, çocukluktan itibaren başta garipsediğiniz ama daha sonradan; alışkanlık, huy, babasına çekmiş, dayısına çekmiş gibi tanımlamalarla geçiştirilen bazı davranışlar aslında şizofrene doğru uzanan bir yolu işaret ediyor olabilir, zamanında önlem alınmadığı ve ilgilenilmediği zaman; yumurta, elbette ki doğası gereği günü gelince çatlayacak ve nur topu gibi bir şizofreniniz olacaktır.. kendinizde garip bulduğunuz her davranışın bir şizofreniye davet olduğunu aklınızdan çıkarmayın ve o davranışlarınızla ilgili kendiniz ve psikologlar eşliğinde ciddi bir analiz yapın..
kendi kendine anlaşılması zordur. karşındaki kişi bunu tespit ederse eder.
kendine bir senaryo uydurup o seneryoya inanıyorsan geçmiş olsun kardeşim dedirten anlaşılmadır vesselam.
Daha önce benzer bir konuda bahsettiğim tanı koyma kriterlerine göre anlaşılır. (#27372067)
damak yapısından.
bununla ilgili bir dizi izlemiştim, kore dizisi (bkz: kill me heal me) tavsiye ederim. komşumuz vardı şizofren. kendi kendine kurup kendi kendine senaryo yazardı. misal birilerine düşman olurdu, sebebini de anlatırken, bu olay ne zaman olmuş biz kaçırmışız falan sanırdık başlarda. sonra birilerini öldürme eylemlerine kalkınca, eşi söylemek durumunda kalmıştı. bu şizofren diye. ilaç almadığı zamanlarda tehlikeli oluyordu rahmetli. tabi her şizofreni aynı değildir, hastaneye gitmekle anca anlaşılır.
Ayna karşısına geçip diş fırçalarken, aynadaki aksinin, "kanka ustte maydonoz kalmış" demesi bir çok problemi açığa çıkartır.
idrar tahlili.
Merak edilen konu kendinizin degil bir başkasının şizofreni olduğunu.
güncel Önemli Başlıklar