bugün

nejat alp şarkısı.

yaşıyor muusn, yaşıyor musun
nerdesin sevgilim, yaşıyor musun..

ne selamın geldi ne haberin
nerdesin sevgilim yaşıyor musun

unutmam demiştin veda ederken
nerdesin sevgilim yaşıyor musun

yıllar geçti hala görüşemedik
diz dize oturup, dertleşemedik

gelecek günlerden söz edemedik
nerdesin sevgilim yaşıyor musun

ne rastlayan olmuş ne de bir gören
nerdesin sevgilim yaşıyor musun

dönerim demiştin, yemin etmiştin
nerdesin sevgilim yaşıyor musun

yılar geçti hala görüşemedik
diz dize oturup dertleşemedik

gelecek günlerden söz edemedik
nerdesin sevgilim, yaşıyor musun?

(alın teri bebeyim)

http://www.youtube.com/watch?v=vjx1gLgN6c0&feature=related
trip atacak sevgili mesajıdır. cevap verdiğiniz taktirde hemen arkasından trip gelir.
eğer böyle değil ve öldüğümden şüphe ediyorsan araman gerekli, mesaj atmak neyin nesidir diye beni sinir eden sorudur.
- yaşıyor musun
- yok hayır, öbür tarafta vize işlemleriyle uğraşıyorum.
(bkz: yaşıyor musun sen diyen potansiyelli genç)
iki üç gün haber alınamadığında arkadaşlardan da gelen trip şeklindeki mesajlardır. Bazen arkadaşlıkla sevgili olmak arasındaki çizgiyi anlamakta çekiyolar sanırım.
bir orhan veli şiiri.

--spoiler--
Takmaya çalışırken kuyruğunu
Birlikte yaptığımız şeytan uçurtmasının
Görürdüm çırpınırdı ufacık kalbin.
Hatırımdan bile geçmezdi
Sana duyduklarımı söylemek.
Acaba hala yaşıyor musun?
--spoiler--
+nasılsın.

-yaşayan birine sor.
Gördüğümde beni sevindirmiştir. 'Musun' soru eki yazım kurallarına uyularak ayrı yazılmış ya ölsem de gam yemem.
Hala ergenlik safhasını atlatamamış bir arkadaşın sürekli kullandığı hededir. Hayır liseden beri aynı kalıp, düzelt artık kendini değil mi?
bir adet mal beyanı.
Hayır
Ben
Oldum. .
diğer taraftan internet çekiyor yalnız yurtdışı tarifesi kapat kapat ben sana işaret yollarım mum falan söndürürüm aeo.
Bir soru evet.

Belirti göster.
Her kış olduğunda arabaşı yutarken “evet, ben yaşıyorum.” Diye hissettiğim zamanlar dışında cevap veremediğim durum.
durumden domatesleri ayiklayan dengesiz bir arkadasim vardi.
hem durumu domatesli isteyip hem ugrasip cikarirdi her isirikta.
bir gun dedim ugrasma sununla igreniyorum savunmaya bak domatesi sevmiyorum ama suyunu severim guzel oluyor.

geri zekali.
Kabuksuz domates seviyor belli ki. Tam bir zevk adamı keyif pezevenkliği. Nerden bildiğimi asla sormayın
domatesi tamamen cikariyordu. vermis oldugu islakligi seviyormus.

beni sevmeyip olmayisimi sevmek gibi.
ben gidince istedigin kadar benim olmayisimi yastigimi oturdugum sandalyemi sev.

kendimi domates gibi hissettim.
istenmiyorsun ama hissiyatin seviliyor.
Karanlık diyarlarda geceler boyunca yürüyorum..
Meşru olmayan bir resim kadar boş ruhum, sesi yankılanıyor tane tane yalnızlığıma..

Oysa hayatın baharında ,sonbahar rüzgarlarında düşüyorum boşluğa..

Yaşıyor muyum, kısmen..
Nefes alıyorsam yaşıyorumdur.

Benim için konu bundan ibaret bir süredir.
Bir zombi kadar canlı ve hayat doluyum.
Uzun zamandır görmediğim ve geçen gün karşılaştığım birinin yavşak sesi ile okudum gayri ihtiyari bunu: "yaşıyor musun sen ya?"
Tüyler diken.

Bu sorunun bana göre, "bir ara görüşelim" samimiyetsizliğinden farkı yok.

- yaşıyor musun sen ya?
- yok, seni görmeyince kahrımdan öldüm.

Yine sabah sabah gerginim niyeyse. Acilen üstüme meditasyon, mindfulness, ne varsa atın.
yaşamıyorum dersem yalan olur ama yaşıyorum dersem de doğru sayılmaz. Dışarıya, çevremdeki arkadaşlarıma karşı kendimi çok yüzeysel hissediyorum. Konuştuğumuz, ettiğimiz, yaptığımız beni hiç tatmin etmiyor. Ya aslında tatmin olmak gibi basit bir kelimeyle ifade etmek hoş değil. Neyse buralarda eksik bir şeyler var. Belki havalar daha da soğursa ve o soğuğu yersem göğüs kafesimdeki o garip sıcaklık diner.
uzun süre görüşülmeyen kişilerin aniden yazdıkları samimiyetsiz cümle. yok senle konuşmadım diye öldüm. yaşamıyorum yok senle konuşmam lazımdı illa yaşadığımı belli etmek için.
Yaşamak denilirse tabi az moraliniz bozulsun yaşıyoruz bu hayatı.
“Soluk alabiliyor, yiyebiliyor, içebiliyor, uyuyabiliyordum. Bunları yapmamak zaten elimde olan bir şey değildi. Ama yaşamıyordum, çünkü gerçekleştirmeyi mantıklı bulabileceğim hiç bir arzum yotku.”

Tolstoy.