bugün

6 yaşındayken demir salıncağa çarpmıştım dizimin hemen altını, hala izi duruyor.
10 12 yaşlarındayken paten kayarken popo üstü düştüm taak diye.bi ay oturamadım zaten ayaktaydım ya kendini bi yerlere bırakıyor oluyordum yanda yatıyor. ve hala etkileri belimde ve boynumda devam ediyor!
Kaloriferin önüne paspas seren babaannem ve kayıp kafayı yaran ben.
Futbolcu kartları, tasolar, cheetos un yeşil topu.
jetonlu atari salonları.
bütün gün sıcakta gezip akşam üstü bir izmir esintisinde en yakın arkadaşla kola alıp içmek.

20 yıl sonra da aynı arkadaşla rakı masasına oturuyor olmak.
tahminen 7 yaşındayken yağan yağmur altında kollarımı açmış gökyüzüne doğru bakıp dönüyordum. sokak ortasında tek başıma hem de.. bu müthiş bir duyguydu sonrasında annemin bağırış çağırışlarıyla kendime gelmiştim tabi, ee haliyle sırılsıklam olmuştum. şimdi 21 yaşındayım aynı çılgınlığı o günden sonra bir daha yapamadım, bir daha ki yağmura artık..
Bir de yağ satarım bal satarım vardı. O zaman bu neşeli bir şarkı gibi gelirdi bana, bize ama şimdi fark ediyorum. Satan kişi hem ustası ölmüş diye yağ satıyor, bal satıyor, hem de on beş liraya ustasının kürkünü satıyor. Bunu neden yazdığımı bilmiyorum ama o kadar da masum bir şarkı değildi bence.
okuduğumda biz aslında az yaralanmışız dediğim başlık. ilk okul 1'de 2 kere başım yarılmıştı, gerisini hatırlamıyorum ama mutlaka vardır.
hiç bisikletin olmaması.
arkadaşın olmaması.
büyüyene kadar aynı evde kalmak.
ve aktivite yani değişiklik olarak arada balığa gitmek.
"paranın kalanıyla sakız alsam olur mu?" cümlesi.

hey gidi günler. şimdi para üstüyle villa alınıyor. garibanlığın gözü kör olsun!
yazlıktan arkadaşımın kuzeni bana aşıktı ve kulağıma fısıldayarak benimle evlenir misin derdi bende çığlık atardım. düşündüm de çok salakmışım.
şerefli, onurlu insanlar. aklımda kalan ve özlediğim yegane şeydir. şimdilerde heryer yalaka, düşünmeyen, algıla zorluğu çeken insanlarla dolu. şimdi bu insanlar azınlıkta ne yazık ki. sesini çıkaran da baskı ve tehtid ile susturulmaktadır. varsa şekliniz kasımpaşa'ya bekleriz demedikleri kaldı bir tek. onu da derlerse saygıda kusur etmem.

(bkz: o kadar düşmezler değil mi)
Paranın üstüyle bişeyler almak için ekmek almaya koşa koşa gitmek.
şehir bombalanıyorken patlayacıların basıncından dolayı camlar patlamasın diye o soğuk havada babamın camları açık tutması ve annemin bizleri günlerce evin bodrumundan çıkarmaması. uçakların sesine ve patlayan bombalara o kadar alışmıştık ki.
kuzenimin beni balkondan aşağıya itmesi.

henüz 5 6 yaşlarındaydım ve kalkıp eve geri yürüdüm.
çok küçükken hayali bir kahramanım vardı, her an yanımdaydı. Baya baya konuşuyorduk. *
Hatırlıyorum, uçurtma uçurduğum yüksek tepeyi
Hatırlıyorum yüzümü okşayan rüzgarları
Ve annemin yemeklerini.
8 köseli kasketin bana cok ilgi cekici gelmesi ve ona işeyip yaşlı amcanin taktigini gorup gulmek cocukluk iste.
Ameliyathanenin soğukluğu.
Evin içinde abim ile koridorda futbol oynardik. Bu güzeldi ya.
mahalle bakkalından cips almaya paramız olmadığı için yoldan topladığımız gazoz kapaklarını taşla ezip taso niyetine oynardık.
genelde sarıkız maden suyu kapağı benim favori atak saldırı kapağımdı hemen hemen 4 poşet biriktirdiğimi hatırlıyorum. bi ara ise hint dövüş horozlarına merak sarmıştım. bi akşam yemeğinde horozum clara'nın önüme gelmesiyle hint dövüş horozu maceram son bulmuştu o ayrı.
yukarda allah var ve herseyi gorur cumlelerini cok yanlis anlayip binalarin bacalarini allah zannederdim. evimiz en ust kattaydi ve haliyle hep bacalarla goz goze gelince uslu olmaya calisirdim allah bana kizmasin diye. true story.
Yumiyum,
Tipitip,
Leblebi tozu,
Ellerimi bırakıp bisiklet sürme uğraşı,
Hepsinin gerçekleşeceği kesinmis gibi onlarca hayal kurup bunları bi deftere not etmek.
Ah sözlük ah.. Küçükken annemin lahmacun yaptırdığı akşamın ertesi sabahı erkenden kalkar, küçük adımlarla mutfağa gider kahvaltıdan önce lahmacun yerdim. Heralde şu hayatta yerken en zevk aldığım şey dolaptan çıkmış bayat lahmacun. Bu arada hala aynı hareketi yapıyorum. (bkz: tebessüm eden emoji) (bkz: bazı şeyler değişmez)
her sabah horozlar tarafından uyandırılmak

teyzemin harika ötesi şehriye çorbası

dedemin küçük ama işlevsel köy bakkalı

2 torba toybox ve toto oyuncağı

1 yıl gata da yatmak

1. sınıfta aşık olduğum kız 'elif'

asmalı konaktaki seymen ağayı izleyip siyah boğazlı kazak giymek

peynir ve zeytin yememek

piç sokak arkadaşları

orospu çocuğu mahir

şehrin bir ucundaki okul

askeri disiplindeki ingilizce hocası

burnumun boydan boya yarılması.