bugün

Bir şeyi kendisi için yeter bularak daha çoğuna gerek görmemek.

(bkz: elindekiyle yetinmek)
sevmek yetinmektir aslen,
ama yetinmek sevmek değil:
sevdiğin birisiyle yetinebilirsin
ki bu güçlü yapar...
oysa birisiyle yetiniyorsan
onu sevmiyorsun demektir
ve iki zawallı yaratırsın...
aşk ile yanyana gelince fazla "premature" olan şeydir.

"aşığım derken laf değil,
güzaf değil.
aşığım derken gerçek.
aşığım derken "bencil".

kötü bir aşığım belki de. mutluluğu az, şüpheyi fazla veriyorum. üzgünüm, ama -belki de- hiçbir zaman düşündürdüğüm şey tam olarak -gerçeği kadar- rahat ettirici olmuyor.

aşığım.

sana sarılmak,
seni koklamak istiyorum.

yetinmiyorum.

sen konusunda "yetinmeyi" reddediyorum. zaman ya da mekan; derinleşmek ya da ilerilerine gitmek...

her şeyini istiyorum, her şeyimle arzuluyorum."

demiş yazar.

(tarihi belirsiz bir metin dosyasından)
elinde çokokrem varken "nutella isterim ben" diye tutturmamaktır.
(bkz: iktifa etmek)
daha fazlasını istememektir.
(bkz: yetinmeyi bilir misin)
(bkz: aşkla yetinmek)
Yetinmek! tıpkı bir çocuğu mutlu eden dondurma gibidir.. Tatlılaştırır size soğuk gelen orantısızlıkları.
"insan, başka beklentileri karşılanmadığında var
olan mutlulukları da yok edebilen bir hayvandır. bir
şeyler olur. başlangıçta her şey güzel de gidiyordur.
ama yetinmezsin. yetinemezsin çünkü yetinmek
senin hayvansı doğana aykırıdır. hep bir fazlasını
istersin. ve bir yerden sonra karşındakinin veremeyeceği şeyleri istemeye başlarsın. doğal
olarak karşındaki veremeyeceği şeyleri veremez.
sonra sen durumun yarattığı hırçınlıkla istediğin
şeyden vazgeçmek yerine dehşet verici bir
bencillikle ısrarını sürdürürsün.
sonuç : daha önce elde ettiğin küçük mutlulukları da kaybedip yalnızlığa gömülür ve orhan
gencebay'a sığınırsın. "*