bugün

durup durup öss tercihleri yaklaştıkça bok atılan üniversiteler. kedi ciğer ikileminden çok daha derinlere inilmesi elzem aslında. sanki hayat mükemmel ötesi eşit de tek eksiğimiz eğitim sistemi. bu üniversiteler kapitalist düzenin getirdiği olağan sonuçlar. bunu daha kavrayamayıp "parası olan şir gibi konuşturuyo diplomaları" demek, durup durup bok atmak, "ama düşük puanla alıyo hak yeniyo aaaağbi yeaaa" diye ağzını yaya yaya sağda solda konuşmak yersiz ve abes. ha madem memnun değilsin bu işten o zaman savaşacağın hedef bu üniversiteler ve öğrencileri değil bu üniversitelere olanak sağlayan sistemin kendisi olmalı. diğer türlüsü gülünç duruma düşmektir.
biraz düşününce öss faktörü ile tezat düştüğü idrak edilebilecek sistem hatası.
(bkz: parayı veren düdüğü öttürür)
mezun olduktan sonra asla işsiz kalınmayacak üniversitedir.
burslu okuyan öğrenci işe alınır, paralı okuyan öğrenci iş kurar.
şahsen hiçbir zaman tercih etmem ama okuyanlarada saygım vardır. ama rica ediyorum okan, özyeğin vs. gibi saçma sapan isimleri koymayın şu okullara be abicim. hakkaten komik oluyor.
türkiye'nin en iyi hocaları tarafından ders aldıkları için çok rahat iş bulacaktır buralardan mezun olanlar. sizler dandik devlet okullarında, beş para etmeyen hocalardan, iğrenç eğitim alırken bu adamlar en iyi eğitimi alabilmek için para bayılıyorlar. hukuk derslerine eski cumhuriyet savcıları, kimya derslerine türkiyenin en iyi kimyacıları giriyor. emin olun sizin öss'den aldığınız puan kimsenin sikinde değil.
karşı olduğum üniversitedir. fakir edebiyatı yapmayı hiç sevmedim bugüne kadar, çok şükür fakir de değilim , geçiniyoruz bir şekilde. ancak ortada bir haksızlık var arkadaş. insanların idealleri her şeyleridir. mutlulukları buna bağlıdır. insanın mesleği ilerideki eşini, hayatını etkiler. mesleğini de göreceği eğitim. ancak bu, bu ülkede kimi insanlar için çok ama çok zordur. bu ülkede gerçekten yüksek puan yapan bir adam bir iki puanla tutmuyor diye atıyorum inşaat mühendisi olamıyorken diğer adam sik taşak gezdirip, tüm gün karı kız ortam peşinde koşup yalnızca para gücüyle üniversiteye giriyorsa sikerim ben öyle işi arkadaş. hele de o üniversiteye girişi de devlet kontrol ediyorsa. bu ne rezilliktir, ne kepazeliktir? idealleri olan bir genç bir iki puanla hatta bazen küsuratlarla istediği okulu okuyamıyorken elin eli sikinde bebesi istediği yere parayla girip diploma alıyorsa burada bir sorun var demektir. kimse bana "ama özeller olsun. hem ne kadar özel olursa diğer okullarda o kadar az kişi " olur demesin. özel okullar olmasa özel okulda okuyan birçok kişinin 4 yıllık fakültelerin ancak kapısı önünden geçebileceğini hepimiz biliyoruz. o tiplerin tıp, mühendislik , hukuk, uluslararası ilişkiler gibi bölümlere gidemeyeceğinden hepimiz haberdarız. çok şükür aklımız çalışıyor bizim. elbette ülkenin eğitim açısından sorunları vardır. elbette yalnız biyoloji sorusu çözerek doktor, tarih çözerek avukat olmak mümkün değildir. ancak temel matematik ilkelerinden habersiz gençlerin mühendis sıfatını alması ne kadar doğrudur? dil hakimiyeti olmayan birinin uluslar arası ilişkiler okuması ne kadar mantıklıdır? aramızda özel okulda okuyan herkese değil bu sözlerim yanlış anlaşılmasın. gerçekten emek sarfetmiş kişiler de var. peki diğerleri onlar kadar emek sarfetmedi mi? yorulmadı mı?
"bize parayla dipolma vermiyorlar ama" hikayesini okuyacak arkadaşları da buradan alalım. daha geçen gün bir özel üniversitenin pardon vakıf üniversitesinin rektörü konuştu. öğrencilerinin temellerinin zayıf oluşundan, ders anltırken çektiği zorluklardan bahsetti.e arkadaş daha ne diyeyim ben? adamın senin seviyene inmesi demek zaten sana diploma almak için kolaylık sağlaması demek. tekrar tekrar söylüyorum çalışan, emek harcayan kimse alınmasın. analarının hak sütü gibi helaldir. sınav günü problem yaşamıştır, kapasitesi budur , başka şeyler söz konusu olmuştur hazırlanamamıştır ve özel okula gitmiştir. bunlara bir şey demem. ama benim gösterdiğim emeğin yarısını göstermeyip benle aynı diplomayı alacak adamı da sevmem, bu da benim hakkım.
Sorun;
bu hizmeti almak isteyen şahsın, mezun olduktan sonra Devlete beleşten meslek sahibi oldum diye yüksek bir vergi vermeyi veya üç beş gence üniversite okutmayı kabul ederse, benim için hallolmuştur.
sanıldığı gibi bol para karşılığında diploma veren kurumlar değillerdir. ben de 2 yılımı bir vakıf üniversitesi olan bahçeşehir üniversitesi'nde geçirdim. devam etseydim bi 5 sene mi daha verirdim muhtemelen. bu, sizi özellikle derslerden bırakıp daha çok para ödemeniz için değil, eğitimin gayet kaliteli bir şekilde verilmesinden ve mezun olduğunuzda tam donanımlı, yeterli olmanızın sağlanması gerektiğinden böyledir. sonrasında kocaeli üniversitesi'ne geçtim ve bahçeşehir'deki bölümümden daha zor bir bölümde eğitim görmeye başladım. neredeyse okula gitmeden sadece sınavlara girerek mezun olacağım. şimdi mantıklı düşün bir kere de cevap ver hangisi daha iyi sence? evet bir fırsat eşitsizliği, parası olan okuyo olmayan okuyamıyor durumu söz konusu gerçekten. bunu bende kabul ediyorum ancak hayatta da böyle değil mi? okumayı geçtim arkadaşım yaşaman için bile paran var mı diye soruyorlar önce. ayrıca, raynor nickli yazar arkadaşımızın (bkz: #4932062)numaralı entrysinde verdiği örnek gibi, doğuştan kör olan insanlar var. peki sen bu fırsat eşitsizliğidir deyipte kendi gözlerini oyuyor musun? hayır tabi ki. o zaman bazı insanların da parası varken, senin paran yok diye paralarını kullanarak kendilerine fırsatlar yaratmasına karşı olamazsın. üstelik sen çatır çatır kullandığın gözlerinle belki kimseye fayda sağlamıyorken, o insanlar paralarıyla iyi birşeyler yapmaya çalışıyor olabilirler. tü kaka demeden önce düşünmek, öğrenmek ve bilmek gerekli. öbür türlü hiç kimse tarafından kaale alınmaz görüşlerin. kapiş?
Eğitimde fırsat eşitsizliği yaratan vakıf kurumlarıdır. Ne yazıktır ki, bir devletin sınırları içerisinde, eğitim alanında devletten daha kaliteli hizmet sunan bir başka kurumlar oluşmuştur. Paran varsa Yaşarsın, paran yoksa öl, hayatta da böyle değil mi?
peki ama bir devletin varlığını sürdürebilmesi için kendi bireylerinin ondan ücretsiz sağlık, eğitim ve gıda masraflarını karşılamasından daha masum nasıl bir istek olabilir ki? Kapitalist sistemin sorunlarını eğitimde fırsat eşitsizliğini kapatmak için kullanmak cahillikten öte birşey değildir.

