bugün

insanı üzen olaylardır. **
(bkz: annenin ölmesi)
serçe parmağını sert bir yere çarpmak.

(bkz: çok klişe oldu lan)
gereksiz başlık açmak mesela.
çok vardır esasında ama ben bunu anlatayım.
yaşlı bir kadının dişi bir kangalı var sözlük ,kocaman bir köpek bildiğin. ismi de haydut.( dişi köpeğe böyle isim mi koyulur kim koyduysa) bir gün hoplaya hoplaya gezen dalmaçyalıya tutulur. ama yan yana çok komiklerdi be sözlük dalmaçyalı ve kangal hiç birimiz inanmamıştık gülüp geçmiştik resmen haydut ve paşanın haline . sonra aralarında olan oldu; haydut çok mutlu ,koşuyo ,herkesi yalamak istiyo vesaire... zamanı gelince haydutun yavruları ölü doğdu sözlük.. eski neşesine dönemedi halen haydutumuz..

NOT:okudum bi yazdığıma bir şeye benzememiş ama idare et sözlük haydut bu sonuçta.
her dolabı açtığım da yiyicek bişinin olmaması.
gece gece aniden gelen açlık hissi nedeniyle başın kararıp koltuğa uzanmak.
kimseye güvenememek, gezcek tozcak gerekirse ugruna ölecek arkadaşlıkların bitmesi olmaması durumu.
bir dileğin gerçekleşiyor gibi olup gerçekleşmemesidir.
kickass'e artık girememek.
Onun beni iplememesi. Hele ben bu kadar uzaktayken.
Seks yapamıyorum.
Sürekli bahane sürekli bahane.
Yakinini kaybetme.
--spoiler--
Sabah sabah işten atıldık. Yaşlı bir arkadaşımız vardı. Ona üzüldüm. iki çocuğum okuyor biliyor musunuz, dedi. Gitti bi köşede ağladı.
--spoiler--
çok şeker yedim hastalanacağım!
gecekondusunda yalnız yaşayan kimsesiz gariban bir kadının belindeki fıtık patlamış, ağrı çekiyormuş, bacağını sürüyerek zar zor yürüyor.
kömür kovası taşıyamadığı için kış boyu elektrik sobası ve azıcık ısıtan katalitikle ısınmaya çalışmış, elektrik sobası da tabi fazla yakamıyor çok elektrik yaktığı için. anneme "ben soğukta
üşütüp ağır grip geçirdim, içtiğim ilacın bitki çayının haddi hesabı yok. doktor belinden ameliyat şart dedi, kimim kimsem yok kim bakacak bir tas yemek getirenim yok." demiş.

çaresizliğe tanık olmak, kesinlikle ölüme tanık olmaktan daha fazla iç burkan şey şu hayatta.
Arkadaş grubunda sohbet ederken siyasi teorilerimden ve bir gün memleketin başına gelir isem ne yapacağımdan bahsediyorum içlerinden babası emekli ve böbrek rahatsızlığı olan durumu pek iyi olmayan arkadaşım umudumuzsun ben okuyamayacağım ailemden dolayı belki ama sen oku kurtar bu memleketi umudumsun demişti. Diğerleri ise sen mı bunları yapacaksın kimsin ki kolay mı bu işler diye yadırgamıştı. içimde bir hüzün birikti o an. Anladım yalancı dost nedir gerçek dost nedir. Fikirlerini hangi insanlara açıp açmayacağımı anladım. Ahtım olsun bir gün bu memleket için güzel işler yapacağım ya siyaseten ya da vazifem ne olursa olsun. Bu olay beni hala üzmektedir.