bugün

Komsuya alinan ekmekten artan bozuk paranin size bu zarif hafeketiniz karsiliginda mukafat olarak verilmesidir.
Annemin okula gelmediydi kuşkusuz.

Bizim zamanımızda anneler günde 2 kere okula gelmezdi. Iki küçük kardeşim vardı ve annem 3 4 ayda bir okula uğradığında sevindirik olur çıkardım.
mahallede ki boş arsada maç yapmak.
Bulduğun parayla bakkala koşmak.
tenis topu ile baseball oynamak büyük mutluluk veriyordu. Yine olsa yine oynarım.
Bayram harçlıkları.
Gerçi ben fazla hasılat yapamazdım, bi çekingenlik vardı eli öper masum bi kedi gibi gözlerine bakardım. Icimden hadi at şu eli cebe, hadi vermelisin deyip büyüklerimin insiyatifine bırakırdım.
Simdikiler öyle mi, cin gibiler verdigin parayı beğenmeyip yüzüne bile carparlar.
Ben küçük bir köyde büyüdüm geceleri annanemin yanından kaçıp buzağlarin yanına yatar uyurduk. Ah ah çok ozledim
okuldan geldikten sonra sobanın karşısına ayaklarımı uzatıp bir yandan ısınır bir yandan da çizgi film izlerdim nasıl hoşuma giderdi var ya.
Sabah 9 gibi kalkip hugo ve tolga abiyi izlemek. Hafifte serin olurdu hava girerdim battaniyenin altina millet uyayanana kadar izlerdim. Tv de sogukta calismazdi* uzerine bir seyler ortup hohlardim.:)

Cok ozluyorum o gunleri be.
çocuk olmak.
dertlerim minicikti. ertesi gün hallolabilecek kadar minicikti. babama söylerdim, anneme söylerdim. şıp diye hallolurdu.
şimdi başıma büyük dertler aldım. kime anlatsam ancak "hallolur sen merak etme yav" diye cevap alıyorum.
heralde küçükken çok sevimliydim de ondan mı dertlerim de sevimliydi?
okuldan gelince annenin çayın yanına patates kızartması.. sokaktan gelince eline salçalı ekmek tutuşturması. bayram sabahına yetiştirilen kalp desenli annenin ördüğü kazak.. bakınca hep annemin dahil olduğu mutluluklarım olmuş. canım annem..
çamura bile bile basmak.
bütün mahalle toplanıp su savaşı yapardık. zengin veletler su tabancalarıyla alt tabaka biz pet şişelerle teçhizatı hazırlayıp suları camiden doldurup sokak sokak birbirimizi kovalardık. kar yağdığındaysa işler daha da sertleşir kafa göz yarana, sırılsıklam olana kadar birbirimize kar topu atardık. sonrasında da ertesi gün için anlaşıp evlere dayak yiyip sobanın başında ısınmak için dağılırdık. masumduk işte, mutluyduk.
Hersey. Aglamak bile.
saklanbaç.
sabahın erken saatlerinde uyanıp teletabi ya da tom ve jerry izlemekti sanırım. hey gidi günler keşke hep o günlerde kalsaydık.
burnunu karıştırmak.
kesinlikle babaannemgile gitmemizdi ama baksana ortada ne babaanne ne dede kaldı.
Annemin elini tutmak onun beni koruduğunu hep yanımda olacağını hissetmek.
cumartesi sabahı tam 8.55 de uyanıp 9 da çıkan çizgi filmleri sessizce izlemek. şş çabuk annem duymadan.
(bkz: çöp tenekesinin başında topluca kalem açmak)
meybuz, taso, futbolcu kartları, ekşi sakız, patlayan şeker *
Denize gitmek. Çocukken akrabaların yazlığına gittiğimizde sabah 5te kalkardım heyecandan. Hemen balkona çıkar kontrol ederdim dalgalı mı diye.
Eline geçen bozuk parayla heyecanla bakkalın yolunu tutarak;
- eti cin
- meybuz
- cips
alıvermektedir. Hele ki cipsten Ash tasosu çıkarsa dünyalar sizin olur.