bugün

taşlarla kurduğumuz kaleler ve mahalle maçları.
aynı mahallede, aynı cadde üzerinde bitişik dört apartmanda oturan 6 kız 6 erkek çocuğunun bahçede oyun oynaması...belki de en güzel yıllardı.
eti bumbo.
daha temiz turkiyenin olduğu yayınlar.
terkedilmiş metruk binalar.
kimine göre sıradan tuğla yığınları,bana göre müze.
orada yaşayan insanlar kimlerdi neden gittiler ne yaşadılar.
Sırtında ev olan örgü hırka. Halen saklarım örgü örmeyi öğrenince büyütüp tekrar giyeceğim.
Geçen evde temizlik yaparken eski dergilerin arasında bunları buldum. Dergi 15 yıllık, ama çokomel kağıtları en az 20 yıllık. Çocukken ben biriktirmiştim bunları. Bütün alfabeyi tamamlayınca akülü araba hediye ediyorlardı. 20 yıldan fazla zaman geçmiş. Akülü arabam falan da olmadı. Ve en kötüsü de bu çocuk iyimserliğiminden eser kalmamış.

Çocukluk gitti, iyimserliği, iyi niyeti,saflığı bir derginin arasında saklanıyormuş.

görsel
Biftekli ruffles. Kahverengi paketi vardı.
(bkz: oralet)

Ben belki büyüdüm çay içecek yaşa geldim ama babam sormadan hep oralet söylerdi. Ne zaman oturduk "ne içiyosun" dedi, büyüdüğümü anladım. Şimdilerde çaydan sıkılıp oralet içtiğimde bir gerçek. Eskileri özledim heralde.
Televizyonda bu arkadaşlara denk gelmek. Çocukluğumun vazgeçilmezleri arasındaydılar.
(bkz: teletabiler)
görsel
dün sokağımızda top oynayan çocukları gördüm. hatırladım.
görsel
En güzel detaylar çizgi filmlerdir. Pazar günleri sabahın çok erken saatlerinde uyanıp herkes uyurken izlenen çizgi filmler çocukluğum en güzel, en özlenen anılarıdır.
görsel
görsel
Ya ba daba du.
Söylesen inanmazlar.
Bisiklet sürmeyi tek başıma öğrendim küçükken. Öğrenirken o kadar çok düştüm ki her düşüşümü ve her düşüşün verdiği acıyı hatırlarım. Derken geçen gün bisiklet kullanırken saçma bir şekilde yine düştüm, düştükten sonraki o hissiyat, dizimde ve dirseğimde hissettiğim acı o kadar tanıdık geldi ki. Çocukluk işte... ama farkettim ki artık utanmıyorum düşmekten. Yaşlılık işte...
eskiden babamın gömlek cebinde duran kağıt gibi dikdörtgen sakızlar.
görsel
Teletabiss
anneannemin penceresi
Soba
Uyku tulumu...
Dönme dolabi çok özledim be.
Yorgan altında sarı solgun ışığını açıp açıp bakmak!

görsel
değişik bir perde vardı, çiçekli falan. Zamanında bedavamı dağıttılar bilmiyorum ama epeyce vardı. iki dakikadan uzun baktığınızda psikolojin bozuluyordu. Nedense aklıma o lanet perde geldi
Casio f91 benim askerlik saatim. Hala evde. Bir pil taksam canavar gibi çalışır.
ipli ayakkabımı annemin giydirmesi.

not: 2 gün önce çözülen iplerimi bağlamak için arkadaşım ayaklarıma doğru eğildi. utandırdı ve bir anlıkta olsa çocuk gibi hissettirdi.
Mario
Teletabis
Ülker çikolatalı gofret
Tang
Anaokulu patiği

Güzel günlerdi be.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar