bugün

öğrencilerin bol bol ders çalıştığı mekandır. kimse ordan bir kitap alıp okumaz. anca vize final zamanı doluşun!
Yazılanları görünce amacına uygun olarak kullandığımızı düşündüğüm kütüphane.
yağmurlu karlı afetli günlerde ve vize final zamanı sığınılan yapı.
bir rivayete göre içinde çok kitap varmış.
dişi ve erkek bireylerin, çiftleşme öncesi dolandığı ve ilk yakınlaşmaların yaşandığı yerdir.
gerçekten çok kitap var orada .
ancak vize ve final haftaları felaket doludur *.
ha birde bütün kpss ales ve kpds ye hazırlananlar hergün saah 8 akşam 11 hep oradalar .
7/24 açık olanı makbüldür.
uşak üniversitesi kütüphanesi bölgede ki en güzel kütüphanelerden ve içerisinde yoğun öğrenciler ile güzel kitaplardan oluşmuş da olsa, büyük bir yüzdenin amacı bedava olan bilgisayarlar, ders çalışma ayağına karı kız kesmek, biraz da entel görünmek. cehaletin yaşı mekanı olmuyor maalesef.
(bkz: altın ambarında kömür arayan amele)
bir kez kapisindan goz kirptigim kutuphanedir. hem en ust kattaydi hem içerisinde sadece tarihi kitaplar vardi, ee ben o kitaplarin cogunu okumustum zaten. sonuc olarak bir kez gidelim, gorelim amacli ugradim, sonra daha da gitmem dedim.
bir iki arkadaşın ricası dışında ve kütüphane bilgisayarları haricinde uğramadığım kurumdur. bir şey zannetsinler hesabı kütüphaneden kitap alıp okumadan geri veren arkadaşlara rastlanır. bir keresinde almıştım arkadaş tavsiyesiyle, okumadan geri verdim. dersi de geçtim.
her üniversitede bulunan kütüphanelerdir. ha işe yarar mı yaramaz mı bilinmez.
çoğu zaman bir üniversitenin ortamı hakkında gayet başarılı tespit yapabilmenize olanak sağlayan, üniversitenin belki de en önemli kısmı.

itünün kütüphanesine gittiğinizde en alt kattaki lobide gazete-dergi okuyanlara rastlarsınız. üst katlarda kitaplara gömülmüş öğrencilerle birbirine gömülmüş sevgililer bulunur daha çok. o kütüphaneye ilk gittiğim zaman anlamıştım aslında itünün kaliteli bir okul olduğunu.

bilkentin kütüphanesindeyse gözünüze ilk çarpan şey sigara molası için kütüphanenin dışını doldurmuş insan kalabalığıdır. bir çoğu yarım saatlik ders çalışmanın neticesinde gelmiştir buraya ve muhtemelen bir saattir de oradadır. sonra kütüphaneye girince coffe break karşılar sizi. zaten kütüphanede her yüz metrekareye bir tane cafe düşmektedir anasını satayım. ama kütüphanenin okuma salonlarına girdiğiniz zaman inanılmaz bir sessizlikle karşılaşırsınız. türkiyenin en geniş kataloğu bulunan kütüphanelerinden birisinde olduğunuzu anlayıverirsiniz hemen.

nedendir bilmem, ama daha kütüphaneden içeri girer girmez o okulun hakim anlayış yapısının ya da ideolojisinin keskin kokusu gelir burnuma. mesela itü'nün o sosyalist duruşunu ilk defa süleyman demirel kültür merkezinde, ikinci defa ise Kütüphanesinde hissettiğimi çok iyi hatırlarım. bilkentte ise o liberal duruş, "herkes eşittir ama parası çok olan daha da eşittir" anlayışı çarpar yüzüme. aslında tabi bütün bunlar sizin o okulla ilgili düşüncelerinizin size geri yansımasıdır sadece. bu düşünceleri okul hayatınızın sonuna kadar kolay kolay değiştiremezsiniz.

öyle ya da böyle, üniversitelerin olmazsa olmaz parçalarıdır kütüphaneler. eğer iyi bir ünşversite seçimi yapmak istiyorsanız size tavsiyem, gidin ve okumak isteyebileceğiniz üniversitelerin kütüphanelerini gezin. özellikle de dönem ortalarında. bu zamanlarda kütüphane doluysa, insanlar harıl harıl bir şeyler okuyor, ders çalışıyorlarsa orası muhtemelen iyi bir üniversitedir.

yok eğer, salonun bir köşesindeki masadan ta öbür köşedeki masaya "laan berk, girdin mi ekon sınavına?" diye bağıranlar oluyorsa ya da halk kütüphanelerindeki o soğuk, kasvetli ortam varsa siktir edin o üniversiteyi.
(bkz: bilkent kütüphanesi)
vize ve final zamanı sırtınızı yaslayacak boş duvar dahi bulamadığınız mekan. ısınmak için de gidilir.
istanbul universitesi menzada sozum ona kutuphanesinde toplamda 15 tane laptop sarj edicek priz vardir, masa sayisininda 150-200 oldugunu farzedersek ilginctir.raflardaki kitaplar muhtemelen universitenin kurulusu olan 1453ten hemen ertesi gun alinmis olmalidirki cogu sararmis yaprak ve degisik tutun kokulari icerir, ogrenci profili ise heryerde oldugu gibi ders calisma adi altinda karsi cinsle kesisme ve ileriki sevieyelefde masalarin ustune ask isimlerini kazimaktir.giriste hemen soldaki iki deri koltugu ise ev olarak kullanip uyuyan arkadaslarda yok degildir.bu ilginc atmosferde ders calisan arkadaslarada rastlanir bunlarsa muhtemelen bilgisayar muhebdisligi ogrencisi olup ahmet sertbasin lojikli mojikli devrelerine kasiyorlardir.sekil a ben zira.
adamın, bilgisayarında silkroad oynadığını gördüğüm mekan. ders çalışmak haricinde her şeyin yapıldığı yer kısaca.
bilgisayarların çoğu boş kalmaz ve kullananların yarısı facebook'ta gezinir.
bizim üniversitede o çalışma odalarına iki kişi girmek yasaktır diyordu. son sınıfa geldim bugün anladım millet yiyişmesin diye yapmışlar.
Mezun olunca adam gibi kullanamayacağınız yerdir. Zaten dersler varken ders kitaplarını bırakıp ordaki kitaplara dalmak mümkün değil kısacası öğrencinin değil akademisyenin işine yarar sadece oradaki kitaplar.
Blok derse gecikenlerin uğrak mekanı.
Benim kullandığım bir yer. Bizim üniversitenin biri 6 katlı hatta daha fazla da olabilir, diğeri de en az 7 katlı ve cd'ler de var.
Evet dikkat dağıtabiliyor ama bilgi öğrenebiliyorsun.
Ama benim dikkatimi dağıtmıyor. Başkalarının dağıtıyor mu bilmem.
görsel
Burası dışında bir yerde ders çalışamadığımı fark ettim. Hes kodu mevzusu yüzünden buraya da giremiyorum artık.
Şu an buradayım. Canım kütüphanemde her şey var. Bir tek eski gazeteler yok ama eski kitaplar var.
görsel
Aferin. Bak bu cocuk okuyacak.