bugün

dersin son dakikalarında artık anlatılanı,çizileni anlayamayacak kıavama gelmiş öğrencilere öğretmen tarafından yapılan son darbedir.
istisnalar hariç, dünyanın en kötü esprileridir.
bu tür espiriler, güldürürken düşündüren espirilerden değildirler, çünkü zaten güldüren espirilerden değildirler.
seneye görüşürüz çocuklar.
(bkz: 31 aralık espirisi)
-yandan birinci soruyu sen yap, yandan iki ferdi, yandan üç... yandan yedi ahmet.
-(öğrenci)hocam bir ara verelim +(hoca) aralık ayında değiliz.
+ şimdi bu s orbitali boş mu çocuklar, - evet hocam ,+ hayır boş değil arçelik
gibi esprilerdir.
kimya dersinde redoks konusunu anlatırken; tahtaya redoks yazar ve pişmiş kelle gibi sırıtarak arkasına döner:

- redoks. yani kırmızı oklar. red oks yani. ahahaha.**
öğretmenin yaşı ile ters orantılıdır, hoca yaşlandıkça; espiri sayısı da kalitesi de düşer.
-maki nedir cocuklar?
+akdeniz bölgesinde ki kısa boylu bitkiler..
-yanlıs cevap ! akdeniz bölgesinde yasayan kısa boylu cüceler olucaktı hahaaha..
+hö?
öğretmen et yemek ve zeki olmakla ilgili bir konudan bahseder

-et yemek zekayı geliştirir hafızayı güçlendirir vs.

bir öğrenci söze girer

-eee ben hiç et yemem ki hocam

-belli oluyor kızım belli oluyor.

kahkahalar kopar.

(kız sahidende sınıfta ki en kaz kızdır)
bir çoğu kötüdür. ama şunu unutumuyorum ben:

coğrafya hocası tahtaya dünya şekli çizmektedir.

laf sokmak isteyen- hocam nasıl bu kadar güzel yuvarlak çizebiliyosunuz?
cağrafya hocası - sana bakarak çizdim evladım.

yarıl.
lise 2, okulun ilk haftası yeni tanıştığımız coğrafya hocasından gelen espri:

-evet çocuklar, bu sene ağırlıklı olarak yer yüzü şekilleri ve özellikle dağları işleyeceğiz. hatta şarkısı varya, "istersen dağlar dağlar yerinden oynar oynar", işte biz onları yerinden oynatmadan işleyeceğiz.

ne adamlar barınıyor eğitim sistemimizin içinde dedirtir...
çocuklara kitapdaki bir resmi gösterirken zenci ve çuplsuz aç çocukları göstererek sınıfın en beyaz tenlisini gösterip "aynı sana benziyor" demesidir.
bir tane kardeşimin hocasından geliyor;
+hocam, notları yazdınız mı e-okula?
-yok yazamadım. bizim bilgisayara virüs girmiş. kaç kere söyledim benim kızlara eliniz kirli bilgisayara dokunmayın diye ama, dinlemiyorlar.*

editto: oha çok komikti ama bu.
- oğlum senin soyadın ne?
+ kodalak hocam.
- anlamı ne? ev alak, araba alak gibi bir şey mi?
yabancı uyruklu bir hocadan alınan derslerde daha da beter olan durumdur. size hiç birşey ifade etmeyen cümleler kurarlar, gülmek zorunda hissedersiniz kendinizi. mecburen köprü-ayı-dayı üçlemesi gelir akıllara. daha çok telaffuz sorunlarına gülersiniz;

1-> gen mühendisliği=gen muandizliiği

2-> siz ikiniz neden gülüyorsun? *
- kızım şimdi seni kurban seçtim ama 3-5 kişiye kızıyorum aslında.
+ kurban kim lan? adı neymiş?
- angus çocuğum angus.
Hoca- Bir çin atasözü ne demiş?
Çan çin çon !
Şahıs1: ay ece gül bari de sözlüden kırmasın.
Şahıs2: ahhahhay çok komikmiş.
-hava çok soğuk çocuklar benim temizlikçi iki gün önce dondu hala çözülmedi.
daha kötüsü olamaz diğerleri en azından soğukta olsa espri bu değil yahu biri ona söylemeli.
bazı istisnalar olsa da, geneli güldürmeyen esprilerdir.
kitapsızlar parmak kaldırsın.
genellikle öğretmen kendi anlatır kendi güler.

-ve nasrettin hoca durur mu yapıştırmış cevabı.
+(sessizlik)
-hani gülmediniz ?
+(ve sınıf kopar)
konu ulaşımdan açılınca,edebiyat hocasının yaptığı espritüel;
''şimdi akar yakıt var,eskiden kokar yakıt vardı''
genelde öğrencilere bayat gelir. bunun sebebi ise öğretmenlerin zeka seviyesi ve espri kabiliyetinin öğrencilerinkinden kat be kat üstünde olmasıdır.

(bkz: büyüyünce anlarsın)
-cevap 7. yemeseydi iyiydi.
-bunları yazın yazın ama gençler kış ayındayız.
-öyle. yok ya öğle değil akşam oldu.
-siz boş değilsiniz. boş olmayın, arçelik varken.
gibi birbirinden iğrenç esprilerdir.
istisnaları yok mu? var tabii.