bugün

bu dizi hakkında büyük bir yanılgı var. öncelikle bunu düzelteyim, ardından dizi eleştirisine geçeceğim.

malum, dizi 1967-69 yılları arasını anlatıyor. şimdilik tabi. osman büyüyüp zaman öyle bir geçene kadar yani. nereden mi anlıyoruz, altıncı filo efendim. türkiye ziyareti o döneme tekabül ediyordu. hatta tahminlerim dizinin şu an 1968 yılında olduğu yönünde. abd askerlerinin beyoğlu'ndaki eğlence klüplerinden çıkışta üzerine üniversite gençliğince kırmızı boya dökülüp, "go home yankee" yazmaları 1968 yılına aittir. neyse başlayalım hakkındaki şu yanılgıya:

1) dizi 60'lı yılların sonunu anlattığına göre o dönemki sağ-sol savaşındaki sağ cenah ülkücüler değil, milli türk talebe birliği kanadıdır. aralarındaki farkları bilmeden burada atıp tutan, türkiye'deki sağ militanların sadece ülkücler olduğunu sanan embesiller komik duruma düşüyorlar açıkçası. ülkücülük, bir pragmatik ideoloji olarak 1969 olaylı adana kongresi sonrasında türkeş tarafından doktrine edilmiştir. lider-doktrin-teşkilat da denen bu kavramın sokak gücü halinde sağ sol çatışmasında mttb safları ile birleşmesi ya da yerine ikame etmesi ise 70'li yılların başına rastlar. yani o tarihte ülkücü gençlik diye birşey yoktu. dizideki sağcılar mttb'nin fakülte yapılanmasıdır ki bu yapılanma necip fazıl kısakürek ideolojisinin devamı yani islamcı-şarkçı bir yapıdır. burada "faşist ülkücüler yine devrimcilere saldırdı" tarzında yazılar okuyunca gülüyorum. harbiden ulan hadi tarihten haberiniz yok, bari dizideki sağcıların bıyıklarına bakın lan. badem bıyık mı, hilal bıyık mı aq.

2) sanırım ilk bölümde kantinde bir çatışma yaşanmıştı. badem bıyıklılar zorla devrimci cücüklere 1 lira karşılığında dergi satıyordu. o sahnedeki derginin ismi eğer büyük doğu ise -kaçırmıştım o sahneyi, şimdi aratmaya da üşeniyorum- bu kesim kesinlikle mttb'dir. aslında alışkındır ülkücü gençlik bu şekilde itham edilmeye. sivas olayında da ülkücülerin parmağı olduğu hala söylenir, lakin orada da mttb ve alperen kışkırtması vardır.

3) esasında dizi içerisinde de hatalar var dönemi anlatırken. misal son bölümde hakan karakterinin sicilini öğrenen sağ kanadın lideri babasının eski milletvekili olduğunu öğrenince, "babası türklük adına önemli işler yapmıştır" demiştir arkada fatih sultan mehmet portresi görünürken. islamcıların türklük ile zerre-i katre alakaları yoktur, dolayısıyla böyle bir kaygı gerçeği yansıtmamaktadır.

4) gerçeği yansıtmamak demişken, dizideki solcu kesim kesinlikle yanlış arz ediliyor. zaten buradaki o devrimci kadronun solculuğu fakülte solculuğu ya da parka solculuğundan öteye gidemedi henüz. sahi ahmet karakterine giydirilen parka da yağmurluğa benziyor lan. ahmet diye devrimci lideri ismi de ilk kez duydum. hee, çizilen sol imaj ise daha önce muhtelif entrylerimde değindiğim film solcusu imajının sikindirik bir uzantısı işte. sınıf mücadelesi kavramı üzerine zerre gidilmeden, tamamen anti-emperyalist tema üzerine oturtulmuş fakülte solculuğu. kaldı ki anti-emperyalizm teması da daraltılıp, anti amerikancılığa bürünmüş bir halde şu an. şu tespitimi yazın aklınıza:
o yıllardaki kalem tutmuş sol kesimin solculuğu abd karşıtlığından öteye gidememiştir. çünkü arkasındaki güç avrupa, özellikle de ingiltere'dir. tarihin en büyük emperyal gücü olan ingiltere'nin ise solu kışkırtması elbette sosyopsikolojik olarak süper güç amerika'ya olan düşman kardeşliğidir.
mutlaka dikkatinizi çekmiştir geçmişte dizide anlatılan fakülte solcusu olup da bugün ab'ye sıcak bakan, liberal solcu, ikinci cumhuriyetçi soros fonlu tipler. işte reçete. ingiliz emperyalizmi ya da ingiliz kışkırtması. dizi de bu tiplerin trajedisini anlatıyormuş. (bkz: solcular yine film çevirmiş hem de konulu/#9627286)

