bugün

eski diziler,eski günlerde bahsedilince.
milletin hitap şekli.
dışarıda geçirilen vakit azalır,
uyku saati artar,
gençlerle muhabbet azalır,
hobiler değişir, fikirler değişir vs.
yaşlılık her zaman belli eder kendini.
artık koşunca kalbimin sıkışması.
anne ve babanın yüzüne bakıp onlara sonsuz merhamet duyduğun anlardır. küçükken onların sana göstermiş olduğu merhametin aynısı. onları daha fazla sevmek ve öpmek için yardım etsin yaradan. amin.
(bkz: diablo ii)
şu oyun çıkalı 16 yıl olmuş daha ne yaşlılığı. ölmüşüz ağlayanımız yok...
Milletin abi demeye başlaması.
Kardeşimle gittiğim alışverişte onun annesi sanıldığım an. Cahil tezgahtar. O gün bugündür her hafta gidip onlarca şeyi deneyip o sinsi gülüşümü fırlatarak "ah ben birde diğer mağazalara bakıyım." deyip çıkıyorum.
Kuzenler büyüdü bebiştiler.
nedense her an her dakika böyle hissediyorum. dakikaları sayıyorum sanki.
Yaşlandığınızı hissettiğiniz anlar, iyidir; ihtiyarladığınızı hissetmeyin!...
Yöneticimin kızı bana teyze dediği an daha 25 indeyim.
henüz yaşlanmamışken dahi yaşadığım anlardır. bugün ilkokuldaki yakın arkadaşımın küçük kardeşini gördüm yıllar sonra, o harçlıklarına çöktüğümüz minik bebe büyümüş eşşşek kadar olmuş. hüzünlendim birden, keşke geri dönebilsem o kaygısız yıllarıma.
Elimde büyüyen, kendisini yürütmek için elinden tuttuğum yeğenimin geçenlerde gelip hala ben bi çocuktan hoşlanıyorum dediğini duyduğumda hissetmiştim öyle. Devrik bi cümle oldu sanki. Olsun.
hayatta yaptığım, başardığım çok az şey olduğunu farkettiğim an. hayalim kalmadığı an.
dışarı çıkmak için bahaneler ürettiğim anlardır. artık evde oturup dinlenmek istiyorum. halbuki çıksam sosyalleşsem falan çok iyi. fakat beden yorgun. işte bu an anlıyorum artık o genç beden yok.
Görev aldığım sınavlarda öğrencilerin doğum tarihlerine baktığım an.
şuandır. arkadaşlar pub a çağırıyor ama benim tek hayalim pineklemek. ruhumun cildi kırışmış vaziyette.
eskiden bıkmadan yapılan şeyler için artık heves bulamamak.
insana garip eden anlardır. Bugün jandarma astsubay myo'nun başvuru kılavuzunu inceliyorum. Bi baktım 1995liler ve sonrasında doğanlar başvuru yapabiliyormuş. Başvuru yapacağımdan değilde ben kendimi 17-18 yaşlarında hissederken 2 yılla kaçırmak koydu yani.
- 25 yaşı doldurduğumdan beri bunu her farkettiğim an. 25'ime kadar 'büyümek' derdim, şimdi çok hızlı geçmiş zaman yaşlanmanın başlangıcındayım diyorum.
- Masamın üstünde duran çocukluk fotoğrafıma baktığım bir diğer an. Küçücük, masum ve mutluluk doluydum deyip, biraz hüzünleniyorum. Şimdi o kadar neşe dolu olamıyorum.
- Bir diğeri de aynaya bakıp alnımda derinleşen 2 çizgiyi gördüğüm an. Yaşlanıyor olduğumdan artık emin oluyorum.
hani daha iki gün önce dinlediğimiz,

"oynama şıkıdım şıkıdım-tarkan", "benimle oynama-burak kut", "gel yanıma sarıl yeniden-çelik" gibi şarkılar,

şimdilerde "nostalji" adıyla yayınlanıyor ya programlarda...

ben de onlara bakıp "1997 mi, yuuh daha dünkü şarkı lan bunlar" diyorum ya,

işte o zaman anlıyorum.

size de oluyor mu bu?
emekliliğin giderek yaklaşması. emeklilik planlarını yapmaya başlaman.
bu sene lise 1 e başladım. ortaokul bebelerine baktıkça yaşlandığımı hissediyorum. hey gidi günler hey.
arkadaşların evlenmesi.