bugün

maaşı beğenmeyen istifa eder durumudur. öğretmen olmadan önce maaşın ne olduğu bellidir.

ayrıca vergilerimizin sadece memur beslemesine gitmesi de israftır.

öğretmenler aldıkları maaşı az görüyorsa, kendileri müthiş bir eğitimci ve başarılılar ise, daha yüksek maaş ile özel eğitim kurumlarında çalışsınlar.
Kıyaslama çalışma ile tatil süresinin değerlendirilmesi olduğu sürece öğretmenler hep haksız çıkacaktır. Lafa bak: polis şu işi yapıyor itfaiye eri şu işi yapıyor kıyas olarak öğretmen şu kadar tatil yapıyor. Ulan böyle kıyas mı olur. madem öyle diyeceksin ki: polis şunu şunu yapıyor öğretmen şunu şunu yapıyor. Var mı böyle mantık amk.

öğretmenlerin 2 aylık tatili de yoktur. 2 ay 60 gündür. bu iki ayın 16 günü tüm memurlara tatildir. o da 44 gün eder. 30 günlük her memurun aldığı izin hakkını da sayarsanız 14 gün eder o da. Bir öğretmen normal bir memurdan yazın sadece 14 gün fazla tatil yapar.

Ama boşuna konuşuyoruz çünkü zaten kimse bunları umursamıyor. herkes öğretmene içindeki kini kusuyor.
memurun maaşı zaten en başta insana haksızlık. bunu öğretmen maaşıyla kıyaslamaksa yalnızca kötü niyetli bi' amacı olan ve şüphesiz ki öğretmenliğin değerini kavrayamamış bi' zihniyetin planladığı düzenlemenin dehşet verici belirtisi. hak, hukuk kavramlarıyla bunca içli dışlı olan bi' insanın önce mebusların maaşlarıyla ilgili düşünmesi gerekir. he sizden mebusların maaşı ne kadar olsun diye sorulduğunda öğretmeninkini geçmesin diyen atatürk'ün düşünce yapısını taşıyan bi' icraat yapmanızı beklemek elbette ki saçma; lakin olur ya belki biraz olsun yüzünüz kızarır, tabi hala yüzünüz varsa.
son dönem seçimlerde akp'ye oy vermeme rağmen başbakanın bazı açıklamalarına 180 derece zıt görüşteyim. bu konu da onlardan biri. nededini açıklayacak olursak öğretmen maaşı kimseye haksızlık değil adamlar hak ettiklerini dahi alamıyor lakin memura verilen maaş emeğe haksızlıktır. dmk gereği kazanılmış bir hak geri alınamaz yani öğretmen maaşlarını düşürmesi söz konusu değil, öğretmenler rahat olsun. eğer sayın başbakanımız ortada bir haksızlık olduğunu düşünüyorsa bunu memur maaşını artırarak telafi edebilir. böyle de olsa yaptığı işin niteliği sebebiyle öğretmenin zaten düz memurdan fazla maaş alması gerekir. dediğiğm gibi öemli olan yapılan işin niteliğidir. ona kalırsa fabrikalarda sabahtan akşamaca ömrü sökülen asgari ücretlinin aldığı maaş insanlığa ve insanlık onuruna haksızlıktır.
Bu lafı ilk söyleyenin, söyledikten sonra, kendi aldığı maaşı memur ya da öğretmen maaşıyla karşılaştırması beklenir, değil mi? Akıl ve vicdan sahibi kimse buna karşı çıkamaz.

Bazen garip akıl tutulmaları yaşıyoruz. 1200-1300 TL maaşla haftada 40 saat çalışan bir memur, öğretmen maaşlarının fazla olduğunu söyleyebiliyor. Bunun meali, "benim aldığım maaş az değil" demek! Öğretmenlerin maaşları indirilse, sen maaş artışını ancak rüyanda görürsün. Diğer sektörlerde çalışan memurların maaşı artarsa, kendisininkinin de kısa bir zaman içinde artacağını görmek bu kadar mı zor? Kendi emekçi arkadaşına ihanet etmeyi bırak artık!

