bugün

ankara'da yapılan operasyon ile bir kez daha kanıtlanmış olan tespittir. ülkü ocaklarının kürtlere veya farklı milletlere küçük beyinleri yıkayarak düşman etmekten , o çocukları kullanmaktan başka yaptığı hiçbir şey yoktur.
teşkilatlanmadaki sorunlara göre yer yer doğru, fakat genelleme yapılması yanlıştır..
gereksizliğin daniskasıdır. saçmalığın feriştahıdır.
(bkz: gereksiz yazarlar)
3.sınıf takım elbise ve tesbih satışlarını artırdıklarını ve böylece ekonomiye can verdiklerini, küçük konfeksiyon işletmelerini kalkındırdıklarını göz önüne alırsak yanlış bir önermedir.
şu anki haliyle o sabilerin hakkına girmekten başka bir boka yaramazlar.
bize lisedeyken derlerdi ki "çalışın, okuyun, bir baltaya sap olun bla bla".
hatta dersleri kötü olanlar teşkilattan atıldı. sadece misafir gibi gelip gittiler ocağa.
neden? dersleri teşvik etmek için. çok güzel değil mi?
reyiz sen şimdi bu güzel hareketten sonra en fazla 16 yaşında olan çocuğu neden "silahları gömdük ama yerini unutmadık" felsefesiyle yetiştirirsin?
perşembe akşamları neden teşkilatça kurtlar vadisi huşu içerisinde izlenir?

tarafsız olsun herkes.
ocak, reform yapmadıktan, o bağnazlığı 70'lerin kafasını aşmadıktan sonra bir boka yaramayacaktır.
tamamıyla doğru olan önerme. ülkü ocağı gibi rahatsızlık verici yapılar topluma ne gibi bir hizmet edebilir ki? tamamen ırk temelli bir siyaset anlayışının eteklerinde oluşan ve gençleri mini polat alemdar'a çeviren, bilimsellikten ve sağ duyudan uzak bir dünya görüşü enjekte eden hastalıklı bir yapının var olmaması gerekliliği aşikardır. mesela gençler arasında ülkü ocaklarına giden bir çocuğun tavırlarını inceleyin, göreceğiniz şey şu; tesbih, ilikleri kapanmış ceket ve içerisinde göğsü açık bırakılmış gömlek, anlamsız bir özgüven ve sınırsız kalın kafalık.
çayı beleşe içebilmenize sebebiyet veren ocaktır.
gecenin bi saatinde ülkü ocaklarının yanlış tanınmasına üzülme sebebimdir.
küçük beyinleri yıkama yeri olarak kullanılmaktan öteye geçmeyen yerlerin varlığının gereksiz durumudur.
aklıma hep ülkücülerin takıldığı ocakbaşı mekanı gibi bir düşünce gelir nedense.
olur mu öyle şey, ne gereksizi?! bu ocaklar olmasaydı reisler eskort kızları nerede sikecelerdi? veya küçük köpeklerimiz, pardon ülkücülerimiz, kız kavgaları için nerede toplanacaklardı?
bu ülkücüler size ne yaptı amk mazinizde derin izler mi taşıyorsunuz. ülkücüler şöyle ülkücüler böyle söktürün gidin len.
sadece ocakların değil ülkücülerin de gereksiz olmasıyla desteklenen tespit.
paralı köpek tanımının ilk yakıştırıldığı sikimsonik örgütlenme.
genelleme yapamazsın yani doğru olmaz bazı insanların ait oldukları veya kendilerini ait hissettikleri milletin, halkın veya ulusun adına ne diyorsan çıkarlarını kendi çıkarlarından daha üstün görmesi sonucu bu milli bilinci ve geçmiş zamanlarda yaşadığı başarı, yenilgi sebep ve sonuçlarıyla vermek için açılmış olan gençlik merkezleridir ülkü ocakları zannettiğinin aksine gerçekten adalete hakka inanan insanlardır. elbette hepsi için bunları diyemem ama insanın olduğu yerde her şey vardır. gerçekten bu adamların nasıl adamlar olduğunu öğrenmek istiyorsanız adnan islamoğulları, Servet avcı, Atilla kaya, Aziz sancar (bkz: ilk ikisi yeni çağ gazetesinde yazar. 2.si mhp istanbul milletvekili, sonuncu da bilim adamıdır.)