in the line of fire

Yönetmenliğini Wolfgang Petersen yapmıştır ki daha o zamanlar Truva'nın esamesi okunmuyordu. Müzikleri ise bir başka efsaneye, Ennio Morricone'ye ait olan 1993 yapımı ABD filmi. Bu film aslında pek çok benzeri gibi görünebilir başta, ABD başkanına suikast yapmayı kafaya takmış zeki bir manyak, onu yakalamakla uğraşan bir emniyet görevlisi ve bir de hoş bir bayan oyuncu. Ama bu filmde Mitch rolüyle John Malkovich öyle bir kompozisyon çizmiştir ki filmin etkisinden uzun süre çıkamayıp kendimi bir katil olarak dolandım sokaklarda. Hayatımın belki de en düzenli, en planlı bir ayı bu filmde örnek aldığım, herşeyi en ince ayrıntısına kadar düşünen Malkovich performansı sonucu gerçekleşti. Öyle ki, kötü adamın ölmesini istemiyordunuz. Çünkü sıradan bir manyak değildi Malkovich. Yolunu benimsemeseniz de saygı duyuyordunuz. Nasıl duymayasınız ki... Hele ki bir bölümü vardı bunca sene aklımda çıkmadı hiç. Malkovich, başkanı öldürmek için az kullanımlık plastikten bir tabanca yapar. Bunu denemek için bir göl kenarına gider. O sırada yanına iki avcı gelir ve dikkatlerini silah çeker. El yapımı olduğu herhalinden belli olan bu silahı denemek için malkovich'ten izin isterler, o da şaşılacak şekilde verir bu izni. Adamlar göldeki ördeklere nişan alıp tepelerler bir kuşu. işte o anda Malkovich'in kamera odaklanmayan yüzü görülmeye değerdir. Hayalkırıklığı sonucu oluşan bir nefret. Ama aynı zamanda da dürüst. Adamlar memnuniyet içinde silahı ona uzatırlar:
- Peki bu silahla ne yapacaksın dostum ?
- Başkanı öldüreceğim...
Gülerler...
- iyi ama böyle bir şeyi neden yapasınki?
Bu arada silah malkovich tarafından yeniden kullanılmaya hazır hale getirilmektedir.
- Peki siz o ördekleri neden öldürdünüz piç herifler ?
Bam ! Bam !
Mitch iki işgüzar avcıyı da suratında en ufak bir acıma belirtisi göstermeden tepeler.