bugün

bulutlarda saklı ruh halinin gümüş rengine dönen gün ortasında yağmurdan önce ve yağmurdan daha sert yeryüzüne çarpmaktır. ayakları yerden kesilmiş ve arşa uzanmaya çalışan sevdaların birikintileridir. en kuytu birikintilerimizden buharlaştık. dünyayı en yüksekten görenler olduk ve gördük gökyüzüne bakmasını bile bilmeyen ritmik ve monoton koşuşturan insanları.

bu biriken sevdalarımız yere düşsün istedik, bulutlar yok olsun ve heyacanlı çocuklar ay ışığında saklambaç oynasınlar diye.

sen sevgili; sen olasılığı yüksek denizlerle bedenini birleştirirken ben en sert kayaya çakıldım, ve hepinizden önce düştüm.