bugün

küçüklüğümde savaş uçağından aşırı derecede korkmamdır. dışarda tepemden savaş uçağı geçtiğinde nerede olursam olayım eve kaçardım. annem ne oldu diye sorduğunda ise uçak geçti bomba atacak derdim. şirin bi ege kasabasında yaşıyordum, bomba,uçak nedir allaha şükür bilmem. bunlar aklımda büyük ihtimalle haberlerden falan kalmış olmalı ki bende böylesine büyük bir korku yaratmıştır.

edit: ayrıca karanlıkta kaldığımda kör olduğumu sanmam da onlarca çocukluk fobimden sadece ikincisidir efendim.
karanlık. adrenalin patlaması ve bilinen bütün ayetlerin okunması. çok şükür bu fobiden kurtulup ateist oldum. allahla benim aramda kimseye hesap vermek zorunda değilim gibi hissediyorum.
okulda ki kantin kuyruğuydu.şimdi ki yeni yetmelerin iphone fobileri var.ucuz telefonla insan içine çıkamıyorlar.
kapalı alan ve karanlık.
şimdiyse karanlığı, aydınlıktan çok severim.
Karanlık.
palyaçolar. gerçi hala korkarımben hiç büyüyemedim.
Yatağın altında ayaklarımdan beni tutup cekmmek için bekleyen kötü yaratık. ( iyi yaratık da vardır)

Tuvalete giderken arkamdan geldiğini düşündüğüm yaratık.
annemin ölmesiydi.

annem hastaydı, epilepsi hastası, halen kurtulmuş değil.
her bayıldığında öldü sanırdım, çocukluk işte.
hatırladıkça gözlerim dolar.

insan zamanla alışıyor.. çok şükür artık bayılmıyor ilaçlar sayesinde,
ama bu hastalığıyla pek çok şeyde soğuk kanlı olmayı, soğuk kalmayı öğrendim.
ve annenin kıymetini.
Bir program vardi atv de.sicaği sicağina diye.işte onun giriş müziği vardi.ulan 20 yil olmus neredeyse.hala korkarim.
annemi kaybetme korkum vardı. ilkokul yıllarında başlamıştı..

Gitgide büyüyerek karakterime işledi.

Annesini kaybetmiş dostlarımın affına sığınıyorum bu korkumu yazarken bencil gibi görünmek istemem, kusuruma bakmayın.
anaokulundayken gitme vakti geldiğinde aileler gelirdi çocukları almaya. her zaman erken gelen veliler, her zaman geç gelen veliler bir de ne idüğü belirsiz veliler vardı. benimki hep ne idüğü belirsiz veliydi. en yakın arkadaşım hep en erken giderdi. o gidince korkmaya başlardım, dünyada bir ben kalmışım gibi. annemin hiç gelmeyeceğini düşünmeye bile başlardım.
palyaçoydu.*
Kasırga, şimşek ve gök gürültüsü.
O zamanlar çocuktum ve iki katli ahşap evimiz vardı. Şiddetli rüzgarda evin camları, kapıları kendiliğinden açılır. Evin çatısı uçacak sanırdım. Gök gürültüsünde ev çatır çatır sallanır, yıkılacak gibi olurdu.
Kasırga ve gök gürültüsünü duymamak, her çaktığında şimşekleri görmemek için yorganın altına saklanırdım.
evde hiç püskevit kalmaması.
Yolda yururken yolun kenarinda uc dort cocuk toplanmis bekliyorsa icimden "kesin bana satasacaklar" diye gecerdi.

Ayrica kardesim televizyonda kuran okuyan hocalardan korkardi.

Yegenim de siyah olan nesnelerden korkardi.
arıdır korkum evet . bazen rüya ile karışık uyurken de bir şeyler oluyor , saldırıyorlar falan .
büyük obje korkusu. hala var olması sinir bozucu.
köpek .hala korkarım .
köpek.

hala yol değiştiririm.
karanlık ve yükseklik.
karanlığı bir gece boyunca karanlık odada kalarak, yüksekliği yamaçparaşütü ile yendim.
kesinlikle uludağ sözlük. Çaylakken 40 karakterden daha kısa entry giremezsiniz. (25)
Kakamdan korkardım.klozette görünce kıçıma yapışan tuvalet kağıdıyla kaçardım.ama şimdi korkumla yüzleştim evet.aldım bohumu karşıma oturttum.aslında o kadar korkunç değil sadece kötü kokuyor.
Yükselik idi.

Sonra ne mi oldu? Çatı işinde çalışmaya başladım. 50 metreden aşağı bakınca insanda korku filan kalmıyor.
evde hiç püskevit kalmaması. horror story
Büyük beyaz tavşan rüya fobimdi. Her sabah aynı saatte beyaz büyük tavşan rüyasını görürdüm hep beni yakalamaya çalışırdı.