Hayatında bir kaç öğretmenle kötü anılar yaşamış kimse çıkmış diyor ki, "öğretmen derse geç geliyor, öğrenci ile ilgilenmiyor, öğrenciyi dövüyor, bir iş yapmıyor", ardından da "o zaman öğretmenler iş yapmıyor, maaşları fazla" diyebiliyor. Benim de kötü öğretmenlerim oldu ama haftasonu bizi evine çağırıp, çay eşliğinde ücretsiz ders anlatan öğretmenim de oldu, ders sonrası ücretsiz etüd veren öğretmenim de oldu. Süper mantıklı düşünen bu arkadaşlar, bir yemekten zehirlenseler, demek ki hayatlarında yemek yemeyecekler.

işini hakkıyla yapacak bir öğretmenin derslere haftada 20 saatten fazla girmemesi gerekir. Derslere hazırlanması, sınavların hazırlanması ve okunması, ödev ve projelerin hazırlanması ve incelenmesi, öğrencilerin gelişiminin bilimsel bir şekilde takip edilmesi ve eksiklerinin giderilmesi için gerekli tedbirlerin alınması vs. haftalık iş saatini 50'ye çıkartır zaten. Diğer kırtasiye işlerini ve kendini geliştirmesi için harcaması gereken zamanı saymıyorum bile.

"Öğretmenlerin yeterliliğine" gelirsek, böyle vatandaşa, böyle meclise, böyle öğretmen! Ne bekliyordunuz? Sen bir gün çıktın, sordun mu, "eğitim fakültelerinin hali ne böyle diye"? "Bu öğretmenler nasıl yetişiyor" diye sormazsın ama öğretmen maaşlarını çok görürsünüz. Belli bir yeterliliğe sahip öğretmenlerin uzaydan mı gelmesini bekliyorsun? Her şeye rağmen, idealist bir tavırla çalışan öğretmenlerin devam etmesi ve sayılarının artması için, az ders saati ve daha yüksek maaşlar gerekiyor.

işin çok önemli bir diğer boyutu ise, asgari ücretle günde 10-12 saat çalışan emekçi insanlar. Senin kanını emenler öğretmenler, doktorlar değil. Biraz kafanı kaldır, bak ve düşün. Onlar karşı apartmanda oturmuyorlar, senle aynı otobüse, metrobüse binmiyorlar. Onların yüzünü markette, pazarda görmüyorsun. Onlar okulda, pazarda, sokakta karşılaştığın öğretmenler değil. Onları iyi tanı! Onların bir ayda kazandığı para, senin tüm sülalenin ömür boyu kazandığı paradan fazla.
memurun içtiği çaylarla iş esnasında yaptığı uzuuuuun dinlenmeler de öğretmene haksızlıktır.
--spoiler--
'Madem Öyle 15 Saat Çalışırız'
Başbakan Erdoğan'ın öğretmenlerin çalışma saatleriyle ilgili açıklamasına tepkiler sürüyor. işte o açıklamaya bir yanıt daha;

TAMAM SiZ KAZANDINIZ. ZAM FALAN iSTEMiYORUZ ARKADAŞ,YETER ARTIK KAMUOYUNU BiZE KARŞI KIŞKIRTTIĞINIZ....

Madem öğretmenlerimiz haftada 15 saat çalışıyorlarmış, bizler bugüne kadar hep boşu boşuna fazla çalışıyormuşuz. Başbakandan daha iyi bilecek değiliz ya.

Bundan böyle aşağıda yazılan görevleri 15 saatlik süre içinde yapmamız gerekiyor demek ki ...

idareci arkadaşlar da lütfen 15 saatlik çalışma süresinin dışında yapılacak bir iş beklemesinler arkadaşlardan.



MADDE 79 – (1) Eğitim ve öğretimin temel unsuru olan öğretmen, toplumsal kalkınmada bireyin gelişmesine katkı sağlamak üzere çalışmalarını yürütür.

(2) Sınıf düzeninden ve yönetiminden sorumlu olan öğretmen, eğitim ve öğretimin gerektirdiği fiziksel ve psikolojik ortamı hazırlar. izleyeceği programı, yöntem ve teknikleri öğrenciye açıklar. Öğrencilerin araştırarak, yaparak ve yaşayarak öğrenmelerini sağlayacak eğitim ve öğretim teknikleri ile teknolojik kaynakları kullanır.

(3) Öğretmenler görevlerini, Türk Millî Eğitiminin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak Anayasa, yasa, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge ve diğer ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda yapmakla yükümlüdür.

(4) Öğretmenler, okul veya kurumun her türlü eğitim ve öğretim çalışmalarında görev alırlar.

