bugün

(bkz: terbiyesiz)
kavga sebebidir. bana çok yıldız attı sana atmadı. evet.
1 günde aldığım rekor vardı hiç unutmam 45 yıldız almıştım 2. Sınıftaydım yanımda bir kız vardı güzeldi hep onunla yarışıyorduk harika günlerdi ama şimdi üniversiteye çalışıyoruz.
sira arkadasimla kimin daha cok yildizi var diye tum defteri bastan sona kontrol ederdik. ozledim lan.
Fenerlilerin yıldız gorup görebileceği tek yerdir defter sayfaları. Formada görmek Galatasaraya mahsus..
5.sınıfa kadar özellikle kız öğrencilerde heves yaratan durum.ben atmadığım halde 5.sınıfların kendi defterlerine yıldız attığını görünce ben de atmaya başladım.çocukların çok da mutlu olduklarını gördüm.
bana hiç atmazdı.bok gibi yazım vardı ama yine de derslerim iyiydi.
Artık sticker yapıştırıyorlar. Kıymetlerini bilin lan onların.
mutluluk veren küçük detaylar.

tabi atıldığı zaman büyüktü. sayar kapışırdık..
ilkokulda ben bunun aynısını kendimde yapabilirim ki diyerek Yıldız atmaya başlamıştım kız engel olmuştu.

işte bunlar hep sorgulamadan kaynaklı.

Güzeldir ama insanı mutlu eder. Çocuk için en güzel şeylerden.
Cumhuriyetin ilk yıllarında etrafında bir yuvarlakla defterleri süsleyen yıldızdır. Yuvarlak Arapça beş demekmiş, yıldız da bildiğin yıldız işte. Beşlik sistemde Yıldızlı pekiyi yani. Daha sonra modern rakamlar benimsenince yuvarlak kayboldu demek ki.
Şeref nişanesi.
Özellikle 5.sınıf öğrencilerimin mutlu olduğu şeydir.Normalde atmam ama mutlu olduklarını görünce atıyorum.Onlar için büyük bir ödül gibi.
Hala etkilidir.
gerçeğinden daha değerliydi 90larda. hele bir de avrupaî ; değişik ama güzel kokular sürünmüş makyajlı, konuşmaya utandığınız ilk öğretmen aşkınız dolma kalemiyle atmışsa o yıldızı, hele bir de gulumsemişse gozlerinize bakıp.. hemen o akşam hayal kurarsınız 7-8 yaşında bi çocukla öğretmenin evliliği hakkında. ümit beslersiniz ertesi gün için, inek yalamış gibi saç yapıp ona güzel görünmeye çalışırsınız. keşke onu bir kere öpebilseydiniz.. ne sapıklığı olum, daha şey olmamışız o zaman.
ılkokulda ıken mutlu eden olaydır.
ilkokulda beni en çok mutlu eden şeylerden biriydi. ortaokul ve lisede de imza atılıyordu, onlara da çok mutlu olurdum.

ilkokulda "kimin daha çok yıldızı var?" ya da "kim daha çalışkan?" diye kapışırdık. lisede de -lise 1 hariç- "kimin daha az imzası var?" ya da "kim daha çok hocalara kafa tutuyor?" diye. çalışkan ve hocalarla arası iyi olan dışlanırdı ama hâlâ nedenini anlayamadım. nesi kötü lan bunun?
Bir mutluluk kaynağı idi..
kuyruklu yıldız atardı canım öğretmenim... şimdi de körüklü boynuz atıyorlar, bazı hanım kızlar. orospular.
Geri dönmek istenilen yıllar.
Bana hep plütonu çizerdi o zamanlar anlamıştım, yörüngeden çıktığımı.
Soruyu ilk çözen koşa koşa giderdi öğretmenin masasına. Yıldız tekti bizim zamanımızda. Anlamlıydı. Şimdi görüyorum herkes yıldız alıyor.
bir yıldızlı pekiyi değildir.
Biz bunları sayıp yarışırdık işin içine hile de karışamazdı öğretmenin attığı yıldızı kimse taklit edemezdi. Ah güzel günler.
Hangimizde daha fazla var diye kapışırdık.

Ey gidi günler...