bugün

bebeklerinizin daha hijyenik olması amacıyla oyuncak bebekleri çamaşır makinesini doldurup yıkadıktan sonra,bebeklerininzin kel kaldığını görmek.*
anne balık akvaryumunu temizlemektedir.balıkları çıkarır ve tencereye koyar ve tencerenin kapağını kapatır ve pişecek yemeğin olduğu tencerenin yanına koyar.sonra akıllı annemiz zaman kaybı olmasın diyerekten balık dolu tencereyi pişecek yemek sanarak ocağa koyar,bir-kaç dakika sonra mutfaktan dehşet dolu sesler gelir...
pasiflora içirip hafif * tüm gün kuzu olmuş çocuğu komuta etmek.
- pazardan alınmış adi plastik bebeklerin altını şişle delmek. (işesin diye bebek.)
- çok yaramazlık yapınca ( o ne lan) "bırakıp gidicem sizi" diyip kapıdan çıkıp saklanmak. ( psikolojım o yüzden böyle)
- külotlu çorap giydirdikten sonra bel lastiğinden kavrayıp sizi şöyle bi havaya kaldırıp, sallamak. yere koyduktan sonra da kuru göt diyip kıça şaplak atmak.
- nisanın ortasına kadar astronot kıyafetlerine benzer montla sizi okula göndermek. ( yeminle kollarım koltuk altından sonra yere paralel dururdu hep. indiremezdim. önlüğün içindeki kalın kazaktan bahsetmiyorum bile. ehe. )
- düdük makarnayı sulu boyayla boyayıp kolye yapmak. terleyip kolye boya verince de dayak atmak.
- arka bahçede olan fıçıya su doldurup "alın size havuz yüzün işte" demek. ( nihahahaha şerefsizim hala o tadı almam hiç bi şeyden)
- bebesini 10 kadar sayıyorum 10 da burda ol diyerek gaza getirmek.
- mahallede siz oynarken gelip dağılan saçı toplayıp "hıhhh de, sümkürrrr" diyerek burnu silip tekrar gitmek. ( valla deli)
- pazara gittiğinizde "ben şimdi şurdan patates alacam uslu çocuk ol beni burda bekle" diyip gözden kaybolmak. ( yazarım ben bunu)
- altın günlerinde sizi masanın üstüne çıkartıp lambada yaptırtmak. siz şooo raa misi foyyyy derken kahkahalarla gülmek. ( inatla 5 sene yaptırttı bunu. düğünlerin lambadacı başı bendım tabii tabii)
- ....
- ....

bitmez sürer bu.
(bkz: adaptör ısısından oyun oynama süresi tahmini)*
bacağınıza konmuş olan arıyı,sineklikle öldürmeye çalışmak.
- korktuğunuz için ağlaya zırlaya iğneciye gittiğinizde "korkma hiç acımayacak" derken elinizi sizden sıkı tutması, iğne yapılacakken kafasını çevirmesi, siz "ahh" dedikçe canınız yandı sanması ama elinizi sıktığı için bağırmış olmanız.

- diş hekimlerinden korkmamamız gerektiğini anlatması ama sallanan diş gördü mü affetmemesi. "bak uykunda kopar yerinden maazallah takılır boğazına" demesi başka çare kalmadığına inanmanızdan sebep ağzınızı açmanız. müthiş bir can acısı.
"bak hiç acımadı" demesi. (allahtan sonra akıllandık söylemedik sallanan dişi)

- evlenmek istediğinizi söylediğinizde "yaşın kaç başın kaç senin" derken terliği ıskalaması diğer terliği tam on ikiden vurması lakin tabakta pilav bırakınca pirinçleri sayması. (ne kadar pirinç o kadar çocuk hesabı)

- kızdığı vakit sürekli soru sorması, "cevap ver" dediği zaman konuşmaya başlamanız, başladığınız gibi "sus cevap verme bana" demesi.

- sokakta oynarken balkondan bağırması, duymadıysan ya da duymazdan geldiysen aşağı inip muhakkak ki kulaktan tutup eve getirmesi. yetmezmiş gibi diğer çocukları da evlerine göndermesi.(böyle bir gücü vardı evet)

- yapma dediği halde balkon parmaklıklarına kafayı sokma girişimleriniz nihayetinde becermeniz ama kafayı kurtaramamanız. yardım istediğinizde "iyi kal öyle aferin" demesi. (o yaşta o yanıtın tesiri fena olur, orada yaşlanacağım sanarsınız bir müddet)

- kızgınsa ve siz sürekli "anne" diye sesleniyorsanız ona " bana anne deme" demesi. ismiyle hitap ettiğinizde ikinci terliğe gerek kalmadan ilkini isabet ettirmesi.

