bugün

ilkokul yıllarındaki teneffüs aralarında yaramazlık, kızlara sataşmaca, arkadaşın kafasına çanta atma, ayakkabı saklama, camdan atlayıp geri gelme.. vb gibi yaramazlıkları yapmayıp; hiç ismini tahtaya yazdırmamış vasat insan tipidir. bunlar genellikle aile gazıyla lisede sayısalı seçerler. üniversite kazanırken de çok azı tıp falan kazanır. gençlik yıllarında ise neredeyse tamamı cemaatspor tarafından avlanıp yurtlara kapatılır. sonra cemaat tedrisatından geçerek vasatlığın kitabını yazacak dereceye gelir.

aslında çöpe atılmış koskoca bir hayattır bunlarınki. üzülüyoruz.
sınıf başkanının ta kendisidir.

bu gruba dahilim.
Tahtaya isimleri yazan piçin en yakın arkadaşıdır.. *
ayrı tutulması gereken biri vardır. kendisi sınıf başkanı olur milleti kargaşaya sokup büyük beyaz tebeşir elinde çarpıları atmaya hazırlar kendini.
ilerde en büyük psikopat olacak gurüh bence.
markette herkes kasiyere bağırıp içindekileri döker rahatlar. fakat en tehklikeli olan kimseye sesini çıkaramayan kasiyerdir.
ya da böle bişi işte. filmde duymuştum kullanıyım dedim o da tam oturmadı amk..
aynı zamanda adının yanına çarpı atılmayan tiptir.
ölümüne inek.
suya sabuna dokunmayan, bana dokunmayan bin yaşasıncı tiptir. gerçi okul anılarıma baktığımda bu vasat tipi kıskanmıyor da değilim. ortaokulda bir derste adım tahtaya yazılmış ve hatta çarpılarla donatılmış vaziyette ders öncesinde. başkanın da platonik aşığıyım ama hiç acımadan platonik aşığına yapıştırıyor çarpıları. hoca geldi sonra, tahtaya adı yazılanları tahtaya çıkardı birer tokat atıyor fakat lider olan bana elinin içiyle ve dışıyla tokatlar silsile halinde.

orospu başkan.
önlüğünün yakası hiç kopmamış, gömleğinin kol ve yaka düğmeleri asla açılmamış, lisede bile süveter giymiş tiptir.
ekserisi eczacı kalfası olarak yaşamını idame ettirir.
Ön sırada uslu uslu oturup öğretmenini bekleyen tiptir.

Büyüyene kadar hayat ışığı sönüp, bi an evvel evlensem sonra emekli olsam da ölsem, isimli hayali kurar.
eziktir o ezik. büyüyünce de evden işe işten 3 sap 2 bira içip eve dönen tiptir. bir tane kezbana kaktırırlar bunu evlendirirler buda mutluyum sanar.
Öğretmenlerin gözüne girmeye çalışan akıllı uslu tiptir. Namı diğer komşu çocuğu.
Benim bu. Sessiz sessiz uslu uslu dururdum. Bi boka yaramadı. Mal gibi yaşamışım amk.
Benim ismimin yanında hep 6 7 tane çarpı olurdu.
Oysa şimdi ne kadar da mazlum bi insanım.
Benim o çünkü hep başkan bendim *
Benim o kişi. Evet çocukluğum hep arka sıralarda silik bir tip olarak geçti. Kimileri gibi çok popüler değildim hiçbir zaman. Genelde ders çalışıp, ödev yapardım. Öğretmenlerimin sözünden çıkmazdım. Ama bu demek olmuyor ki çocukluğumu yaşamadım. Okul haricinde yaramazlık da yaptım, kavga da ettim, eğlendim de. Gayet normal bir çocukluk yaşadım anlayacağınız.
Şu anda ise o günlerimin mükafatı ile yaşıyorum. Güzel bir kariyerim, mükemmel gelecek planlarım var.
Ezik falan diye kendini avutanlar olmuş. Sen öyle san. Öyle sapla çöple işim de yok. Bayağı kopuyoruz yani. Esnek olmakla birlikte çok kısa bir çalışma sürem var. Bir aileyi çok rahat geçindirebilecek kadar kazanıyorum (-ki tek yaşıyorum).

Yani genelleme yapılmış burada da, diğer birçok başlıklarda yapıldığı gibi. Vasat olmayan bir hayat yaşamak için tahtaya adının yazılması veya yazılmaması şart değil. Bir de böyle aşağılar gibi... hiç hoş değil.
sınıf başkanları tahtaya hep onar onar yazardı. tahtaya rakamla bir yazmasını bilmeyen sınıf başkanınız varsa sınıf başkanınıza tahtaya rakamla bir yazmasını öğretin.
Kimseyi tahtaya yazip azar yemesine katlanamazdım o zamanlar da loser idik sadece istedigimiz sinifin sukuneti ve benim mecburen idare edişim.
Ben kendi adımı yazmıştım. Bir nevi seppukhu gibiydi. Ben sınıfın en kafası çalışan en düzgün davranan öğrencilerinden biriydim. Köy okuluydu. Öğretmen aynı zamanda okul müdüruydu. Beni işi olduğunda sınıfın başına bırakıp giderdi. Sen okuyorsun arkadaşlarına da öğret derdi. Bana da sezar gibi tüm yetkileri verirdi. Konuşan olursa öğretmene bir baş parmak hareketi yapmam yeterliydi.

Bir gün beni de sınıfa katılmış görünce bu ne hal demişti sen de adını yazsaydin tahtaya demişti hiç unutmam. 38 yaşındayım 30 yıllık hikaye hiç unutmadım. Allahtan sadece 1 yıl orada okudum yoksa ne anadolu lisesi ne üniversite mümkün olmazdı.
Çok geveze olduğumdan dolayı En az 50 defa yazılmışımdır. Öğretmenlerden dayak yeme sebebim hep bunlar oldu bunun dışında dayak yemeyecek kadar akıllı ve başka vukaatı olmayan uslu bir tiptim.
komşunun çocuğu.
yine bir piç erkek/efendi erkek versusu ile karşı karşıyayız.

efendi erkek kısa vadede ezik olabilir fakat uzun vadede karlı çıkacaktır.
Ben değilim,ben deli gibiydim çocukken o tahtadan ismim hiç eksik olmazdı,sınıf başkanı kankam olmasına rağmen genede yazardı nasıl bir ses yapıyosam artık.