bugün

genelde geri gelmediği için korkacak bir durum yoktur.

en iyisi hiç vermemek.
en nefret ettiğim durum, nedense kitapla özel bir bağ kuruyorum çok ilginç.

en kötüsü okuyacağım diye alıp okumaması, yıllar geçiyor hala okuyacağım diyor.
arkadaşa dvd film verirken ya geri vermese ile yaşadığım korkuyla eşit durum.
Tadı damaginizda kalmış kitaplarda yaşanan durumdur. O yüzden napiyoruz? Sevdiğimiz kitapları vermiyoruz.
en sevdiğim, en iyi çeviriye sahip kitaplar hep bu şekilde gitti.

özellikle "suç ve ceza" ve "kumarbaz" kitabıma hala içim gider.
kitaplarına gözü gibi bakan bir kimse için, aynı zamanda deforme olacak mı korkusunu da içeren, sahiplenme duygusudur. hediye etmek iki taraf için de efdaldir.
Geri gelecek mi korkusu değil, geri gelmeyecek mi veya ya geri gelmezse korkusudur.

Ulan bu kadar kitap okuyorsunuz, kimse de dememiş ki anlatım bozukluğu var.

Samimiyetsizler sizi.

Buradan, cezmi ersöz isimli yazarın 40 yılda bir gibisin isimli kitabını bana 1. 5 yıldan fazladır geri vermeyen arkadaşıma selam ederim.

Hande lan dawkins' in gerçeğin büyüsü isimli, sana verdiğim kitabını geri getir lan allahsız, kitapsız .s
Kitap ödünç isteyen arkadaşlarımız olduğu için şanslıyız. Hayatımızda böyle insanlar olsun da varsın kitap geri gelmesin. Zaten okuduğum kitaptan ben alacağımı almışımdır birazda o faydalansın nedir yani.
anlatım bozukluğu dışında, genelde kitap okumaya yeni başlayan veya sıradan şekillerde kitap okuyan insanların yaşadığı korkudur.

netekim uzun yıllar yaşadım o korkuyu. sonra birinci aşama olarak bir çözüm buldum. kitaplarıma sıra numarası verdim ve listeledim. sonra kontrol ettikçe eksik kitapları fark ediyordum ve istersem yenisini alıyordum. bu sayede kitaplarım değil param kaybolmuş oluyordu.

ikinci aşamada önemsememeye başladım. kendime seçtiğim bir kaç özel alanda kitap, dergi alıyor ve sadece onların muhafazasını önemsiyordum. diğerlerini çuval çuval dağıttım.

üçüncü aşamada, özel alanlarımda biriken kitapları, ortak merakım olduğuna inandığım genç arkadaşlarımın okuyabileceği sivil toplum kuruluşlarına dağıttım.

yıllar sonra farkettim ki, ben iyi bir kitap okuru değilim ve bu kitap biriktirme işi de bana göre değil. inşallah çocuklarımıza doğrusunu öğretebiliriz.
iNSANa ELiNDEN GELSE "SEN BUNA DOKUNMA, BEN SANA YENiSiNi ALAYıM" DEMEyi bile düşündürür.
iyi Tanımadığınız kişilere kitap vermezseniz bu korkuyu yaşamazsınız. Ben, yaprak kürek kişilere değil kitap, günahımı bile vermem.
Hiç bir zaman gelmeyen kitap.
Çocuğum gibi değer verdiğim gözümün nuru kitaplarımdan birisini, hemde hediye olan birisini bir arkadaş istedi bir gün. Pazarlık yapıyorum 3 güne getir 1 haftaya getir diye. 3 gün geçiyor yok 1 hafta geçiyor yok 1 buçuk hafta geçiyor yok gelmiyor kitap. Soruyorum okumadın mı getir artık diye üzerine bir de azar yiyorum 'kitabının üstüne yatacak değilim' diyor malum arkadaş. Aradan 1 buçuk yıl geçti kitap ne oldu biliyor musunuz? Ben bilmiyorum valla. Getirmedi öküz.
cok sükür oyle bir sey yasamadim .
korktuğum başıma gelmişti. lise 3te yavşağın birine en sevdiğim kitaplarımdan birini verdim. yavşak kitabı okulda kaybetti.