5) konu olarak muadili sayılabilecek hatırla sevgili, çemberimde gül oya, bu kalp seni unutur mu dizilerinin akıbeti ortada. hayır, hayatında bir işçinin nasırlı elini dahi sıkmamış birisinin çıkıp da ben marksistim demesi gibi birşey bu. o dönemi fildişi kulelerinden izleyip, bir heves anlatmaya kalkınca böyle oluyor. birçoğunda da tarihi araştırarak, okuyarak değil, filmlerden kısa yoldan öğrenme alışkanlığı olunca iş sapıtıyor. ne güzel lan. sağlam bir trajedi, dram bulayım, ardından oyuncularımı toplayım, tarihi istediğim gibi çarpıtıp, ajitasyonun feriştahını yapayım. karşılık olarak sağcılar da yapabilir benzerini, üstelik konu olarak çok daha sağlam bir potansiyele sahipler. misal, filistin kurtuluş örgütü'nde silahlı eğitim alıp, türkiye'ye sosyalist devrimi getirmek adına silahlı mücadeleye başlayıp, polise jandarmaya kurşun sıkan militanlar anlatılabilir. yani sol terör ve bugünkü uzantıları. üstelik çarpıtmaya da gerek yok, herşey ortada.

***

garip bir entry oldu. başı kıçı belli değil. spoiler yok, "osman ne tatlısın yavrucum, carolin seni kemçük" minvalli sözler de yok. tanımı da sonda yapalım o halde:

tanım: bazı sahnelerde arka planda çalan bam teli titreşimi sesini telefon titreşimine benzettiğim dizi.
oha.çüş.
--spoiler--
kimi kimin evinden kovuyorsun.
--spoiler--
ali sözüm sana. burun deliklerine parmaklarımı geçirip o merdivenden önce aşağıya sonra yukarıya sürüklemek istiyorum.
- biz sokakta kaldık babaane -
dk 1 gol 1 ulan osman yaktın ciğerimizi...

-döneyle ipliğin dayak yemesiyle izleyici olarak hepizin yağları erimiştir. sonerde gözümüze girmiş bulundu hani.

-neriman ın yaptığına gelince; ona içimden konuşuyorum rtük devreye girecek yoksa. bu hafta en çok küfürü sen yedin geçmişler ola. birde caroline 1500 kere canım dedin ya hay canın çıksın emi.

-osmanımın annesine gidicek diye tam bir çocuk edasıyla şımarması, annesini gördüğündeki durgunluğu özlem dolu bakışları, anneleri yere düştüğünde tüm çocuklarının çırpınışları, oyunculuk değil bu hepiniz yaşıyorsunuz brova çocuklar.
*babannenin tam carolinin evde olduğunu söyleyecekken berrin arkadan dokunmasıyla 'yeter artık babanne' der gibi susturuşu bu detayı çok beğendim söylemeden geçemicem.

-sağ sol olaylarına gelirsek ahmet ne biçim dayak yedi len vay şerefsizler. o değilde berrinede az vurmadılar kız çelik yelekliydi herhal o kadar vurmuya en azından ayakta duramazdı bir iki gün insan. baya halay çekebilcek kadar iyiydi maşallah subhanallah.
--spoiler--
yengemizde gelmiş bulunuyor. ahmetin müstakbel karısı. biraz pis bir spoiler oldu ama söylemeden geçemedim:)
--spoiler--
-dometesin kilosu olmuş 10 milyon, kasa kasa devirirsin kamyondan hey gidi heyy paranın gözü çıksın!

-koro hiç olmamış hocam burda hemfikiriz sanırsam.