- saçlar gür olsun ileride diye belirli bir yaşa kadar saçları erkek gibi kestirmesi.
(bkz: annelerin cocuk korkutma metodlari)
son raddeye kadar bekleyip panter gibi çocuguna saldırıp çimdirmek.
(bkz: güdümlü anne terliği)
tren vardı upuzun, rayları falan.
abimle kendi halimizde onunla oynarken annem de kuvvetle muhtemel temizlik yapıyordu ve ev işlerini yetiştirmeye çalıştığı için de oldukça gergindi.
yine geçinemedik abimle, o beni dövmeye başladı, ben de gücüm yetmediği için savunma silahım "çatal"ı cebimden çıkarmış orasına burasına saplıyorum.
tam bir boğuşma söz konusu.
sonra, annem kendinden hiç beklemeyen bir sakinlikle geldi, biz boğuşmaya devam ederken treni aldı, havaya kaldırıp yere fırlattı, parçalanan trenin(ki hemen parçalandı, o zaman da made in china diye bir şey vardı demek ki) üstünde 2 etap zıplayıp iyice parçaladıktan sonra aynı sakinlikle gitti ve işine devam etti.
biz mutlu olduk abimle bağırmadı diye, şimdi anlatıp anlatıp kopuyoruz.
saftorik çocuğun balıkgillere olan düşkünlüğünü fırsat bilip beyinmiş ciğermiş dalakmış v.s. pislik şeyleri balık diye çocuğuna yedirmek. olay, çocuğun beyin gelişimi sonunda 'Anne bu balığın neden gözü yokki?' sorusuyla son bulur.
veli toplantısına geldiğinde beden dersinde boy sırasında olan kaptancağızın yanına usulca yaklaşıp ayakkabı bağlamak. o yaşta ayakkabıları bağlamak sümsüklük göstergesiydi. bi de gelip anne bağladı. dublelendi.
cocugun kaka yapması ve annenin altını degiştirmesi. bu normal gibi geliyor ama ilerde kız arkadsınızın yanında bunu anlatması baya yarıyor. harbiden de yarıyor yani.

(bkz: oeh)
doğduğu andan itibaren 6 ay olana kadar uyumayan çgçg'nin uyku problemine, anne çgçg'nin bebeğe rakı * içirerek çözüm bulmaya çalışması. bununla da yetinmeyip pamuğa damlattığı rakıyı mayışıp uyusun diye çgçg'nin körpe bedenine sürmesi. kafası trilyar olan çgçg'nin 10 saat kesintisiz uyuması.
terlik fırlatma olayı. gerçekten yarar, kafa yarar.
pazara giderken eve kitlemeleri.

şimdi anlıyorum da nereye bıraksın kadın bırakıcak kimse yok. yanında götürse durmayacak tezgahların altına girip çıkacak kaçıp kaybolacak çılgın çocuk...
leğene su doldurup bıcı bıcı yaptırması.
Sinirlenmesi, sonrasında terlik fırlatması.Sizin eğilmeniz ve daha çok sinirlenmesi 2. terliği fırlatıp kayınvalidesini vurması...
çocuğu uyumadığında, ayakların yatırıp kafasında anatomik bozuklar oluşacak şekilde sallanması. Bir de düşmesin diye, göğsünü hafif tutarlar.
kendi tabağındaki peyniri bitiren ablanın küçük kız kardeşin * peynirini almak istemesi bunun üzerine küçük kız kardeşin ablanın eline çatal saplaması..*
mutfakta dibi tutmasın diye pudingi karıştırırken arkadan gelip bir tahta kaşıkla kafanıza vura vura

- tak tiki tak tiki

demesi gibi olaylardır .
-banyo yaptırırken keseyle uvalıyormuş gibi yapıp çocuğu haşat etmesi.
çok feci bir banyo faslıdır. normalden daha sıcak su ve iyice sabunlanmış lifle sürtülen vücut, kilo vermişçesine incelir. ayrıca üç kere sabunlanıp bir kere şampuanlanan saç ahenkle dans etmeye takatsiz kalır.
-bebeğini omzuna oturtup eğlendirirken, kapıdan geçmeye çalışması. zavallı bebeğin kafasını taksirle kapıya çarptırması.
-emekleyen bebeğinin bezli poposuna sevmek maksatlı bir şaplak atması. bebeğin de burun üstü yere serilmesi. **