bugün

eskiden bir ev bir de iş telefonu vardı. arayan aradığını ya evde ya işte bulurdu. sonra teknoloji gelişti. her insanda bir telefon devri başladı. bu ilk önceleri insana sonsuz mutluluk, sonsuz özgürlük hissi verdi. sonra aslında hiç de sandığı gibi olmadığını anladı. telefon artık 50 derece sıcakta teri paçasından akan erkeğin boynuna takmak zorunda olduğu kravat gibiydi. özgürlük verici sanılan şey tüm "özgür alanlarını" yok etmişti. her an her yerde hatta tuvalette bile ulaşılabilir durumda olmak özgür insanın mutluluğunun yerine mutsuzluk koydu.
bu da yetmezmiş gibi bazı operatörler o sonsuz iletişim aygıtı açık konumdayken arayanlarına "aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar arayın" mesajıyla taşak geçer olmuştur. ya ben var ya sizin o teknolojik aletinizi monte ederim her arayana osuruk gönderirsiniz mesaj niyetine. te allam ya.

tanım ise, teknolojik cilve insanı bunalıma sokar.
edit:imla
insanların şehirlerde gittikçe daha sıkışık ve kalabalık bir hayat yaşamalarından dolayı bazı özgürlüklerin kaybolması. misal ben yaşlardaki bir çok çocuk sokakta rahatça iki taş bulup arkadaşları ile top oynayabilirdi şimdi insan ve araba kalabalıklığından ne mümkün. yine aynı şekilde internet ve tv çok iyi bir öğretici olmalarının yanında başka insanların yüksek hayat sıtandartlarını da görece düşük insanların gözüne gözüne soktuğundan sadece kendisini bilip kendi yağıyla kavrulup mutlu olmalarına da imkan bırakmadı insanların. köy yerinde bile stres yaşıyor insanlar artık.
bolluk dediğimiz şeyler, aslında kolay ulaşım anlamına geliyor. ikili ilişkilerden tutta, insanın şahsi arzularını yerine getiremek için cebinde olmayan parayı harcamasına kadar(kredi kartı) herşeye kolay ulaşılıyor. kolay elde edilen şeylerin kıymeti maalesef olmuyor. psikolojik bir durum sanırım.herkesin hayatının içinde vardır bu sendrom. bunalım sebebi bir zamanlar insanların kendi başına açtığı dertler iken, günümüzde kurulmuş sistem direkt olarak herkesi bunalıma sokucak birşeyler buluyor.
inanç eksikliğidir.
tayyip, melih gökçek, akp yaptırımları, akp yalakaları.
can sıkıntısı olabilir. ekmek elden su gölden tabi zamanın gençlerinde. her şey ellerinin altında olduğu için kafaya "ay cenk beni niye beğenmiyooo" gibi şeyleri takıp bunalıma giriyorlar.
not: hepsi için geçerli değil.
insanların bireyselleşmesi ve herkesin ben kendime yeterim kimseye ihtiyacım yok havaları yüzünden çığ gibi büyüyen yalnızlık.
*bir türlü halinden memnun olmamak. sık sık görüyorum bunu, insanlar şükretmeyi unutmuşlar.
*sonu olmaya bir boşlukta olmak.
platonik aşk.
Allah sızlık ve Muhammed sizliktir.(S.a.v)
Muhabbetten Muhammed oldu hasıl
Muhammed'siz muhabbetten ne hasıl?
Minibuste acilmayan camlar..
bir türlü oluşmayan şartlar, maneviyat yoksunluğu.
bu çağda yaşıyor olmamız iyi bir sebep bence.
her çağın bunalım ve buhran sebebi "güçtü".

bu çağda güç "para".

amk para.
inançtan uzaklaşmak.
- facebook' taki arkadaş sayısı, paylaşımların beğenilmemesi endişesi.
- ahlaksızlık.
- cinsel ve duygusal ilişkilerin hayvansal kavramlara dönüşmesi.
(bkz: namusu bacak arasında aramamak)
- inanç.
- teknoloji.
- maddi gelir endişesi.
Sevgili, sevgiliden ayrilmak, yeni biriyle bir iliskiye baslamak, yeni biriyle tanismaya calismak, kisacasi manita olaylari insani bunalima sokar.
yüksek hızlı haberleşme.
teknoloji.
diğer insanların hayatları hakkında kolayca fikir sahibi ve haberdar olunabilmesi.
çok uzağa gitmeye gerek yok, en kolay örnek olarak facebook'ta bir elindeki mojitosunu koyacak yer bulamazken diğer elindeki iphone'u ile havuz başında tatil fotografını koyan birini gören başka biri aynı mutluluğa sahip olamadıgı için kendını depresif hissedebilir, hissetmektedir. şükürsüzlük, tatminsizlik, tüketim çılgınlıgı ve sosyal bir statü için yapılan tüm hedonist davranışlar bunun ürünüdür.
teknoloji ve artan refah.
twitterda azalan takipçiler.
facebookta beğenilmeyen fotolar.
ve yine güçlü bir bunalım sebebi olarak 00.00 da facebooktan kutlanılmayan doğum günleri.
* *
Ekonomik nedenlerden kaynaklanır.
Huzur kaçıran mülteciler.
bilginin çoğalmasıdır. insanlar öğrendikçe mutsuz olurlar . o mutlu olan kişiler mi , onlar öğrenmeye kapalı.