bugün

ingilizcesi ambirella değil ambırella olan yağmur savar.

not: ingilizce öğrende gel

(bkz: verdim eksini güzel kardeşim)
yanımda taşımayı hiç sevmediğim, kullanmak zorunda olduğumda kolumu ağrıtan birileri taşıdığında bana çarpmasın diye uğraştığım nesne.
başkasının şemsiyesine yandan kaynak yapmanın keyfi bir başkadır.
tabi şemsiye sahibi git yaa diyene kadar
yapmayın kızlar azıcık daha durayım hehehehe...
Kim ne derse desin kullanımının öğrenilmesi gereken yağmurdan korungaç.

Hayır bak ben ki eskrim bilen insanım, resmen yol boyunca iki amca katlettim.

"Arkamda iz bırakmadım umarım" diye düşündüm amcaları harcarken.

Dipnot: kullanım klavuzunu bilen, yahut yol boyu kuvvetli kollarıyla eşlik edecek centilmen sözlük insanına selam olsun.
bir yerlerde unutulmak için üretilmiş, hiç bir zaman işe yaramayan araç.
zira; bunlarda sensör vardır, yağmur yağacak diye yanına aldığında günlük güneşlik geçer gün.
ama 'kesin yağmaz taşımayayım boşuna' dediğinde kesin yağar. hiç şaşmaz.
Anlam itibariyle şems kökünden gelip güneşlik anlamına gelir.
Her ismini duyduğunuzda aklınıza enteresan bir biçimde ''göt'' kelimesini çağrıştırır.
Yağmurdan korungaç.

Hayır bir allahın kulu da o düğme hem açar hem kapar demiyor ki!

Topladığı bütün yağmuru bir hareketimle üzerime boca etti.

Edit: şuna bir kulkanım klavuzu çıkarın vallahi de billahi de zor annem kullanması, zor işte lan.
şu anda elimde tuttuğum şey. swh
Göte girdiğinde açılmayan eşyadır.
Yağmurdan koruyandır. Göte girerse açılmaz.
Bu tür havalarda kontrolü, hırçın bir köpeği tasmasından tutmakla eşdeğer olan tente.

Döngüsü vardır; yağmur birden bastırır ve siz yol kenarında şemsiye satan bi adam görüp şemsiye alırsınız. iki gün sonraya şemsiye dayanmaz, yağmur birden bastırır ve siz yol kenarında şemsiye sat...
Adına şarkı yapılan eşya.
Nerden başlayacağımı bilemiyorum herşey çok ani gerçekleşmişti. Bir güz sabahı hafif yağmur çiseliyordu ben de her ogrenci gibi okula gidecektim. Gene kahvaltımı yolda yapıyordum ayakta yiyordum yani neyse şemsiyemi elime aldım rüzgarda bir hayli esiyordu hani usulca emniyetini çözdüm ve düğmesine basıp açtım herşey buraya kadar çok iyiydi ta ki o amk. kamyoncu gelene kadar su birikintisinden geçince şemsiyeye gerek kalmadığını anlamak çok zor olmadı. Şemsiyeyle mal gibi orda kalmıştım artık. Derse de geç kaldım. Öylece kampüste bekledim. Hayatımın en zor zamanlarıydı.
Kucuklugumden beri ilk defa bugun kullandigim alet.
Kendimi uskudar a gideriken aldi da bir yagmur gibi hissedip semsiyeyi dondurmeye basladim elimden aldilar.
girdiğinde açılmayan.
çakmaktan sonra en sık kaybedilen eşyalar arasındadır.
yağmurdan korunmak için kullanılan bir eşyadır.
almaktan bıkamadığım yağmur ve güneşten korunmanın ana elemanı, * baş tacım.

şimdide gözüm şu arkadaşta.

https://tr.aliexpress.com...e7-e0d86294d982&tpp=1
yağmurda ıslanmak varken bu aleti kullanıyoruz ya, üzülüyorum.

(bkz: her zaman yağmur yağmaz)
Çocuk ve yaşlı tayfanın inatla, " şemşiye" dedikleri, yağmurdan korunma şeysi.

O S harfi neden inatla ş'ye evriliyor acaba?!
Yoksa hepiniz mi pelteksiniz yahu?
şemsiye, yağmur ve güneşten korunmak amacıyla kullanılan bir aksesuardır.

ilk şemsiye kullanımına mezopotamya'da rastlanır.

seri üretimine 1830 yılında londra'da "james smith and sons" şirketinde başlanılmıştır.
Şems kökünden gelir. Şems güneş demektir. Şemsiye de güneşlik.

Aynı şekilde ingilizce karşılığı olan umbrella da umbra kökünden gelir. Umbra gölge demektir. Umbrella da gölgelik.
pek sağlam değilse aşırı rüzgar, fırtına sonucunda bozulup çubukları çıkabilen, ıslanmamaya yarayan bir alet ancak çok rüzgarlıysa hava hiç açmamak daha iyi bence.
şems güneş demek olduğuna göre "güneşlik" demek daha doğrudur.