bugün

yedi güzel adam dizisinin senaristi. hakkında internetde bilgi yok. sanırım ilk senaryosu.
yedi güzel adam adlı dizinin senarist uyarlamacısı. senaryo özellikle kurgu anlamında ne kadar başarısız olduğu konusuna hiç girmeyeceğim. derdim senaristin etik problemleri. kendi yazdığı, şiir değerinde olan veya olmayan metinleri dönemin esaslı şairlerine "vay beah" tadında okutturması başlı başına büyük bir problemdir bence. bunun yanında dönem insanları bir açıdan üstün-arif insanlar olarak gösterirken bir taraftanda muhteşem yüzyılda bile göremeyeceğimiz entrikaların kötü senaryoların öznesi olabiliyorlar. böyle sağlam bir konuyu borç alıyosun tarihten ve yaptığın iş bu ise borcunu ödeyemezsin zannımca.

not: o müzik olmasa çoğu şiir anlamsız kalacak, sırıtacak dizinin içerisinde sanırım.
iyi ki geldin!
Yüreğimin zarif acısı
Şimdi bu şehir, adının incesiyle gülümsüyor kuşlara
Basıp geçtiğin yollar, dokunduğun duvarlar…
Her yer şarkı söylüyor.
Kimyası değişiyor gökteki yıldızların.
Parlıyor aklımdaki kuyruklu uçurtmalar.
Şimdi her evin gölgesinde bir avuç su kalbim.
Yüzünü yıkıyor göçüp gitmiş babalar.
Ağzını uzatıp yudumluyor, terlemiş şen çocuklar.
iyi ki geldin bak!
Şimdi bu şehir çocuk,
bu şehir baba,
bu şehir aşk…

dizelerinin sahibi muhteşem insan.
bir şilan avcı şiiri

şehrin kirli saçlı kederi
ve efsunlu bir öğlen güneşiyle çağlıyor kanlı dere..
içinde et bırakmış, can bırakmış bir şiir gibi adın.
yarama sardığım peygamber çiçeği kokusu
ve suyun ince belinden tutmuş bir sevda korkusu..
başını eğdiğin küslüğün gölgesinde ağlıyor çiçekler.
düşüp kendimi incittiğim sabahlar kadar yorgun ve uykulu kalbim.
gecenin rengi kara...
canımda tuttuğum, tuz ve yara...