bugün

peçetelerle sızdırmayan kadın pedi yapma çalışmaları.
hanımellerini toplayıp ocakta anneme kaynattırdıktan sonra el kremi ile karıştırıp doğal vücut losyonu elde etme çalışmaları.
Bisikletle tekerin arasına kola kutusu sokmak, pedalledikce çıkan sesi dinlemek.
evde ne bulunursa karıştırılır parfüm yapılır. artık cifden nasıl parfüm olacaksa?
Iki tane plastik bardagi altindan delip, ip gibi bir seyle baglayip telefon gibi konusmak.
Tam olarak boyle olmayabilir de.
Havuzun kenarındaki salyangozlara tuz döküp, ne olacağına bakardım.
jiletle kertenkele ameliyatı. daha doğrusu iç organları incelemesi.
ilaç tüpünü aldım. içine kibritin yanan kısımlarının tozunu çıkarıp doldurdum.
bozuk para ile bu barutu sıkıştırdım. tüpün altına küçük bir delik açtım.
tüpü aşağıdan ateşle ısıttım. içindeki kibrit barutları ısınıp alev alınca jet etkisi ile benim küçük füzem gökyüzüne doğru uçacaktı.
sonuçta 1 metre kadar yukarı çıkıp düşmüştü. füzem uçmuştu, çok mutlu olmuştum.
şırıngayla karpuzun içine meyve suyu zerk etmek. yaptım evet.
prize bıçak sokmak. Hala nasıl yaşadığımı ben bile bilmiyorum.
oyuncak arabadan çıkan lambayı prize sokup patlatmak.
bıçağı tahtaya hızlı hızlı vururken kırmak.
deney:misafir varken değerli bir vazoyu kırma
sonuç:babamın beni kaldırıp vücudumu yere paralel hale getirip 1.5 metreden yere bırakması ve ben daha düşmeden arkasına bile bakmadan gitti.
karıncanın suda boğulup boğulamayacağı. çok eğlenirdim çocukken.
Deri kendisini gerçekten yeniler mi diye merak edip kolumun üstünü çok az kesmiştim.
Yeniliyormuş ama eskisi gibi olmuyormuş.
Gelen gideni aratır.
bir kavanoz dolusu uğur böceği toplamıştım ben..
tv de gorup evde kı halıların 4 kosesıne ısemek evdekı buyu ve cınlerın kovulduguna ısaret ederdi. Ergen olmadan tv gorup cokca cocugun yaptıgı eylemdir.
ipek böceklerim vardı benim. bi arkadaşım getirmişti benim için. dut yapraklarıyla beslerdim onları. beyaz beyaz 3- 4 tane tırtıldi. önce korkuyordum ama sonra alıştım tirtillarima. elime alabiliyordum artık. kollarimda gezdiriyordum onları. bi süre sonra koza yaptılar. kozada beklediler yine bi süre. ve sonra kozayı delip kelebek olup uçup gittiler. onlar gittiğinde aglamistim. güzel deneyimdi benim için. titillarimi hiç unutmadım.
Patates tarlasindaki ugur bocegine benzeyen tuuruncu bocekleri toplayip yaniyormu acaba diye yakmamdir.

Evet yandi ve pis koktular.
elimdeki kablonun her 2 ucunu da prize sokmuştum.

aslında kötü bir amacım yoktu.
KüÇükken babamın deodorantını alıp Çakmağa sıkmıştım... Sonra alev adamım diye bağırırken giysi dolabımı yakmıştım. SonuÇ olarak bi sille yemiştim...
içi su dolu tencereye konulan kurbağa deneyi. tencere ocağa konulur. tenceredeki su yavaş yavaş ısıtılır. su tedrici surette ısınır ve kaynar fakat kurbağa kımıldamaz.bir süre sonra kurbağa şişer ve patlar.

her ne kadar bu deney, biyolojik bir deney gibi gözükse de aynı zamanda " kurbağanın değşime ayak uyduramaması" sonucuyla sosyal bir deneydir.

değişime ayak uyduramasan kurbağa gibi patlarsın.
parmak derisinden iğne geçirmek.. bugün olsa yapamam o yaşta daha cesur oluyor insan.. *
deney no: 749

konu: akvaryum ekosistemi

amaç: aynı akvaryumda büyük ve küçük balıkların bulunmasından duyulan rahatsızlık.

deneyin yapılışı:
şişman, çirkin ve patlak gözlü büyük balıkların mini minicik güzel kuyruklu balıkları yemesini engellemek gerekli görülmüştür. bu nedenle büyük balık fileyle başka bi kaba alınır. küçük balıkların olduğu akvaryuma bir kutu yem boca edilir ki çok çok yesinler hemencecik büyüsünler. sonuç: balıkların doyma hissi olmadığı anlaşılır zira o güzelim balıklar çatlayarak ölmüştür. çok üzülünür bide üstüne anneden dayak yenilir.

elimde kala kala tipini sktiğim patlak gözlü şişman balık kaldı amk.
peşetede fasulye yetiştirmece.
11 yaşındayken bir ağaçta reçine görmüş ve gidip bakınca altında büyük bir karınca yuvası olduğunu fark etmiştim. sonra bir bahçeye girdim ve reçine olan bütün ağaçların yanında karınca yuvası olduğunu gördüm. tubitak'a bir yazı yazdım. yazıda karıncaların reçine ürettiklerini keşfettiğimi ve reçineleri ağaca yapıştırarak ağaca zarar verdiklerini, karıncalar için özel bir reçine toplayıcı yapabileceğimi belirttim.

bir hafta sonra bana açıklayıcı bir teşekkür mektubuyla beraber yaklaşık on beş kitap gönderdiler. mektupta özetle şu yazıyordu:

"benim salak evladım. o reçineyi üreten ağaçtır. ağaç hasar gördüğünde kendini korumak için reçine üretir. ama sen böyle çalışmalar yapmaya devam et ki biz de sana kıçımızla gülelim."
hamam böceğini yakalayıp şırangayla arkasından kolonya doldurmak ve can çekişerek ölmesini beklemek. zor bir çocukluk geçirdim.