Ayrıca kör arkadaşlar örneği için ise, biz gözlerimizi;
paraları kazandığımız gibi istemli, iradeli ve Haksız bir kazanç* olarak kazanmadık değil mi? Yada kimseye babasından göz kalmadı? **
mühendislik için söylüyorum, bilgisayar, ingilizce, ikinci yabancı dil, problem çözme, problem yorumlama, sunum yapma, araştırma yapma, araştırma yorumlama konularında; ortalama bir devlet üniversitesi mezunundan çok daha iyidirler genelde.
parası olan ama zekası olmayanların gittiği üniversteler.
(bkz: öğretin lan öğretin)*
zekası olan ama imlası olmayanların beğenemediği yerdir.
parası olmayan, zekası olup burslu okuyanların gittiği üniversiteler aynı zamanda.
türkiye'de olmayan üniversite çeşididir. bilkent, sabancı gibi özel olduğu zannedilen üniversiteler vakıf üniversiteleridir. ayrıca bu okullarda burssuz okuyan öğrencilerin zekası olmaması gibi bir durum söz konusu değildir; o öss denilen sınav da zekayı ölçmemektedir zaten. ayrıca puan açısından baksak bile bazı vakıf üniversitesi bölümlerindeki burssuz puanlar, aynı bölümün devlet okulundaki puanlarından yüksektir; bu yüzden kimseyi yaftalamaya gerek yoktur.
burslu olan öğrencilere ayrımcılık yapılan üniverstelerdir.
üniversite yazmayı bilmeyenlerin beğenmediği yerlerdir.

(bkz: öğren de gel)
burslu öğrencilere pozitif ayrımcılık yapan üniversitelerdir. bütün dönem okula gitmeyip hiçbir zarar görmeyen adam biliyorum ben. biz gitmesek devamsızlıktan çakarlar.

ayrıca görüyoruz ki selda balamir'in de hakkında bir bok bilmediği üniversitelermiş. yazım aşamasından, yapım aşamasına kadar.
bilkent, koç, sabancı harici boş üniversitelerdir. kimse tutup da bize de çok zoaarrr diye ağlamasın üniversite lan bu çemişgezek de okusanız da bölümün en kolayı bile zordur. Hele de sizin gibi lisede hiçbir halt yapmayım üniversiteye gelenler için ilkokul 2 programına göre düzenli ders çalışmak veya sınavlardan önce 2-3 gün ders çalışmak allahın emri zor gelecektir.

zeka kavramı havuz problemi değildir ama basit analitik işlemleri bile yapamayan, anlayamayan kişilerin zeki olduğunu iddia etmek de kolay değildir. tembel abisi yoksa çok zekiye gelirseniz ben üniversite hayatım boyunca tembellikten zeka tutulması yaşadım, eminim şuan bile lise 2deki lise 3teki halimden daha gerizekalıyımdır. yani tembellik= zeka tutulması pratik eksikliği yüzünden gerizekalılıktır.
P.V=n.R.T formülüyle kazanılmış üniversitedir.
özel üniversitelerdeki sınav ve ders notu yoğunluğundan haberi olmayanların çamur attığı kurum.
facebook'a koydukları her fotoğraflarında deli gibi sırıtan, dans eden, gece elbiseleri giyenlerin olduğu, gossip girl tadında yaşamaya çalışanların gittiği üniversite.
fırsat eşitsizliğinin en bariz örneklerinden birisi. padişahlığın hala babadan oğula geçtiğinin kanıtı.
olmamasi gereken egitim bankasi.