(5) Öğretmenlerin görev ve sorumlulukları şunlardır:

a) Eğitim ve öğretim standartlarının geliştirilmesi, okul veya kurum ve çevre ilişkisinin kurulması ve gelişmesine katkı sağlar, işleyişte yönetime yardımcı olur, kılık, kıyafet, söz ve davranışlarıyla öğrencilere örnek olurlar.

b) Ünitelendirilmiş yıllık plan ve ders planlarını yapar; kendilerine verilen dersleri okuturlar. Derslerle ilgili öğrencilerin de aktif olarak yer aldığı araştırma, uygulama ve deneylerin yapılmasını sağlar.

c) Öğrencilerin inceleyerek, araştırarak, yaparak ve yaşayarak öğrenmelerini sağlar. Bağımsız ve yaratıcı düşünmelerine, edinilen bilgilerden sonuçlar çıkarmalarına, tartışmalarda görüşlerini özgürce belirtmelerine ve hoşgörülü olmalarına yönelik gerekli ortamı hazırlar. Öğrencilerin eğitim ve öğretim çalışmalarında her türlü imkândan yararlanmasını sağlar.

ç) Özel eğitim gerektiren öğrencilerin yetiştirilmesi için Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinde belirtilen görevleri yapar.

d) Öğrencilerin kişisel ve grupla çalışma alışkanlığı kazanmalarına önem verir.

e) Sorumluluğuna verilen öğrenci kulüpleri ve toplum hizmeti çalışmaları ile ilgili görevleri yapar.

f) Sınıf rehber öğretmenliği görevlerini, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği ile Millî Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine uygun olarak yürütür.

g) Öğrencilere rehberlik ederek ders dışı eğitim ve öğretim faaliyetleri ile proje ve ödevlerle ilgili iş ve işlemleri yürütür.

ğ) Müdürün hazırlayacağı bir program dâhilinde, aday öğretmenlerin yetiştirilmesine yardımcı olur.

h) Sınavlarla ilgili iş ve işlemleri usulüne uygun olarak yürütür.

ı) Derse başlamadan önce yoklama yaparak yoklama sonucunu fiş veya deftere yazar ve imzalar.

i) Konu, etkinlik, deney, ödev, uygulama, yazılı yoklama ile diğer çalışmaları dersin sonunda ders defterine yazarak imzalar.

j) inceleme ve araştırma gezileri için gezi planı hazırlar. Öğrencilerin gezi ile ilgili görüş ve izlenimlerini tartışıp değerlendirmelerini sağlayarak sonucu bir raporla okul veya kurum müdürüne sunar.

k) Görevlendirildikleri kurul, komisyon, ekip, öğrenci kulübü, sınıf rehberlik, toplum hizmeti çalışmalarına, millî bayram ve mahallî günlere, tören ve toplantılara, kurs ve seminerlere katılır. Çalışma takviminde belirtilen tarihlerde okul veya kurum hazır bulunur ve verilen görevleri yapar.

l) Öğretmenler kurulu, zümre öğretmenler kurulu ve diğer kurul toplantılarına katılır ve kendilerine verilen görevleri yerine getirir.

m) Alanı ile ilgili bilimsel ve teknolojik yenilikleri izleyerek bunları eğitim-öğretime yansıtır.

n) ihtiyaç duyulan ders araç ve gereç ve materyallerinin temini için okul yönetimi ile iş birliği yapar. Sorumluluğuna verilen ders araç ve gereç ve materyallerinin amacı doğrultusunda kullanılmasını ve korunmasını sağlar.

o) Elektronik ortamda yürütülen işlemlerden kendisi ve görev alanı ile ilgili kayıtları takip eder, yeni bilgi girişi ve güncelleme işlemlerini yapar. Onay gerektiren belgeleri müdüre sunar.

ö) Eğitim ve öğretimle ilgili her türlü mevzuat düzenleme ve değişikliklerini takip eder.

p) Öğrencinin davranış ve başarı durumları konusunda veliler ile işbirliği yapar.

r) Öğretmenler kendilerine verilen görevler dışında yarıyıl ve yaz tatili süresince izinli sayılır. Bu süre içerisinde bulunacakları adres ve iletişim bilgilerini okul yönetimine bildirmekle yükümlüdür.

s) Müdür tarafından verilen diğer görevleri de yapar.

Nöbet görevi

MADDE 80 – (1) Öğretmenler, eğitim ve öğretimin temel unsurlarından olan nöbet görevini nöbet çizelgesine göre yerine getirirler.

