bugün

geri zekalı velinin attığı taşı çıkaramayan bürokratlar saçmalığıdır. kitabı okumadıkları da çok aşikar. türk örf ve ananelerine aykırıymış hadi canım! çocuk küfür ediyormuş. halbuki örf ve ananelerimizde çocuklar asla küfür etmez; çocuklar parayla kocaya satılır, işçi olarak ağır işlerde çalıştırılır, dilendirilir, dövülür, taciz edilir ve hatta öldürülür.
devamı niteliğindeki "deli fişek"in poşetlenerek hustler'ın yanındaki rafta yer almasına yol açabilecek zihniyetin ürünü olaydır. allah akıl fikir versindir.
şeker portakalı da müstehcen olduğuna göre risale okuma vakti geldi(!)
mevcut iktidarın politikalarına çok uygun bir olaydır.
akp dini dayanak olarak kullanan özünde faşist bir partidir ve doğal olarak "şeker portakalı" gibi insanları düşünmeye, sevmeye ve büyülü çocukluklarını anımsamaya götüren her türlü dürtü zararlıdır akp için.
beni asıl şaşırtan durumsa hala gün geçtikçe artan faşizme şaşıran insanların olmasıdır.
yunus emre'nin şiirini sansürleyenlerden başka ne beklenir. saçma bir durumdur.
akıl sağlığı olmayan bir güruhun, akıl sağlığı kalmamış bir nesil ve insan topluluğu yetiştirme ve ortaya çıkarma çabasının ürünü.
(bkz: sussam gönül razı değil konuşsam ana avrat dümdüz gidicem)
Mesela ben Şeker Portakalını tekrar okumak istiyorum. Çocukluğumda anlamamışım erotik kısımlarını şimdi daha iyi idrak edebilirim diye düşünüyorum.
bülent arınç'ı akla getirdi bi anda nedense.
hatta sütyensiz satılmamalıdır.

(bkz: portakal sütyeni)
(bkz: şeker portakalı/#18112913)

dipnot: ben size başka bir müstehcenlik göstereyim görsel
sadece kafasının içinde beyin yerine washington portakalı olanların * yapabileceği mutheşem icraat.

Ben de merak ediyordum biz niye bu kadar ahlaksızız acaba diye. Meğerse bu kitap yüzündenmiş. Neyse artık düzeliriz.
çocuklar için kayıp. hala kitaplığımın başköşesinde duran en sevdiğim kitaplarımından biri. zeze sen nasıl güzel bi çocuksun ya.
yobazlar, acaba daha başka neleri düşünüpte erekte oluyorlar da dünyaca ünlü bir klasiği bile müstehcen bulabiliyorlar örümcek beyinleriyle? washington portakalı yalakaları sizi!
(bkz: şeker portakalı okuyup 31 çeken efsane nesil)
(bkz: sike sürülecek aklı olmamak)
neşriyat yasaklanmaya başladı 33 yıl geri gittik gene.*
şeker portakalını bile müstehcen bulan velinin, aşk-ı memnu'yu büyük zevkle izlemiş olması da hayret verici.
müstehcen bulanların okumamasıyla çözülecek durumdur. Ama yasak ne demektir kime göre neye göre müstehcen bunun sonu var mı? "Yasaklar çiğnenmek içindir" lafı bu gibi yasaklardan dolayı çıkmıştır işte, insanları serbest bırakın seçerek okusunlar. Seçenekleri azaltarak olmaz bu işler.
''2012’nin sonlarında öldüren Hatice kimsenin umurunda olmadı. Hatice’nin 2 kuzeninin tecavüzüne uğraması kimseyi rahatsız etmedi. Hatice 4 aylık hamileydi, öldürüldü. Kitapların satırlarından ahlakları bozulanların umuru bile olmadı. Hatice’nin naaşını kimse teslim almadı, cenazesini 20 kadın kaldırdı Hatice sadece 15 yaşındaydı. Hatice’ye yapılanlar kimsenin vicdanında yer bulamadı…''
emin olun ergenekon destanı daha müstechen .
neticede şeker portakalı emilip yalanabilen birşey çok müstehcen gerçekten (!)
ailemden herkesin okuyup beğendiği kitabı mevcut iktidarın müstehcen bulup yasaklaması beni yanıltmadı ki zaten bunları bekliyordum. yakında her şeyimize karışacakları için bunlar daha başlangıç.
aklima birden chuckinolum pornografisini` getiren sansurdur. sahi noldu o kitaba bi aralar yok satiyodu
meb'in amacı, dar cemaat çevrelerinden gelen danışıklı gerici "toplumun değerlerine saygı" , "millet öyle istiyor" bahanelerine sarılarak toplumu iyice cahilleştirmektir. bakanlığın adı artık eylemleriyle çelişmektedir. en uygunu adını artık "milli gerileme bakanlığı" olarak değiştirmesidir.

başındaki kişinin şeriatçı olduğu bilinen bir bakanlıktan beklenen şeydir. cahillerin iktidarı, kendisini ilelebet destekleyecek bir kesimi güçlendirmek için çağdaşlığın canına okumak amacıyla kurumları yıktığı veya ele geçirdiği gibi, düşünsel alanda da yasaklar getiriyor.

laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu tescillenmiş ve demokrasiyi emellerine ulaşmakta alet olarak gören bir partinin takunyalı diktayı hedefleyen ve nerede nasıl biteceği, ülkeyi hangi felaketlere sürükleyeceği belli olmayan kör yolculuğu sürüyor.
"Portakalı soymak" tabirindeki "soymak" fiilinden huylanan yobazların işi olabilir. Tabi ki portakalla ilgili her şey müstehcen gelecektir gözlerine.
bi 8. sınıf okul kitabında ( yıl 2007). orhan velinin istanbulu dinliyorum şiirine bile sansür getirilmişti. bunlar başlangıç olsa gerek.

şiirin sansürlü kısmı:

istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

yosma' dan sansür yemiş olması muhtemel. ki sansürleyenlerde fikirleri neyse zikirleri o olmuş olanlardan olsa gerek. o kadar sapıtmışlar ki osmanlı zamanında yosmanın güzel, alımlı kadın anlamında kullanıldığının dahi bilincinde değiller. kanımca bu anlam değiştiren kelimenin anlamını değiştirme sebebi de aha da bunlar gibiler. nokta.
http://galeri.uludagsozlu...en-bulunmas%C4%B1-371827/

http://galeri.uludagsozlu...en-bulunmas%C4%B1-371828/