-ahanda cemile tahliye oldu ve eve gidiyor bunu yapmıcaktınız olum. carolin kaç bu sefer sağ çıkamazsın!

vee mutsuz son...merakla bekliyoruz...

hakan adamımsın seni sona sakladım;

o nasıl bir aşkı ilan ediş, o nasıl içten sevdiğini söylemek. kim istemez öyle sevilmek oyy oyy...

berrin aynı aşkla ahmeti seviyo onun için gözyaşı döküyo hep böyle olmaz mı zaten...
*
fragmanı yayınlayın artık ortadan ikiye çatlıcam...
http://webtv.kanald.com.tr/Detail.aspx?Id=8097 buyrun 9. bölüm fragmanı.

ben buna fragman demem daha detaylısını istiyorum *
son fragmanına bakılacak olursa ali'nin yine kendine defalarca sövdürteceği bölüm olacaktır. o lafının üzerine ali'yi hepsi bir olup tekme tokat atmalılar o evden.
kanald deki dizi. herkesi ağlatıyor her hafta.
ali karakteri, özellikle de şu son fragmanla birlikte, bizleri öylesine delirtmektedir ki... korkuyorum biri dayanamayıp erkan petekkaya'ya saldıracak. döverim ben bile.
insan fragmanı izleyince bile aliyi delik deşik etmek istiyor.ne yüzsüz, ne arsız, ne bencil bir karakter.
eyyy senaristler bu gıcık dizi karakteri aliyi dizide sürüm sürüm süründürmezseniz bu halk kapınıza dayanır söyliyim.
ev ahalisinden biri şu adama sevgi gösterse, yüreğine dokunsa ne olur diye merak ettiğim dizi. öyle bir sevgi dokunuşu ki o yüreğe, kendini dışarıdan kendisine gösterebile. hadi bakalım, bu minvalde birşey bekliyorum sizden senaristler. bağır çağır, döv dövüş uyandıramıyor adamı. bunu kim göre?
bu haftaki bölümde cemile eve geldi ve ali ile carolin"i dans ederken ve öpüşürken gördü ya hani, tam içimden geçiriyordum "ulan şimdi allah bilir cemile gene bıçaklar bu carolini" diye ki bir hafta sonraki bölümün fragmanını izledim içim rahatladı.
üşengeçlikten sadece reklamlarından takip ettiğim dizi. altta çalan müzikle de çok güzel oluyor ama valla bak.
fragmanından izlediğim kadarıyla, arka arkaya koşup kapı yumruklama geleneğinin devam ettiği dizi.
uzun fragmanı isteyenler için;

http://www.facebook.com/#...video.php?v=1529243947259
cemile bu sefer ikisini de bıçaklar.
izlemeyeceğim diye başka şeylerle uğraşmama rağmen dizi başlar başlamaz kendimi tv karşısında, ali karakterine ve rospik karoline küfür eder şekilde bulduğum yapım.
osman ı çok kullandıkları dizi. sırf osman için bile ağlanabilir.
osman büyüdüğünde izleyici kaybedebilir. zira olaylar geliştikçe osman'ı hep minicik yaşında bırakamazlar sanırsam.
murat kızmaz'ın canlandırdığı karakter diziye farklı bir yön vermiştir.
özet'inden gına getiren bir başka dizi. yeter lan yeter! türk televizyonları olarak unutun "özet" olayını.

(bkz: özet geçin lan piçler)
mete elinde ne varsa bırakmıyor ve koşuyor.iyiki elinde levye felan yok lan.
mete çantayı bırakmadığı gibi okul üniformasını da hiç eksik etmiyor maşallah.
(bkz: #9872044)
lan o yenge nasıl giyinmiş öyle, pijama desen değil, eşorfman desen değil... umarım behlüle kurban gider.

(bkz: ne bakıyorsun öyle tüm avrupa böyle giyiniyor)

ve yengeye behlül değil bir ben lazım sabahlara kadar dövmek için.. lan 4 tane yavrucağın 2 günde amına kodun sokaklara sürdün carolini direk eve alıyorsun nasıl bir dingilsin sen.
günümüzde aceba bunları kim canlandıracak?.
an ıtıbarıyle carolın ve yengenın kevaselıkte basabas gıttıgı dızı. o degıl de androıd carolın kendı evınden gıdıyomus gıbı aglamıyo mu? Agzına agzına vurmak gerek onun.