bugün

bu sesin gerçeğini 10 gün boyunca duyamayınca gerçekten çok kötü hissediyorum. çoğu insanın aksine yağmurun yağması havanın bulutlu olması beni mutlu, güneşli olması hüzünlü yapıyor.
fışfışfoşurfışırlıkırtık.
haziran günü havanın buz gibi olup insanı hasta eden yağmurdur.
Şu yağmur sesi kadar içimi rahatlatan pek az şey var. Bir fincan kahve, müthiş bir yağmur sesi, açılmış bir film kendini sıfırlamak için daha iyisi ?
http://rainymood.com/
her haliyle güzeldir. Ancak şu hali ayrı bir güzeldir:
Kendinize bir parkur çizmiş sırtınızda ekipmanınız, 15-20 km yürümüşsünüz. Ağaçların arasına çadırınızı kurmuş kuru yakacak toplamışsınız. Ateşte yemeğinizi ısıtmış çam iğnelerinden çayınızı demlemişsiniz. Tam sigaranızı yakmışken atıştırmaya başlamış. Geçmişsiniz çadırınıza. Çadıra vuran yağmur damlalarının sesi, mis gibi kokusuyla çam çayınız ve elinizde sigaranız. Ağlamıyorum gözüme dinginlik ve huzur kaçtı.
dün olduğu gibi bu gece de duyduğum ses. ağustos ayında bir başka güzel.
Tek kelimeyle huzur.
başladığı an evdeysem, uykum yoksa bile hemen yatağa girerim.
önce bir parlar karanlık , sonra da gürler ,
kocaman bir adamın bir çocuğu azarlaması misali..

korkunçtur ilk başta, böyle yaşamdan soğutur gibi ağlatır bulutlar sevgilerini,
ama aslında huzurludur,
tabi aşkı hatırlatan bir kumar gibidir bu an..

savunmasız kalırsan aklını çeler , gönlüne girer,
ıslatır seni..

kalbinden başka yerlerde ararsan da dalar gidersin uzaklara,
bulamazsın..

seslerin her artışında camın kenarına oturup damlaları sayarsın,
unutursun , unutmanı sağlar tüm zaman..

arzuların hayallere kavuşur,
umutların bilinmez kalır,
sadece bu mükemmel doğayı seyre dalarsın ..

tanım: dinleyeni pişman dinlemeyeni bin pişman eden , doğanın haykırışları..
Olsa da son ses dinlesek dedirtir.
Sesi insana huzur verir, toprağa değdikten sonra oluşan kokusu yaşama sevinci verir adeta.
insanı dinginleştiren doğa melodisi.
Dinlendirici bir ses.
sesi, görüntüsü ya da romantizmi... yağmur ve yağmura dair ne varsa evveliyatını sikeyim.

iç karartıcı, bulanık hava ve pis bir ıslaklıktan başka bir bok değil.
Şebnem ferahın yağmurlar parçası eşliğinde cam kenarından izlenmesi gereken tabiatın insanlığa armağanı.
Yağmurun sesiyle su hanımefendinin sesini birbirine karıştırıyorum. Çok güzel oluyor.
Şu şarkıyı Azra Akın söylüyor sanıp da dinlediğim yıllara gidiyor aklım.

Üç beş yıl öncesine.

Daha bir güzelleşiyor yaşam, kısa süreliğine.

Uzaklaşmaya ihtiyacı olan insanın uzaklaşan her şeyin arkasına takılma isteği?
Selam ben de Hüseyin.
Bir sarkıya tutunmaya çalışıyorum

Edit: kız şarkıyı buraya koymayı unutmuşum ya:d yağmur var istanbul'da, bölünmüş ekranda da şarkı çalıyordu. Ben de entry yaziyordum. Sanki bir an siz de dinliyormussunuz gibi olduysa demek.

Hadi bil bakalım şimdi hangi sarki
Kağıt havlu kartonunu alın
içine çapraz şekilde biiiiir sürü kürdan sokun
içine leblebi dökün

Gayet güzel oluyor.

Patenti benim ilişmeyin.
Yağmurun sesi tek başına bir şey değildir. yağdığı, çarptığı, çiselediği yere göre çıkarır tınısını.
Mesela bir barakayı sarmalayan brandalara, ya da fakir bir semtin ahşap evlerinin plastik sundurmalarına.
Yağmurun sesi garibanlığA hep daha yakındır.
Bir plazaya gelmez mesela sesi, camları tırmalamadıkça. Asfalt ve betona boğduğumuz şehirdelerse katılaşmış çimento ve zifte dokunup kalır sadece; bir su birikintisine yağarmışçasına.

Ama yağmur en çok, tek göz bir evin damından sızıp gelerek bacanın arasından sızıp; şıp şıp diye eski bir yoğurt kabına yağması ile çıkarır sesini.

Acizliğe. Yokluğa. Garibanlığa yağan yağmurun sesi ile; bize yağan yağmurun gürültüsü aynı şey değildir.

Çünkü yağmur sesi, hayatını nasıl yaşadığına göre herkese kendini farklı dinletir.
şehirde değilde doğada, insansız-araçsız bir ortamda terapi gibi gelen ses.
insana pencereleri kapattıran kulak tırmalayıcı bir ses.
Ruhun bozuk akordunu tamir eden ses. Bu sesi aşağılamak için insanın ruhunun davul ya da zurna olması lazım. Akordu bozulan ruhumuza tamirci yağdıran rabb ne güzel bir rabb. Teşekkürler göklerin kralı.
Hayalimdir
Afrikanin balta girmemis ormanlarinda bi cadirda cay sigara icerken yagmur tanelerinin cadıra vurup o sesi dinlemeyi.
aşka davet eder.

muazzez ersoydan gelsin: yağmurun sesine bak aşka davet ediyor.
(bkz: çiş getiriyor) bu yüzden nefret ediyorum sesinden.