(2) Nöbetlerde aşağıdaki esaslara uyulur:

a) Öğretmenlere, dersinin olmadığı veya en az bulunduğu gün veya günlerde nöbet görevi verilir.

b) Birden fazla okul veya kurumda ders görevi bulunan öğretmenlere aylığını aldığı okulda, aylık aldığı okulda dersi yoksa en çok ders okuttuğu okulda nöbet görevi verilir.

c) Bayan öğretmenlere, doğumuna üç ay kala ve doğumdan sonra bir yıl nöbet görevi verilmez.

ç) Nöbet görevi, ilk dersten 30 dakika önce başlar, son ders bitiminden 15 dakika sonra biter. ikili öğretimin yapıldığı kurumlarda öğretmenler, kendi devrelerinde nöbet tutarlar.

d) Nöbet görevine özürsüz olarak gelmeyen öğretmen hakkında derse özürsüz olarak gelmeyen öğretmen gibi işlem yapılır.

e) Nöbetlerde uyulması gereken esaslar öğretmenler kurulunda görüşülür ve okul veya kurum yönetimince öğretmenlere yazılı olarak duyurulur.



Bakanlığın yayınladığı ortaöğretim kurumları yönetmeliğinden alınmıştır...
--spoiler--
öğretmenlik mesleğini aşağılama trendinin gereği yapılan talihsiz bir açıklama.
görsel
görsel
15 saat çalışın amk. zaten eğitim seviyemiz belli. iyice sıçışa geçelim.
öğretmenden öğretmene göre haklılığı tartışılabilecek söylem..
neden hep dershanedeki öğretmenler istisnalar dışındaki devlet öğretmenlerinden daha fazla sevilirdi?
cevabı basit ucunda para var..

ama yine de bir başbakanın bu açıklamayı yapmış olması acınası halimizi gösterir...
bizleri kargaşa ortamına sokma, çözüm üret..
öğretmenin yaptığı işle memurun yaptığı işi kıyaslayacak kadar talihsizliğin de ötesinde bir açıklamadır, kaldı ki kulvarları farklı iki meslek grubunu sidik yarışına sokmak da ne denli mantıklıdır tartışılır!
Olayın özünü kaçırdığımızı gösteren bir sözdür başbakanın dedikleri. Ben de bir öğretmenim ve memnunum maaşımdan. Bereket versin bir işimiz var. Ama bu tür maddi söylemlerle öğretmenlik mesleğinin ayaklar altına alınması, biz öğretmenlerin gücüne gitmektedir. işini hakkıyla yapmayan çalışan her iş kolunda mevcut. O zaman neyin kafasındasınız? Burada olur olmadık konuşan insanların kaç tanesi işini hakkıyla yapmaktadır? Ya da kaç tanesi baba parası yemekten vazgeçmiştir? Aklınızı başınıza alın. Bu ülkenin öğretmenini küstürürseniz yanan önce sizler olursunuz.
türkiye'deki en büyük sorunlardan biri olan öğretmen maaşlarının yine bir kıyaslaması.

öğretmen değilim, alakam yok; ama her şeyden çok değer verdiğimiz çocuklarımızı her gün onlara emanet ediyoruz. öğretmenin kafası rahat olacak ki, benim çocuğuma bir şeyler öğretebilsin. adam gibi adam yetiştirsin.

devlet her sene binlerce öğretmen mezun ediyor okullarından, ondan sonra birikimlerine güvenmeyip tekrar sınav yapıyor. sınavdan iyi bir derece alıp atanmak sıkıntı, yıllarca sürünen var. ondan sonra güç bela bir yere geldikten sonra bırakın da rahat etsin adamlar amk. milletvekilleri düğünlerde altın takamıyor diye yüzde bilmem kaç zam yaptırdılar maaşlarına; çocuklarınızı emanet ettiğiniz adamlar düğüne giderken bırakın altını, giyecek kıyafete harcayacak paraları olmadığından bir kez daha düşünüyor. bu kadar olay olmadı milletvekili maaş zamları, 3-5 gün geyiği yapıldı bitti.

bu ülkedeki her sorunun baş çıbanı eğitimsizlik değil mi? bırakın da bu eğitimi verecek adamlar için devlet bir şey yapsın, en azından buna yatırım yapsınlar.
öğretmenin sabah 7 derse girip 13 de çıkması ile 6 saat çalışması (seçmeli derslerle toplam 7 saat ), diğer memurlarında 9 dan 5 e (1 saati öğle tatili ) 8 saat çalışması arasında bir saatlik fark olup , diğer memurlara derhal zam yapılmalı ve ücretsiz kına dağıtılmalıdır.